ABD-SDG Petrol Anlaşması: Gasptan Çok Daha Fazlası

Herhangi bir anlaşma imzalanmadan bir Amerikan şirketi bu bölgedeki petrolü çıkarıp pazarlasaydı “gasp” deyip geçilirdi. Nitekim Suriye rejim yetkilileri de “ABD petrolümüzü çaldı” diye feveran ettiler. Halbuki petrol anlaşması, rejim farkında mı bilmiyoruz ama gasptan çok daha fazlası.

Devamı
ABD-SDG Petrol Anlaşması Gasptan Çok Daha Fazlası
Yunanistan Mısır Lübnan Doğu Akdeniz de Neler Oluyor

Yunanistan, Mısır, Lübnan: Doğu Akdeniz’de Neler Oluyor?

Rasyonel olan, Brüksel’in Ankara’ya karşı bu düşmanca politikalara yaptırımlar yoluyla destek verip Türkiye’yi iyice Batı’dan uzaklaştırmaması. Ama AB’nin geçmişteki bazı kararları hatırlandığında Avrupa başkentlerinin Türkiye konusunda rasyonel olanı tercih edeceklerini beklemek zorlaşıyor.

Devamı

Beyrut limanını yok eden patlama ve Yunanistan ile Mısır'ın provokasyonu bölgedeki gerilimi yeniden yükseltti. Atina ve Kahire, Ankara'nın Kasım 2019'da Trablus ile imzaladığı ve BM'ye bildirdiği deniz yetki anlaşmasının tam hilafına olan sözde münhasır ekonomik bölge anlaşması imzaladıklarını önceki gün duyurdu.

6 Ağustos’ta duyurulan Yunanistan-Mısır deniz sınırı antlaşmasının kapsamı nedir? Yunanistan ve Mısır Doğu Akdeniz’de nasıl bir politika izliyor? Türkiye duyurulan anlaşmaya ne tepki gösterdi?

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, ABD’nin Doğu Akdeniz politikası üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye, Yunanistan'ı bırakıp daha büyük ölçekte bir bölgesel oyuncu olduğunu ve küresel aktörlerle etkileşim içerisinde bir bölgesel politika izlediğini gösterdi. Dolayısıyla Yunanistan Türkiye için bir bölgesel rakip olmaktan çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bundan dolayı da Yunanistan sürekli olarak İsrail, Rusya, ABD ve Avrupa Birliği gibi aktörler üzerinden Türkiye'yi sınırlandırmaya çalışmaktadır. Bunun için de özellikle Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi dışarıda bırakan projeler geliştirmeye öncülük etmeye başladı.

Yeni Aktörlük Bilinci ve BAE’ye Uyarı

Bölgemizde Türkiye'nin etkisini sınırlandırmak için var gücüyle çabalayanların başında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) geliyor. Abu Dabi, Kahire'yi Libya'daki iç savaşa sokmak için Türkiye karşıtı bir kampanyanın yürütücüsü. Darbeci Sisi'yi teşvik etmek amacıyla Türkiye karşıtlığı üzerinden bir "pan-Arabist milliyetçilik" üretmeye çalışıyor. "Türk işgali," "Bab-ı Ali ve kolonici dil" ya da "Arap iç işlerine karışmaktan vazgeçme" söylemleri bu çabanın ürünü. Ancak Vatiyye Üssü'ne yapılan son saldırıdan sonra BAE'nin yıkıcı faaliyetleri Ankara'da gündemin başköşesine oturdu. Daha önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun BAE'ye yaptığı uyarıyı geçtiğimiz günlerde Savunma Bakanı Akar'ın ifadeleriyle yeni bir aşamaya geçti: "Doğru zaman ve doğru yerde hesabını soracağız."

Devamı
Yeni Aktörlük Bilinci ve BAE ye Uyarı
5 Soru ABD nin Dedeağaç Yunanistan ta Askeri Üs Kurmasının

5 Soru: ABD’nin Dedeağaç (Yunanistan)’ta Askeri Üs Kurmasının Anlamı ve Türkiye’ye Etkisi

ABD’nin Dedeağaç (Yunanistan)’ta kurduğu askeri üssünün niteliği nedir? Dedeağaç Üssü’nün kurulmasından önceki gelişmeler nelerdir? Üssün kurulmasının siyasi arka planı nedir? Üssün kurulmasının hukuki durumu nedir? ABD ve Yunanistan’ın Dedeağaç’taki faaliyetlerinin Türkiye’ye yansımaları nelerdir?

Devamı

Cumhuriyetimizi 'güçlü bir milli devlet' olarak yeniden konumlandırmak için Ankara, Osmanlı geçmişi ile barışıyor; normalleşiyor. Etrafındaki bölgelerden gelen tarihi ve coğrafi yükün realitesi ile yüzleşiyor. Dışlayıcı etnik-kültürel milliyetçiliğe ya da küreselci-kozmopolit fırtınalara savrulmadan milli bir duruşu tahkim etmeye çabalıyor.

SETA Güvenlik Araştırmacısı Ferhat Pirinççi, Türkiye ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimi değerlendirdi.

Ayasofya örneğinde bir kez daha Türkiye'nin egemenliği ve kimliğiyle ilgili her adımın hamaset çığlıklarıyla itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı görülmüştür. Halkın Ayasofya'ya teveccühü ise Türkiye'nin hamasete değil ama haysiyetli bir siyasete duyduğu özlemi gözler önüne sermiştir.

Türkiye karşısında Yunanistan ve GKRY’nin maksimalist taleplerine ve onların Ankara ile yaşadığı anlaşmazlığı kendi çıkarları için kullanmak isteyen Fransa’nın ihtiraslı politikalarına destek vermesi AB’nin yapacağı ciddi bir hata olur.

'Ayasofya'nın dirilişi' bu saatten sonra Türkiye'nin uluslararası sistemde etkili aktör olma hamlelerini sembolize eden bir gerçekliktir.

Libya'daki askeri varlığımız Cumhuriyet tarihinin en önemli dış politika açılımlarından birisi. Türkiye'nin hem Akdeniz hem Ortadoğu siyasetinin geleceğine büyük damga vuracağını söyleyebiliriz.

Bugün, Ayasofya'yı yeniden cami yapan ve Müslümanlar ile Ayasofya'yı kavuşturan faktörler, aynı anda dört beş cephede sınır ötesi harekât yapmamızı ve Koronavirüs sürecinde en başarılı ülkelerden biri olmamızı mümkün kılan faktörlerdir. Tam da bu nedenle Ayasofya'nın tekrar ibadete açılması, 1453'te İstanbul'un fethedilip Ayasofya'nın kutlu ve temiz bir mabet olması kadar büyük sonuçlar doğuracaktır.

Merkel'in olumlu girişimi tüm AB başkentlerinde desteklenmeli. Doğu Akdeniz'deki gerilime kısa bir mola verildi.

Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Yalçın, "15 Temmuz'daki hain darbe girişimi, Türkiye'nin meşruiyetine karşı açık bir saldırıydı." dedi.

Doğu Akdeniz’de yaşanan son Navtex gerginliğinin sebebi nedir? Yunanistan’ın deniz yetki alanları ve arama-tarama faaliyetleriyle ilgili iddiaları nelerdir? Türkiye’nin bu iddialara yönelik tutumu nedir? İddialara karşı atılan adımlar nelerdir? Sorun, uluslararası hukuk açısından nasıl değerlendirilmektedir? AB’nin söz konusu gelişmelere yönelik tutumu nasıldır?

Türkiye’nin dış politikada seçmiş olduğu bağımsız ve kendi halkının çıkarını önceleyen yol bazı küresel ve bölgesel aktörlerle kendisini karşı karşıya getiriyor.

Dış politikada nasıl da her başlık birbirine hızla bağlanabiliyor. Suriye sadece Suriye'den ibaret olmadığı gibi Libya da sadece Libya'dan ibaret değil. Bir yere dokunduğunuzda hemen bir başkasından ses gelebiliyor. Sanki bir duvardaki tuğlalar gibi. Birini yerinden oynattığınızda diğerleri de sarsılmaya başlayabilir. O nedenle her an beklenmedik sonuçlarla karşılaşmak mümkün. Önümüzdeki dönemde bu tuğlalardan kimileri kendilerine güvenli kaleler inşa ederken kimileri de yıkılan duvarların altında kalacak gibi görünüyor.

Libya krizinde kritik Sirte-Cufra cephesi için iki tarafta da hazırlıklar devam ediyor. Vatiye Hava Üssü'nün muhtemelen BAE uçakları tarafından vurulması ile tarafların kararlılığı bir kez daha görüldü. Ankara bu tür bir saldırının tekrarlanmaması için önlemlerini alırken, dün Libya ve Malta içişleri bakanları Milli Savunma Bakanı Akar ile görüştüler. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde BM'nin desteği ile Libya'da "yeni bir anlaşma" yapılacağını söylemişti. Bu anlaşmanın ne olduğu hayli merak konusu. Trablus, 2015 şartlarına dönmek için Sirte ve Cufra'yı almak istiyor. Bingazi tarafı ise bunun petrol bölgelerinin kontrolünü ve Hafter'in tüm desteğini kaybetmesi anlamına geleceğini iyi biliyor. Türkiye ve Rusya dahil etkili güçlerin diplomatik çabaları Sirte-Cufra çatışmasını engeller mi? Petrol gelirinin dağılımı üzerine anlaşılırsa, Sirte batıya, Cufra doğuya bırakılarak bir pazarlık yapılır mı? Yakında göreceğiz.