AB ülkelerinin büyük bir kısmı Hollande'ın 'Avrupa'ya yönelik en büyük tehdit Türkiye' iddiasına katılmıyor. Macron'un AB'yi Türkiye'ye karşı konumlandırma arayışı da sonuçsuz kaldı. Doğu Akdeniz'deki 'yüksek gerilim' yerini müzakere ve diyaloga bıraktı.
Devamı
Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin yerine oturtulmaya çalışılan yeni ideolojik konumlanmasında Atatürkçülerin yeri bulunmamaktadır. Bu CHP'de Atatürk artık yalnızca gerekli görüldüğünde kullanılan bir siyasi refleks ve popülist reaksiyon aparatı halini almıştır.
Devamı
Millet İttifakı ve özel olarak da CHP için yeni kurulan partilerin değerli olmasının tek bir sebebi var. O da bu partilerin ve siyasetçilerinin Erdoğan karşısına geçmiş olmaları. Meselenin ironik tarafı, aslında kendilerini bu partiler nezdinde değerli kılan da yine Erdoğan.
Muhalefet farkında olmadan Erdoğan karşıtlığının öldürücü rahatlığına dolu dizgin yuvarlanıyor. Tıpkı donmak üzere olan insanlara bastıran o tatlı uyku hali gibi. Erdoğan karşıtlığı muhalefeti sarıyor, sarmalıyor, rahat ettiriyor. Adeta bir yudumu serhoşluk veren dehşetli bir içki veya bir kere uzandığınızda bir daha kalkamayacağımız konforlu bir yatak gibi. Malum son hamle terör suçlusu Demirtaş'tan geldi. İYİ Parti lideri Meral Akşener'le kahvaltı yapmak istediğini söyledi. Akşener de cevaben "kapınıza gelen kanlınız da olsa geri çevirmezsiniz" dedi.
Soyut siyasetin imkânlarından yararlanmak, bir politikasızlık tercihidir. Politikasızlıkla da ülke yönetilemez.
Erdoğan'a yapıştırılmak istenen 'fundamentalizm' etiketi bir maske.. Altında milli çıkarlarını korumak için mücadele eden bir liderin devrilmesi, olmazsa sınırlandırılması niyeti var.
Türkiye'nin Suriye'deki askeri operasyonlarını 'NATO'nun beyin ölümü' söylemiyle karşılayan Macron bu defa Türkiye'ye Doğu Akdeniz'de 'kırmızı çizgi çizme' çabasında... Macron'un Türkiye'yi ötekileştirme politikası Avrupa'nın stratejik çıkarlarıyla bağdaşmıyor. Avrupalı siyasetçilerin Türkiye'yi Batı ittifakından, AB'den uzaklaştırmaktan fayda gelmediğini görememesi tam bir akıl tutulması.
Devamı
Erdoğan karşıtlığına bağımlılık, her versiyonuyla, muhalefetin siyaset üretebilme imkanının tüketen bir kara delik durumunda.
Devamı
Ayasofya Cami'nin müze olan kağıt üstündeki statüsünün tekrar camiye çevrilmesine doğrudan karşı çıkamayan muhalefet "Efendim Türkiye'nin o kadar yoğun gündemi varken şimdi bunu tartışmanın sırası mı?" sorusunun arkasına sığınıyor. Aynı isimler bugünlerde bir başka yapıyı dillerine doladılar; devletin el koyduğu FETÖ binalarından bir tanesinin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na tahsis edilmesine pek içerlemişler. Bu kadar büyük bir binaya ne gerek varmış, İletişim Başkanlığı ne iş yapıyormuş, iletişim işleri için bu kadar kaynak aktarılması israf değil miymiş?
Bu sefer Kılıçdaroğlu ittifak partnerlerini de aynı yola zorlamanın peşinde. Bir önceki seçimde Abdullah Gül'ü çatı aday yapmak isterken Meral Akşener'in ve Selahattin Demirtaş'ın adaylıklarını engellemeyi becerememişti. Şimdi de benzer bir hesabın peşinde. Muhalefet kanadında bir kural oluşturmaya çalışıyor. Zemin hazırlıyor. Başta Meral Akşener olmak üzere diğer parti liderlerinin önünü kesiyor.
Türkiye'nin ana muhalefet partisi Türkiye düşmanlarıyla ortak bir tavır sergileyip Türkiye'yi itham ediyor.
Önümüzdeki dönemde siyasal alanı yeniden şekillendirmeye dönük özellikle muhalefet kanadında ve medyasında bolca anket yayınlanmaya devam edecek. Yakın bir dönemde seçim olmadığı hâlde, sık sık yayınlanan bu anketler özellikle muhalefetin konsolidasyonu ve yeni kurulan partilerin öne çıkarılması gibi belirli amaçlara matuf olarak yorumlanacak.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “OHAL ilan etmek istiyorlar” sözleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Yeni kurulan partiler, bugüne kadar muhalefetin AK Parti ve Erdoğan için yaptığı her eleştiriyi sahiplendiler. Var olanın üzerine yeni bir eleştiri getirme ihtiyacı bile duymadılar. Peşine takılma siyaseti ile CHP destekli bir yol haritası üzerinden mevzi kazanmaya çalışıyorlar.
2013 Mayısında başlayan ve kısa süre içerisinde ölçek itibariyle Türkiye'nin en büyük toplumsal hareketlerinden birisi olan Gezi Parkı protestoları, bazı açılardan bir milat olma özelliği taşıyor.
Türkiye son yıllarda savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji gelişiminde büyük mesafe kat etmiştir. Ülkenin dışa bağımlılığı her geçen gün azalmış ve üretilen araçlar/platformlar Türkiye'nin askeri savunma kapasitesini çok ileri bir noktaya taşımıştır.
SETA Enerji Araştırmaları Direktörü ve Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kemal İnat, Yunanistan’ın Türkiye ile Libya arasında imzalanan "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası"nı geçersiz kılmak için Birleşmiş Milletler'e başvurusuna ilişkin, "İki ülke arasında uluslararası hukuka uygun bir şekilde imzalanan bir mutabakatı geçersiz kılmak ne Yunanistan'ın işidir ne de BM'nin. Çünkü Libya'yı temsil etmek hakkına sahip olan meşru Trablus hükumeti ile Türkiye arasında imzalanmış bir mutabakat söz konusudur." dedi.
Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakatın Yunanistan’ı ve ona destek veren ülkeleri çok rahatsız ettiği görülüyor, ancak adaların deniz yetki alanlarının sınırlı olacağına dair çok sayıdaki uluslararası yargı kararı Ankara ile Trablus arasında atılan bu adımı destekliyor.
Türkiye'ye yönelik tehditlerin kaynağı bu kadar netken stratejik hedeflerde uyumsuzluk göstermek ülkenin ulusal çıkarlarına büyük darbeler vurur..
Avusturya’da seçime gidilmesinin sebebi nedir? Seçim sonrasında olası hükümet seçenekleri nelerdir? Seçimin Türkiye diasporası ve Müslümanlara etkisi nasıl olur? Muhtemel bir aşırı sağcı koalisyonun Avrupa’nın siyasal geleceğine etkisi olur mu? Seçimin ardından Türkiye-Avusturya ilişkilerinde ne gibi gelişmeler beklenebilir?
Muhalefet bloku, bugüne kadar konforlu bir alanda siyaset yapmaktaydı. Artık bu konfora sahip değil. Eskiden bir konuda iktidara yönelik eleştiri getirdiğinde, söylediklerinin sorumluluğunu üstlenmeye ihtiyaç duymuyordu. Demokrasi, hizmet anlayışı, ayrımcılık, işçi hakları, liyakat, adalet gibi konularda hiç düşünmeden konforlu bir alanda rastgele eleştirilerini sıralayabiliyordu. Sınanmadan muhalefet yapmak kolaydı.