Kongre münasebetiyle, AK Parti'nin geride kalan on yılına dair bir siyasi bilanço çıkarmakta yarar var.
Devamı
Son dönemde Türkiye'nin siyasal merkezi, siyasal aktörleri, iç politika ve dış politikadaki temel yönelimleri köklü bir değişim sürecinden geçiyor.
Devamı
12 Haziran 2011'de yapılacak genel seçim, 2000'lerin başından itibaren statüko lehine mevzi kazanan değişim iradesinin en kritik duraklarından biri olacak.
Şiddetin sürdüğü dönemlerde bile Kürtçe savunmaya izin veren hukuk sisteminin bugün KCK davasında aksini söylemesi düşündürücüdür.
AK Parti karşıtı blokta yer alan siyasal partiler, ‘Hayır’ın AK Parti’ye karşı çıkmak anlamına geldiğini düşünerek referandumda ‘Hayır’ diyecekler.
SETA PANEL Oturum Başkanı: Taha Özhan SETA Konuşmacılar: Baskın Oran Uluslararası İlişkiler Profesörü ve Agos ve Radikal İki Yazarı Fahrettin Altun İstanbul Şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Koordinatörü ve Anlayış Dergisi Yayın Yönetmeni Yasin Aktay Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Tarih: 12 Mart 2009 Perşembe Saat: 16.00 – 18.00 Yer: SETA, Ankara
2002’DEN bu yana Türkiye’de siyasetin içeriğini, AK Parti ile ondan kurtulmaya çalışan zinde güçler arasında yaşanan millet iradesi-bürokratik vesayet eksenindeki mücadele belirliyor. Bu mücadelenin en yoğun biçimde yaşandığı 22 Temmuz seçimleri, gerilimi taraflardan biri lehine sonlandırmak yerine daha da tırmandırdı. Seçimlerden sonra siyasete alan açmak için başvurduğu yeni Anayasa yazımı ve başörtüsü düzenlemelerinden geri adım atmak zorunda kalan AK Parti, bir de aleyhine açılan kapatma davasıyla boğuşmak zorunda kaldı. Bu güç mücadelesi, Türkiye’de siyasal gündemin belirlenmesinde etkili olan bütün aktörlerin hareket alanlarında bir daralmaya yol açtı. Bürokratik vesayet yanlılarının güç kazanamadığı, AK Parti’ninse gücünü kaybetmediği bu sıfır toplamlı siyasal mücadele bugün de devam ediyor. Bu nedenle sağlıklı işleyen bir siyasal sistemde hizmet eksenli projelerin ve merkezî yönetime karşı yerel gündemin revaçta olması gerekirken, yerel seçimler bir genel seçim havasında geçiyor.
Devamı
Türkiye’de 1937 yılından itibaren anayasal bir ilke haline gelen laikliğin tanımı ve gerekleri konusunda sürekli tartışma yaşanmıştır. Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı, bu tartışmalı alanların belki de en yakıcısı olmuştur. Başörtüsü yasağı, sadece bazı öğrencilerin yüksek öğrenim hakkını kullanamaması sonucunu doğurmakla kalmamış, aynı zamanda yargı-siyaset ilişkisini de etkileyen bir meseleye dönüşmüştür. Bu yasağı kaldırmaya yönelik tüm yasal ve anayasal girişimler yargı engeline takılmıştır.Diğer yandan, başörtüsü yasağına dair söylem ve eylemlerin siyasi bedeli de çok ağır olmuştur. Yasağın kalkması gerektiğini savunan iki siyasi parti laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldikleri gerekçesiyle kapatılmıştır. Başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakmak amacıyla yapılan anayasa değişikliğine destek veren iktidar partisi de kapatılmaktan bir oyla kurtulmuş, ancak hazine yardımından mahrum bırakılmıştır.
Devamı
Türkiye’de genel olarak siyasal faaliyetin, özelde de merkez-sağ siyasetin koordinatlarını belirleyen asıl unsur, 1961 Anayasası olmuştur.
30 NİSAN’DA AK Parti, kapatma davasına karşı “cevap” olarak tanımladığı savunmasını verdi. Dava açıldıktan sonra bütün dikkatlerin üzerinde olduğu AK Parti, ilk hafta yaptığı çıkışları saymazsak, bekleme süreci içerisine girmişti.
AK PARTİ’YE kapatma davası açılmasının üzerinden tam bir buçuk ay geçti. Başbakan’ın bazı çıkışlarını saymazsak, parti için elle tutulur bir yol haritası hâlâ ufukta görünmüyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti üst yönetiminin ilk dönem iktidarları süresince iletişim kurmakta en fazla zorlandığı kitle Alevi toplumuydu.
İngiltere'de on yıllık başbakanlık görevini bırakan Tony Blair'in öncülüğünü yaptığı "Üçüncü Yol" hareketi, geleneksel sağ-sol ayrımlarını aşmayı hedefliyordu. Avrupa sağının muhafazakâr ve geleneksel değerleri benimseyen; fakat ekonomik alanda bireyci ve sermaye yanlısı tavrına karşı Avrupa solunun gelenek karşıtı; fakat sosyal adaletçi ve müdahaleci politikaları arasında sıkışıp kalan Avrupa siyasetini bu darboğazdan kurtaracak bir açılımdı Üçüncü Yol.