Paralel Evrende Davutoğlu Hezeyanları

“Özgürlükçü” Batı basını, bu utanmaz tek taraflılığı ve bağnazlığına rağmen kendisini hâlâ özgürlükler konusunda Türkiye'ye vaaz edebilecek konumda görmeye devam ediyor.

Devamı
Paralel Evrende Davutoğlu Hezeyanları
Başbakan'la Bir Hafta Sonunda Devr-i Alem

Başbakan'la Bir Hafta Sonunda Devr-i Alem

Başbakan “şehir” kavramını konuşmalarında ve analizlerinde sık kullanır. Şehir insanının üzerine siner. İnsanı da içerisindeki ilişkiler bütününü de belirler, şekillendirir.

Devamı

Mesele Davutoğlu'nun ne söylediğini dinlemek ve anlamaya çalışmak değil. İnşa edilen kurgusal AK Parti ötekisini konumlandırma çabası.

2015'in iç siyaset gündemi de belli şimdiden: Çözüm sürecindeki muhtemel gelişmeler ve gelgitler; başkanlık sistemi ve yeni anayasa tartışmaları gölgesindeki genel seçimler; Erdoğan-Davutoğlu arasındaki yetki dağılımı ve bunun pratik siyasete yansımaları.

2014'te Türkiye analizi, geçmişin daha iyi anlaşılmasına katkı sunmanın yanında geleceğe yönelik bir perspektifin ortaya konulmasına dair önemli bir boşluğu dolduruyor.

Türkiye'nin soğuk savaş döneminde stratejik aklını yönettiğini düşünenler de, soğuk savaş sonrası kendilerini ABD ve bölgesel uzantılarının Türkiye şubesi rolüne sokmaya çalışanlar da İsrail faktörünü her zaman akıllarının bir tarafında tuttular.

'Komşularla Sıfır Sorunu' Nasıl Okumamalıyız?

İsrail'in Gazze'deki veya Esed rejiminin Suriye'deki katliamları, sıfır sorun hedefini eleştirmekten ekmek yediğini düşünenlere patolojik bir siyasi haz verdi.

Devamı
Komşularla Sıfır Sorunu' Nasıl Okumamalıyız
5 Soru Yunanistan'ın Yol Ayrımı

5 Soru: Yunanistan'ın Yol Ayrımı

SETA Dış Politika Araştırmacısı Mehmet Uğur Ekinci, Yunanistan erken seçimlerini, Sol görüşlü SYRIZA Partisi'ne olan halk desteğini ve ülkenin Avrupa Birliği ile ilişkilerini değerlendirdi.

Devamı

Başbakan Davutoğlu'nun Paris'te teröre karşı Avrupalı liderlerle yürümesi Fransa İslam Konseyi başta olmak üzere diğer Müslüman grupların bu yürüyüşe katılmasında teşvik edici bir etkide bulundu.

Statükocu entelektüeller bugünün Türkiye sosyo-politik gerçekliğini kendi pozisyon kayıpları üzerinden okuyorlar. Ve bu kayıpların kaynağı olarak da Erdoğan'ı görüyorlar. O nedenle ona öfke duyuyorlar.

2014 yılının Ocak ayında beklenmedik bir şekilde yüzde 4,5'ten yüzde 10'a yükseltilen politika faizi konusunda tartışmalar devam ediyor.

Bugünlerde “Seçim yoluyla iktidara gelmek” yöntemi, iktidar mücadelesi yapan diğer kesimler tarafından pek makbul bulunmuyor. Özellikle demokrasinin sandıktan ibaret olmadığı söylemini kurmaya çalışıyorlar.

Erdoğan'ı zihinsel kodlarında güçlü, azametli, köklü ama halkına hizmet eden bir devlet anlayışı var. Devlet güçlü ama ceberut değil. Liberallerin tahayyülündeki gibi küçük ve sınırlı devlet değil. Azametli ama halkıyla barışık.

Türkiye'den yapılan sağduyu çağrıları Avrupa'nın hem kendisinin yeni bir etnik ve dinsel taassup girdabına sürüklenmesinin hem de dünyayı böyle bir tehlikeye atmasının önlenmesi açısından çok önemli.

Türkiye'deki bazı kalem ve laf erbabı meseleyi Avrupa'daki ırkçı yayın organlarına ve parti liderlerine bile rahmet okutacak bir İslam düşmanlığıyla ele aldı. Bu kişiler olayı İslam'ı sorgulamak ve hakaret etmek için vesile saydılar.

Burhanettin Duran, Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırıya karşı Fransa'nın başkenti Paris'te gerçekleşen yürüyüşe Başbakan Davutoğlu'nun katılmasının sembolik anlamlar içerdiğini ifade etti.

AK Partili yetkililerin, aklanmanın yolunun sadece Yüce Divan olmadığı, TBMM Soruşturma Komisyonu'ndan çıkan sonucun da hukuk mekanizmalarının parçası olduğuna atıf yapacakları söylenebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İslam dünyasında yaşanan derin krizin çözümü için "ülkelerin çıkarlarını ve mezhep farklılıklarını geri plana bırakma" çağrısı da Müslüman ülkeler arasındaki mevcut güç rekabetinin trajik sonuçlarına işaret etmektedir.

“kadına yönelik şiddet” meselesinde Türkçe literatür bu açıdan oldukça fakir. Hatta niteliksiz. En basit istatistiklerde ve bunların ele alınıp yorumlanmasında sıkıntılar var.

Radikal Selefi örgütlerin Türkiye karşıtı bir söylem kurabilecekleri, ama ancak “sınırlı hedef” veya “sınırlı düşmanlık” üretme kapasitesine sahip olabileceklerini söyleyebiliriz.

Yüce Divan süreci AK Parti iktidarının sonunu getirebilecek bir gelişme ve fırsat olarak görüldüğünden, yolsuzluk iddiaları araçsallaştırıldı.