Erdoğan karşıtlığının cazibesinden gözü kamaşan muhalefet, AK Parti'nin Cumhuriyet modernleşmesi ile kurduğu ilişkiyi de doğru okuyamamaktadır.
Devamı
Yeni Türkiye'nin hesabı, kirli tezgâh başındakilerle sınırlı kalmamalı. Bu hesap, o tezgâhın mülkiyetini elinde bulunduranlarla da görülmeli.
Devamı
Çözüm süreci nihayete ulaşırsa sadece Türkiye'deki Kürt sorunu değil aynı zamanda Kürtlerin kendi aralarında öne çıkan çatlaklar da büyük ölçüde kapanabilir.
Davutoğlu, kendi siyasi potansiyelinin bilincinde. Abartılı bir özgünlük arayışı yok. Adımlarında sahicilik arayışı çok daha önde. Erdoğan'ın siyasi tarzı ile yarışan bir siyaset tarzı yaratmak gibi bir kaygı içinde değil.
Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun teşrif edeceği konferansta, Balkanlar, Kafkasya ve Çin'den katılımcılarla İpek Yolu'nda ticaret, lojistik, kültür ve siyaset alanlarında işbirliği imkânları tartışılacak.
Görünen o ki, yeni doğalgaz boru hatları ve farklı ortaklıklarla, enerji masasındaki oyunu lehine çevirmek isteyen aktörlerin karşılıklı hamlelerine tanıklık edeceğiz.
Bedelli askerlik uygulaması tekil bir uygulama değil. Profesyonel orduya geçişle ilgili sürecin bir parçası. Bu nedenle, bu bedelli askerlik kararı önceki bedelli askerlik kararlarından ayrışıyor.
Devamı
Başbakan Davutoğlu'nun Hacıbektaş ve Dersim çıkışları, Ortadoğu'da etnik ve mezhepsel kutuplaşmanın en üst düzeyde olduğu bir dönemde yapılmış olması nedeniyle de son derece değerlidir.
Devamı
Başbakan Davutoğlu Irak'ta temaslarını sürdürürken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Afrika ve Kuzey Afrika ziyaretini gerçekleştirdi.
Siyasal iletişim araştırmalarının, siyasal partilerin ve iletişim şirketlerinin döne döne üzerinde durduğu “seçim kampanyaları”nın gerçek anlamda bir siyasal karşılığı var mı?
Seçmen açısından liderlerde aranan önemli kişilik özellikleri duygusal açıdan sevilebilir olmak, güvenilir bulunmak ve söz söylemeyi yani konuşmayı bilmektir.
Mehmet Özkan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Irak ziyaretini bağlamında Türkiye-Irak ilişkilerini yorumladı.
Kobani'de bir süredir IŞİD ile Kürt grupları arasında yaşanan yoğun çatışma iki açıdan çok önemli hale gelmiş durumda. Birincisi, IŞİD'in giderek bölgesel ölçekte "jeopolitik bir realiteye" dönüşmüş olması, ikincisi ise, bütün heterojenliğine rağmen yeni bir "Kürt jeopolitik kuşağının" ve "tahayyülünün" ortaya çıkmış olması.
Obama yönetiminin IŞİD'le mücadele stratejisinin hava saldırıları dışındaki en önemli parçası bu örgüte karşı savaşan yerel gruplara silah yardımı yapmaktı. Kendi kara birliklerini sahaya sürmeyeceğini ilan eden ABD böylece Yemen ve Somali'de başarılı olmayan bir yöntemi IŞİD'e karşı da uygulamaya koyuldu. IŞİD karşıtı koalisyonun savaş stratejisinin zayıf olduğuna işaret eden bütün analizlerin dikkat çektiği şey yerel gruplara verilen silah desteği ile hedefin gerçekleştirilemeyeceği idi. Koalisyon içinde yer almakla birlikte, Obama yönetiminin IŞİD stratejisinden hoşnut olmayan ülkelerinde başında Türkiye geliyor. Bu hoşnutsuzluğun birkaç sebebi var. Öncelikle, ABD'nin stratejisinde Esed rejiminin yıkılmasını hedeflememesi. Bu yüzden en azından şimdilik güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge oluşturulmasına sıcak bakılmaması. İkinci olarak ise, IŞİD'in tasfiye edilmesini müteakip Suriye'de ne olacağı konusunda netliğin olmaması. Bunlardan daha önemlisi ise kara harekâtı yapmayan ABD'nin IŞİD ile savaşan gruplara silah yardımının PYD'yi de içermesi.
Böylesi zamanlarda her cümleye besmele gibi 'inadına barış' diyerek başlamak gerekiyor... Bir ayını doldurmak üzere olan IŞİD'in Kobani kuşatmasının vahim boyutlara ulaşmasının ardından HDP'nin süresiz eylem çağrısıyla insanların sokaklara dökülmesi sonucunda 36 vatandaşın ölümü ve yüzlerce insanın yaralanması ile kontrolden çıkan olaylar önemli bir siyasi maliyet üretti. Başbakan Davutoğlu yaptığı açıklamada sokak olaylarını Çözüm Süreci parantezinden çıkardı ve süreci önceleyen bir tutum sergiledi. HDP eşbaşkanı Demirtaş ise eylemlerin ulaştığı boyut itibariyle sorumluluk ve inisiyatif almaktan kaçınarak Öcalan ile yazıştıklarını ve Öcalan'ın herkese "diyalog ve müzakereyi hızlandırmayı tavsiye ettiğini" aktardı.
Çözüm sürecinde en önemli sorun, HDP çizgisinin siyaset üretememe krizi ve HDP çizgisinde siyaset yapan bazı aktörlerin kendi siyasi bekalarını çözüm sürecinin önüne koymalarıdır. Çözüm sürecinin başlamasının ardından sürece yönelik hükümetin attığı adımlar ve HDP çizgisindeki siyasal aktörlerin talepleri, çözüme yönelik yol haritaları ve sıcak konularda ürettiği siyaset dili ve tarzı karşılaştırıldığında bu husus daha kolay anlaşılmaktadır. Kürt meselesinin barışçı ve demokratik yollardan halline dair siyasi kararlılığın ortaya çıkmasının ardından en önemli husus çözüm sürecinin toplumsallaşmasıydı. Bu bağlamda hükümetin bu alanda attığı önemli ve ilk adımlardan biri "akil insanlar" heyetlerinin oluşturularak toplumu sürece hazırlamaktı. Bu bağlamda sürecin en zor kısımlarından biri toplum kesimlerin güvensizlik halinin ve tereddütlerinin giderilmesiydi. Niçin en zor kısmın bu süreç olduğunu anlamak için bugünlerde ardı ardına yayınlanan akil insanların günlüklerini okumak yeterli.
Çözüm Süreci bölgesel denklemin kaygan zeminine rağmen önemli bir ivme yakaladı. Cumhuriyet tarihinde ilk defa Kürt meselesinin barışçıl yollardan sonlandırılmasını hedefleyen Çözüm Süreci bir hükümet programında yer aldı. Başbakan Davutoğlu süreci bizzat uhdesine alarak bu meseleye verdiği önemi ortaya koydu. Bu gelişmelerin dışında, sürecin artık yasal dayanağa oturuyor oluşu, devletin en üst düzeyden 15 günde bir düzenli toplantılarla süreci takip edecek olması ve Öcalan'ın sürecin pratiğine yönelik verdiği pozitif mesajlar sürece dair pozitif bir iklimin doğmasına yol açıyor. Süreç bilindiği üzere üç sacayağı üzerine oturuyordu. 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşma ile startını verdiği, 2009 yılındaki Demokratik Açılım ile tüm ülkeyi bir oryantasyon sürecinden geçirerek meselenin demokratik yollardan çözümüne alıştıran Erdoğan liderliğindeki AK Parti hükümeti, örgüt üzerindeki otoritesini sorgulamaya yönelik girişimlerden güçlenerek çıkan Öcalan ve provokasyonlara rağmen sürecin arkasında durarak devamlılığını sağlayan toplumsal destek. Kürt siyasal hareketinin temsilcisi konumundaki HDP ise bu üçlü denkleme 'arabulucu' rolüyle dahil edildi.