'Aydınlarda bilinç sapması var'

Başbakan Davutoğlu: Aydınlarımızın bilinç sapması yaşadığına, ön yargı ile hareket ettiklerine inanıyorum. Aydın insafına ve ölçüsüne uymalarını beklerim.

Devamı
Aydınlarda bilinç sapması var'
Türkiye Yüksek Gelir Grubuna Girebilir mi

Türkiye Yüksek Gelir Grubuna Girebilir mi?

Ülke ekonomisinin en can alıcı sorusu bu: “Türkiye yüksek gelir grubuna girebilir mi?”

Devamı

G-20 zirveleri özellikle finansal konularda liderlerin ‘şipşak’ çözümler ürettikleri bir yer. Türkiye'nin G-20 sevgisinin de özel nedenleri var.

2015 yılında G20'de dönem başkanı olan Türkiye, 15-16 Kasım'da Antalya'da düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak.

G-20’nin güçlü sanayi ülkeleri, mülteci sorunu, Suriye ve Irak iç savaşları ile bu savaşlar bağlamında bölgede güçlenen terörizm dolayısıyla yaşanan insanlık trajedilerini görmeyip terör örgütlerini yanlış çıkar algıları çerçevesinde bir araç olarak değerlendiren politikalarını sürdürmeleri durumunda uluslararası sistemdeki düzen kurucu pozisyonlarını sürdüremeyeceklerdir.

ABD Başkanı Obama'nın dış politika konusunda son yıllardaki temel yaklaşımı, Ortadoğu'yu ABD'nin önceliği olmaktan çıkarmak ve Doğu Asya'daki ekonomik ve askeri ağırlığını daha fazla hissettirmek doğrultusunda şekilleniyor.

Batı'nın Terörle Mücadele Fiyaskosu

Suriye'de ılımlı ve istikrarlı bir rejim inşa etmekten özellikle kaçınıldı. Hâlbuki yıllardır dile getirilen ve kendilerinin de çok net bildiği bir geçrek vardı. Terör kırılgan rejimlerde üretiliyordu.

Devamı
Batı'nın Terörle Mücadele Fiyaskosu
G20'den Yeni Bir Dünya Düzeni Çıkar mı

G20'den Yeni Bir Dünya Düzeni Çıkar mı?

Ekonomik büyümenin kapsayıcı olması, yalnızca gelir adaletsizliğini azaltmayacak. Ayrıca, birçok ülkedeki sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin azaltılmasıyla o ülkelerde toplumsal barışın gerçekleşmesi de sağlanacaktır.

Devamı

Analizde AB ve Almanya’nın mülteci politikası ve bu konu üzerinden Türkiye ile ilişkileri incelenmektedir.

Paris saldırıları sonrasında gösterilen kararlı tutum, Suriye iç savaşının bölgede yol açtığı insani trajedinin ortadan kaldırılması konusunda gösterilmemiştir ve bu trajediye uzun zaman seyirci kalınması Paris saldırılarını tetikleyen nedenlerden biri olmuştur.

Rusya'nın zengin enerji kaynaklarına sahip olması ve bu potansiyeli siyasi ilişkilerinde bir koz olarak kullanması yeni bir durum değil.

Siyasi ortamları da karmaşık olan bu zayıf ekonomilerin, petrolden darbe yemeye tahammülü pek kalmadı.

Ankara, Başika adımıyla daha da sıkışacak Irak denkleminde yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor.

Bundan sonra hedeflere ulaşabilmek için, tutarlı bir gücü nasıl inşa etmek gerek? Hep konuştuğumuz şu orta gelir tuzağına ayağımızı kaptırmamak için ne yapmak icap ediyor?

Bir kuram ve paradigma olarak 21. Yüzyılda özellikle Afrika bağlamında kalkınma yardımları konusu SETA’da TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam ve Güney Afrika Büyükelçisi Vika Mazwi Khumalo’nun katılımıyla ele alınacaktır.

SETA, Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) ve Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) işbirliği ile, Türkiye – Afrika çok boyutlu ilişkilerinin ele alınacağı bir konferans düzenleniyor.

Gazze'ye İsrail saldırısı Ocak ayında sona erdi. Çatışmanın bitmesine rağmen, Gazze'ye yönelik İsrail şiddeti bitmedi.

Amerikan imparatorluğu son sekiz yıldır kullandığı siyaset teknolojisini değiştirme kararı aldı. İmparatorluğun ancak bir süre kullanabileceği neocon teknoloji vazifesini hitama erdirmiş oldu. George W. Bush’la beraber iktidara gelin neocon ekibin, fiili hazırlıklarını 1997-1998’de tamamladıkları  “Yeni Amerikan Yüzyılı” projesi, ABD’nin Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan küresel belirsizliği belli bir süreliğine aşmasına yardımcı oldu. Bir an için son sekiz yıl içerisinde neocon projenin hayata geçmediğini farz edelim; Amerika küresel anlamda daha etkin (aktif) mi yoksa daha zayıf (pasif) bir pozisyonda olurdu? Neocon projenin ABD’ye maliyetlerinin olduğu elbette doğrudur. Lakin kâr-zarar analizini derinlikli yaptığımızda karşımıza şu tablo çıkmaktadır. Amerika, gerek siyasi gerekse ekonomik kriz bölge ve alanlarında, varlığıyla yokluğunu eşitleyen bir güç haline dönüşmüştür.

BATI’DAKİ çoğulculuk tartışmalarının 11 Eylül’den sonra yeni bir boyut kazanacağına ve bu saldırıların ardından güvenlik merkezli yaklaşımların yükselişe geçeceğine herkes kesin gözüyle bakıyordu. Fakat Avrupa ve Amerika’daki çoğulculuk ve çok kültürlülük tartışmalarının Müslüman topluluklar üzerinden yapılıyor olması, yeni ve endişe verici bir eğilime işaret ediyor

ABD’nin yeni yönetimi, bölgelerinde lider olan ülkelerle (Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya) ilişkilere özel bir ihtimam gösteriyor. Bu ülkelerin liderleri ile görüşme aralığını sıklaştırırken, bölgelerinde lider olma potansiyeline sahip ülkelerle (Türkiye, Güney Kore, Güney Afrika gibi) işbirliği arayışlarını da artırıyor.

Medeniyet ve buluşma kavramları, uluslararası siyasette giderek önem kazanıyor. Toplumlar geçmişte olduğu gibi bugün de siyasi tercihlerini kültür, kimlik, din, medeniyet ve aidiyet duyguları üzerinden yapıyor. Devlet ve toplumun varlığını, kartezyen bir ulusal çıkar kavramına indirgeyen bakış açısı, İslâm ve Batı dünyalarının karmaşık ilişkisini açıklamakta yetersiz kalıyor. Çatışmacı modeller dahi medeniyetin, uluslararası ilişkilerin anahtar kavramlarından biri haline geldiğini kabul ediyor. Fakat medeniyetler diyalogu ve ittifakı, kavram ve uygulama düzeyinde pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. MEDENİYETLER İTTİFAKI YAHUT BULUŞMASI Son yıllarda medeniyetler ittifakı, diyalogu yahut buluşması adı altında çeşitli girişimlere tanık olduk. İran'ın 1999'daki teklifi üzerine BM, 2001 yılını "Medeniyetler İttifakı Yılı" ilan etti ve dünya toplumlarını temsil eden en büyük siyasî yapı olarak çeşitli faaliyetler düzenledi. Bu yıl, yine BM himayesinde Türkiye ve İspanya başbakanları düzeyinde ortak bir proje başlatıldı ve bunun için 18 kişilik bir "âkil adamlar" heyeti oluşturuldu. BM'nin 25 Ağustos 2005 tarihli duyurusuna göre bu girişimin 2006 yılının ortalarına doğru tamamlanması öngörülüyor. Medeniyetler diyalogu çalışmalarına İslâm Konferansı Örgütü (IKÖ) de bir müddettir katılıyor. Akademik ve siyasî çevrelerde kavram giderek önem kazanıyor.