ABD'de Buz Dağının Görünmeyen Yüzü

ABD'nin seçim sonrasında bir rehabilitasyon sürecinden geçmesi gerektiği konusunda kimsenin şüphesi yok. Obama, Trump'a, Türk siyasetinin geçmişte çok aşina olduğu bir tâbirle âdeta bir enkâz devretti.

Devamı
ABD'de Buz Dağının Görünmeyen Yüzü
Obama Sonrası Irak ve Suriye

Obama Sonrası Irak ve Suriye

Dış politikada ipler tamamen Trump’a bırakılırsa (şüpheliyim bu konuda) Esed’le yeni bir uzlaşma zemini arayabilir. Çünkü Esed’in DEAŞ’la mücadele ettiğini düşünecek kadar olaydan kopuk.

Devamı

Asya ülkelerinin ekonomik ve insan gücünü etkin kullanmalarını sağlayacak güçlü bir platforma ihtiyaç var ve Türkiye, bu platforma liderlik edebilecek dinamiklere sahip.

Amerikan halkı başkanın spesifik politikalara hakim bir teknokrat olmasının ötesinde liderlik vasıfları taşımasını bekliyor.

Devlet otoritesi çökmüş ve meşruiyetini kaybetmiş ülkeler için “failed states” kavramı kullanılıyor. Bu kavram, onu bulanların çıkarları doğrultusunda başka ülkelere müdahalesini de meşrulaştıran bir araca dönüşüyor çoğu zaman.

DB Endeksi'nin 2017 versiyonu göre kendi iş ortamımızı iyileştirmemiş olarak, başkalarının bizi geçmesine mahal vermiş gözüküyoruz. Oysa ilerlemek adına en mühim gereksinimlerimizden biri, iş ortamı…

Perspektif: ABD’nin Yeni “Marifet”i | Suudi Arabistan’ı Hedefe Koyan 11 Eylül Yasası

28 Eylül’de kabul edilen Terör Destekçilerine Karşı Adalet Yasası’nı nasıl anlamak gerekir? ABD’de çıkarılan bu yeni yasa uluslararası hukuk açısından nasıl değerlendirilmelidir? Bu yasaya ilişkin ne tür çarpıklıklar dikkat çekmektedir?

Devamı
Perspektif ABD nin Yeni Marifet i Suudi Arabistan ı Hedefe
AB nin Bir Müslüman Mülteciye Daha Tahammülü Yok

AB’nin Bir Müslüman Mülteciye Daha Tahammülü Yok

AB üyesi devletlerin mülteci kabul etmemek adına verdikleri mücadelenin en trajikomik örneği Macaristan’da geçtiğimiz haftalarda yapılan referandum oldu.

Devamı

Hem Clinton hem de Trump DAEŞ’i bitirme vaadiyle kampanya yapıyor ancak her ikisi de Amerikan askerlerinin sahaya inmeyeceği vaadini de yineliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, SETA tarafından düzenlenen çalışma yemeğinde, ABD'deki bazı düşünce kuruluşlarının temsilcileri ve medya mensupları ile bir araya geldi.

NATO’nun Soğuk Savaş döneminde ‘öteki’ olarak gördüğü Rusya ile yeni bir gerilim yaşamak istemediği; bunun yerine küresel ve bölgesel terörizm meselelerine ağrılık vermek istediği görülmektedir.

Bu analizde DAİŞ terör örgütünün Libya’da ortaya çıkışı, güç kazanması, mevcut durumu, örgütle yürütülen mücadele ve örgütün Libya için yerel, bölgesel ve uluslararası dengeler bağlamında nereye tekabül ettiği değerlendirilmektedir.

ABD’nin DAİŞ’le mücadele çerçevesinde Libya’daki varlığı daha eskilere dayanmaktadır ve bu, yerel ve uluslararası güç dengelerinin içinde farklı bir anlam taşımaktadır.

ABD’nin DAİŞ’le mücadele çerçevesinde Libya’daki varlığı daha eskilere dayanmaktadır ve bu, yerel ve uluslararası güç dengelerinin içinde farklı bir anlam taşımaktadır.

Türk halkının Müslüman kimliğinden dolayı siyasi bir aktör olamayacağı söylenmek istenmektedir. Türk halkının siyasi bir aktör olarak kendi hakkını hukukunu korumak için canını ortaya koymuş olmasını görmezden gelen böyle bir tavrın islamofobik olduğu apaçıktır.

Saygın dergilerinden birisi olduğunu zannettiğimiz Foreign Policy'de 30 Haziran tarihinde “Atatürk Havalimanı saldırısı için Erdoğan'ı suçlayın” başlıklı bir yazı çıktı. Leela Jacinto imzalı yazı, Türkiye üzerine yazan yabancı basının zavallılığını göstermesi açısından bir ibret vesikası niteliğinde.

DAİŞ’le mücadelenin metodu da DAİŞ’in hanesine bir avantaj olarak yazılmaktadır. DAİŞ’i var eden sebeplerle yüzleşilmeden DAİŞ’le gerçek manada mücadele edilebileceğini düşünmek naifliktir.

Savunma uzmanı Merve Seren’e göre, Türkiye’de savunma sivil alana kapalı, “çorbada bizim de tuzumuz olsun’ dediğinizde, işin rengi değişiyor.”

Obama, başkan seçildiğinde önemli krizlerle yüz yüze geldi. ABD’yi kasıp kavuran ekonomik kriz ve seçim kampanyası boyunca dilinden düşürmediği Irak ve Afganistan işgallerinin kronikleşmiş sonuçları bu sorunların başında gelmekteydi.

Yeni başkanın, Obama’dan çok farklı bir Ortadoğu politikası izlemesi kolay olmayacak. Zira Amerikan halkı Ortadoğu’da siyasi sorunların adeta çözülmesi imkânsız hale geldiğine ikna olmuş durumda. Yeni başkanın kamuoyunu yeni bir dış politika aktivizmine ikna etmesi çok zor.

Bölgede artan gerginlik, dinsel temelli bir mezhep çatışması değil, İran’ın bölgesel stratejik hırsı ile Suudi Arabistan’ın siyasi korkularına dayalı siyasi bir çatışmadır.