Kutuplaşma Sorunu Var mı?

Birbiriyle neredeyse telif edilmesi mümkün olmayan Türkiye hayallerinin, olgun bir demokrasinin emekleme safhasındaki bir ülkede, ‘ilkel kutuplaşma' süreçlerini yaşanmadan atlaması, siyasalın ve sosyal gerçekliğin tabiatına aykırı bir beklentidir.

Devamı
Kutuplaşma Sorunu Var mı
Kemalist ve Gülenist Dış Politika

Kemalist ve Gülenist Dış Politika

Gülen Cemaati'nin genel Türkiye dış politika anlayışı ile Kürt meselesine yaklaşım biçimi onun hem Kemalist paradigma hem de Türkiye İslamcılığının ana damarı ile kurduğu ilişkiye ışık tutacaktır.

Devamı

Ergenekon'un en trajik şekilde ete kemiğe büründüğü Erke Dönergeci'nin, bürokratik bir tenasühle Gülen Grubu'nun vücudunda ‘istihbarat dönergecine' erdiği bir durumla karşı karşıyayız.

Analizde, Türkiye'nin Ortadoğu gündeminden Afrika gündemine, Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkilerinden Balkan ülkeleriyle ilişkilerine kadar Türk dış politikasının çok yönlülük arayışı irdeleniyor.

AB'nin komşularına karşı dayatmacı politikalar yerine işbirliğine yönelik politikalar geliştirmesi önem kazanmaktadır.

Elbette, devlet, hormonlu bir tarzda büyümemeli, eskiden olduğu gibi aşkın bir değer halini almamalı. Kamu çıkarını temel alan bir koruyucu aygıt olarak varlığını sürdürmeli.

5 SORU: 17 Aralık Süreci'ni MHP Nasıl Okuyor?

Milliyetçi Hareket Partisi üst yönetimi ve toplumsal tabanının 17 Aralık'ı sadece kriminal bir vaka olarak almasını kolaylaştıran iki temel nedenden bahsedebiliriz.

Devamı
5 SORU 17 Aralık Süreci'ni MHP Nasıl Okuyor
5 SORU Üçüncü Yılında 7 Şubat MİT Krizi

5 SORU: Üçüncü Yılında 7 Şubat MİT Krizi

17 Aralık sürecinin yeniden tartışmaya açtığı 7 Şubat MİT Krizi'ni ve 17 Aralık'la içerik, hedef ve aktörleri bağlamında nasıl bir ilişkisi söz konusunu olduğunu SETA'dan Taha Özhan, Hatem Ete, Ufuk Ulutaş ve Ahmet Demirhan değerlendirdi.

Devamı

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılmasıyla birlikte, sivil yargıda olağandışı dönemin biteceğini ve normal düzene geçileceğini belirtti.

Kemal İnat: Başbakan Erdoğan'ın iki günlük İran ziyareti, Türkiye ile İran'ın son iki yılda yaşanan gerginlikleri aşma yolunda önemli bir adımı olarak görülmelidir.

Küresel ekonomide söz sahibi olabilmek için yapılması gereken yatırımların çoğu ‘sanayinin kaptanları' olan TÜSİAD çevrelerinin kapsama alanında. Fakat bu çevrenin Gezi ve 17 Aralık süreçlerinde genetik yapılarına uygun olarak ekonomik baskı grubundan muhalif bir siyasal pozisyona nasıl hızla sürüklendikleri de ortada.

Türkiye'nin kendi çıkarlarını önceleyen politikalarından rahatsız olan çevrelerin Türkiye'yi alışageldikleri sulara döndürmeye çalışmaları uluslararası sistemin güç politikasının doğası gereğidir.

Analizde, İİT'nin kuruluşundan kurumsal yapılanmasına, uluslararası siyasetteki etkisinden güncel gelişmelerdeki tutumuna kadar birçok önemli başlık inceleniyor.

SETA Ankara Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, 17 Aralık sürecinin yalnızca iç politika ile ilgili bir mesele olmadığını, dış bağlantıları nedeniyle Türk dış politikasında da önemli bir yeri olduğunu belirtti.

28 Şubat sürecinde bile muvafık rol üstlenen Gülen Cemaati'nin bu son tutumu ne ifade etmektedir? Laik Kemalist rejime okunmayan kahhariyenin İslamcı olduğu söylenen Erdoğan iktidarına okunmasının anlamı nedir?

Meşru siyasete 'zaman ayarlı' yargı bombalarıyla saldırılıyor. Farklı yerlerde farklı zamanlarda ayarlanmış bombaların tamamı Türkiye'nin kader yılı olması beklenen 2014 öncesinde aynı anda patlatıldı. Tam teşekküllü bir siyasi mühendislikle karşı karşıyayız.

Başbakan Erdoğan'a karşı an itibariyle yürütülen kampanyada 28 Şubat'taki uluslararası kampanya ile ciddi paralellikler taşımakta. 28 Şubat'taki gibi “yerel” aktörler uluslararası güdümle maşa olarak kullanılmakta.

Siyasallaşma sürecini çok hızlı, günlük siyaset ve istihbarat üzerinden yaşayan zihinlerin en temel sorunu, “siyasalın” tabiatını anlama ve hayata dair başı sonu belli bir felsefi duruş sahibi olma noktasında ortaya çıkmaktadır.

Başbakan'ın tartışmaya yol açan konuşmasını seküler yaşam tarzına müdahale niyeti olarak değil, dindar değerlere ve yaşam tarzına meşruiyet ve özgüven aşılama teşebbüsü olarak okumak daha doğru olur.