AK Parti seçmeninin yüzde 80'inin koalisyon dışı seçenek aramasını, sadece liderlik etkisiyle açıklamak mümkün değil.

Hem erken seçimi hem de çözüm sürecinin çatışmaya dönmesini Erdoğan'ın bizatihi kendisiyle izah etmeye çalışanlar var. Bu kişiler kasıtlı olarak bu iddiaları ortaya atmıyorlarsa, temel atıf hataları yapıyorlar.

“Cumhurbaşkanı vesayeti” iddiası muhalefetin Türk siyasi hayatına kazandırdığı bir oksimoron olarak tarihteki yerini alacaktır.

Partiler tekrar seçimlerde bütün kozlarını oynayacaklar. Çok daha sert, kıran kırana bir seçim geliyor. Siyasi aktörlerin itidalini korumayacağı ortada.

Türkiye'de ekonominin tekrar ivme kazanması, ekonomideki başarı hikâyesinin sürdürülmesi ve yolunda kesintisiz ilerlemesi için birinci öncelik tabi ki siyasi istikrardır.

Kürt milliyetçilerinin onulmaz hatası iki stratejiyi aynı anda 'sonuna kadar' kullanmalarıdır. İlki, Kuzey Suriye'deki 'kazanımlarını' maksimize ederken Çözüm sürecini de Güneydoğu'da silahlı şehir hâkimiyeti kurmak için kullandılar. İkincisi ise Çözüm sürecinin arkasındaki siyasi iradeyi karşılarına aldılar: Erdoğan'ı ve AK Parti'yi.

Bu soru anlamlı. Çünkü birçok kişi yüz yüze seçim çalışmasının etkinliğini kabul etmekle birlikte, bir merkez partisinin bunu yapamayacağına inanıyor. Benim iddiam ise aksi.

AK Parti kadroları 7 Haziran seçimlerinde kaybettiği seçmenini yeniden kazanmasının etkili yollarını eminim arıyordur. Bu yollardan biri tanımlanmış bir seçmen profiline yönelik yüz yüze seçim çalışması olabilir.

Tek bir genel başkan adayı ve tek bir MKYK listesi ile kongresini yapan AK Parti yeni seçime kendi iç bütünlüğü ve dinamizmi ile gideceğini göstermiş oldu.

AK Parti, 2002'de enkaz olarak devraldığı ülke ekonomisini, 13 yılda ulusal ve uluslararası birçok müdahaleye rağmen yükselen ekonomilerden biri durumuna getirdi.

AK Parti içerisinde ‘yenilenme ve süreklilik-kurumsallaşma' arayışı olduğunun altını çizen Burhanettin Duran, bu durumu “süreklilik içerisinde yenilenme” olarak adlandırdı ve bu kavramsallaştırmanın ayrıntılarını yorumladı.

Cumartesi gerçekleşen 5. Olağan Kongre ile AK Parti kurumsallaşma sürecinde yeni bir evreye geçti. Kongre öncesinde yaşanan sıkıntıların üstesinden gelinebilmesi AK Parti'nin kurumsallaşma yolunda bir adım daha atması anlamına gelecek.

Burhanettin Duran: “AK Parti'nin bugün en büyük sorunu kendisini yenileyememe sorunu değil aslında. AK Parti'nin en büyük sorunu karşısında bir tür bütünleşen ve Türkiye'deki siyasetin yeni demokrasi çağrılarıyla yenilenmesine imkân vermeyen muhalefet bloğudur.”

"Kılıçdaroğlu bloğu"nun, CHP, MHP ve BDP'lilerin 2010 Anayasa değişikliği sırasında parti kapatmaya son veren madde görüşülürken niçin TBMM'yi terk ettiği şimdi anlaşılıyor mu acaba?

Fahrettin Altun: “AK Parti kurulduğundan beri bu üç parti aynı şeyi yapıyor, kendilerini AK Parti'nin konumuna göre şekillendirdiler ve tepkisel siyaset ile yürüdüler. Bu tepkisel siyasetin konforunu ürettiler.”

Kürt meselesini çözecek bir AK Parti Kürt halkının ütopyası olarak kalmamalı. Kürt halkının gözünde realize olmalı, yani beş duyuya hitap edecek hale gelmeli.

AK Parti için ‘Yeni Türkiye' hem bir başarı hikayesi, hem bir meydan okuma ve çetin imtihan, hem de yegane çıkış yolu.