Türkiye Siyasetinin Geleceği

Siyasal vesayet girişimlerinin kökü tam anlamıyla kurutulduğunda, toplumun siyasetten beklenti düzeyi daha da artacaktır. Önümüzdeki dönemde Türkiye siyaseti, “gerilim siyaseti”nden “performans siyaseti”ne doğru daha hızlı yol alacaktır.

Devamı
Türkiye Siyasetinin Geleceği
Amerika'nın Yeni Türkiye İle İmtihanı

Amerika'nın Yeni Türkiye İle İmtihanı

‘Yerli muhbir' rolüne soyunanların Washington'da sahne alacakları birçok adres bulunuyor. Lakin her gösteri sonrası Washington'da kazandıklarının birkaç katını Türkiye'de kaybetmek zorunda kalacaklar.

Devamı

Siyasal bir lider; halkın %50'sinden oy alabiliyorsa, siyasal tarihimizin en büyük mitinglerini yapabiliyorsa, 17 Aralık gibi büyük bir saldırıdan güçlenerek çıkabiliyorsa, burada özel bir şey var demektir.

Toplumsal nabzı kamuoyu anketleri aracılığıyla en fazla ölçen parti olan AK Parti'nin, hem parti hem de Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bir konuda başlattığı istişare süreçlerinin sahici olduğu ve kamuoyunun eğilimlerini dikkate alarak bir karar verileceği aşikardır.

Dış aktörler tarafından Türkiye'ye yönelik eleştirileri bir muhalefet dili olarak kullanmak, demokratikleşme meselesinden daha çok bir pozisyon savaşıdır.

Erdoğan'ın muhtemel Cumhurbaşkanlığı da AK Parti'nin üç dönem kuralını sürdürme kararı da, AK Parti'ye kontrollü bir değişim ve yenilenme imkânı tanıyacağı için tarihi bir öneme sahiptir.

Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve AK Parti

Erdoğan aday olursa, bugünkü iktidardan daha fazla oy alarak seçileceğinden, AK Parti ve vizyonu cumhurbaşkanlığı seçimleriyle tahkim olacaktır.

Devamı
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve AK Parti
Çatı Adayının Siyasal Rasyonalitesi

Çatı Adayının Siyasal Rasyonalitesi

Muhalefetin Türkiye gibi siyasetin sahici bir zeminde yapıldığı bir ülkede "toplumsal kucaklayıcılık veya toplumsal mutabakat" gibi muğlak bir söylem ile aday arayışına girmesi garabettir

Devamı

Eğer bugün otoriterlik üzerinden bir siyasal rejim tartışması yapacaksak önce son 10 yılda gerçekleştirilen demokratik kazanımları masaya koyarak, bu tartışmaya başlamamız gerekir.

AK Parti'yi tartışmak Türkiye'yi ve geleceğini tartışmaktır. Bu yüzden kaçınılmazdır ve faydalıdır da. Sıkıntılı olan şey, AK Parti eleştirilerinin bir fasit dairede boğulup gitmesidir.

Türkiye, yüzyıllık siyasi tarihinde hiç olmadığı kadar, siyasete müdahil oluyor, siyasallaşıyor.

Türkiye'de 2013 yılında yaşanan gelişmeleri sıraladığımızda, uzun bir listeyle karşılaşırız. Lakin listenin kabarıklığına rağmen 2013'ün en önemli gündem maddesini, Kürt Sorunu'nun barışçıl ve siyasal yollarla çözülmesini hedefleyen Çözüm Süreci'nin oluşturduğu aşikardır. Meselenin sivil inisiyatifle çözülmesini amaçlayan ilk hamle olmasa da, dört unsuru bir araya getirmesi, Çözüm Süreci'ni diğer girişimlerden farklı kılıp başarıya ulaşma potansiyelini artırıyor.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, ‘yeni Türkiye'nin altını dolduran en somut karşılıklarından birinin Diyarbakır'da görüldüğünü ve Diyarbakır buluşmasının yeni Türkiye'nin 1920 ruhuyla kurulacağını gösterdiğini söyledi.

SETA Ankara Siyaset Direktörü Hatem Ete, Gülen'in Kürt Meselesi'ne yönelik kamuya açık ve kendi cemaati içerisinde olmak üzere ikili bir söylemi olduğuna dikkat çekti.

Erdoğan, Türkiye'nin en büyük çatı lideri olmaya devam edecek. Kemalizm sancısından kurtulmak için yapısal ve devrimci adımlar atmadıkları sürece Erdoğan ve AK Parti çatısı genişleyecek.

Rapor, Gezi Parkı eylemlerinin sosyolojik ve siyasal dinamiklerini geniş bir çerçevede ortaya koyuyor. Eylemcilerin amaç ve profilleri ile birlikte siyasi partilerin tutumunu da değerlendiren rapor, 3 aylık bir çalışma sonunda hazırlandı.

Siyasi partiler, tabanın talep ve kaygılarını önceleyen bir siyaset üretmedikleri ölçüde, büyük bir siyasi boşluğa ve gerilime davetiye çıkarıyor.

CHP ve MHP, cumhurbaşkanlığı seçim propagandalarında yeni bir işbölümüne yönelecek gibi görünüyor. Ana strateji Erdoğan ve AK Parti karşıtlığına dayalı kutuplaştırıcı dili İhsanoğlu'nun adaylığı ile yeni bir evreye taşımak.

Önümüzdeki günlerde, İhsanoğlu'na yönelik öfke ve CHP'nin tercihlerine yönelik şaşkınlığın yol açtığı eleştiri ve rahatsızlıklar azalacak, İhsanoğlu kampanyasının iletişim stratejisinde rol alan kalemler de, ilk haftaki tepkilerin kaygı ve tedirginlikten kaynaklanmadığını fark edecekler.

Tıpkı ‘liberal siyaset eleştirisini' liberal bir siyaset imkanı zannetmeleri gibi; üslup, huy ve tavırları da siyaset -yapımı- zanneden bu akıl, siyasetten ziyade, ‘bir yaklaşım' üretmekten öteye geçememektedir.

Eğer R. Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olur da partinin başından giderse AK Parti bu başarısını sürdürebilir mi? Erdoğan'ın herhalükarda partide etkili bir figür olacağı yönünde verilecek hızlı bir cevapla savuşturulacak cinsten bir soru değil bu.