Türkiye'den Enerji Alanında Yeni Adımlar: Hedef Dışa Bağımlılığı Azaltmak

Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, tükettiği enerji kaynaklarını üreten bir ülke olmak, yerli ve milli enerji ve maden kaynaklarından mümkün olan en yüksek düzeyde fayda sağlamak Türkiye’nin enerji alanındaki başlıca hedeflerindendir

Devamı
Türkiye'den Enerji Alanında Yeni Adımlar Hedef Dışa Bağımlılığı Azaltmak
Enerjide Bölgesel Aktörden Küresel Aktör Olmaya Doğru

Enerjide Bölgesel Aktörden Küresel Aktör Olmaya Doğru

Enerji arz güvenliği 100 yıla yakın bir süredir tüm ülkelerin hassasiyetle yaklaştığı bir konu. Arz güvenliğini artırmak adına tüketilen enerji kaynaklarının, tedarik yollarının, tedarik edilen ülke ve aktörlerin çeşitlendirilmesi pek çok ülke için oldukça önemli. Türkiye, yaklaşık 20 yıldır bu adımları dikkatle yerine getirmeye çalışıyor. Petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil enerji kaynaklarını ithal ettiği ülkeleri, tedarik ettiği yollar ve bu kaynakların kullanım alanlarını çeşitlendirmeye çalışması dikkate şayan.

Devamı

Türkiye’de petrol arama çalışmaları erken dönemde kısıtlı bir şekilde yürütülmüştür. 1934’te başlatılan arama ve keşif çalışmaları ile 1955’e dek toplam 95 petrol kuyusu açılmıştır. 1954’te TPAO’nun kurulmasının ardından özel sektörde faaliyet gösteren şirketlerin yanı sıra ulusal petrol şirketi aracılığıyla da hidrokarbonlar alanında çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu doğrultuda 1954-2004 arasında 2 ve 3 boyutlu sismik araştırma çalışmaları sonucunda 3 bin 140 kuyu açılırken 1.344 kuyuda üretim yapılmıştır. 2004’te Türkiye sınırları içerisindeki toplam ham petrol üretimi yaklaşık 45,7 bin varil/gün iken bahse konu üretimin 29 bin varil/günlük kısmı (yaklaşık yüzde 63,5) TPAO tarafından gerçekleştirilmiştir. 2014’te 49,3 bin varil/güne ulaşan yurt içi üretiminin 34 bin varil/gününü (yaklaşık yüzde 69) yine TPAO karşılamıştır. Üretilen petrolün yurt içindeki dağılımı incelendiğinde Batman (yüzde 73) başı çekerken ardından Adıyaman (yüzde 26) ve Trakya bölgesinin (yüzde 1) geldiği görülmektedir.

Türkiye 2000’li yılların başından bu yana artan sanayileşme, gelişen ekonomi ve büyüyen nüfusun etkisiyle önemli ölçüde çoğalan bir enerji talebiyle karşı karşıya gelmiştir. 2002 yılında 51,4 milyon ton eş değer petrol (MTEP) olan toplam enerji talebi, 2012 yılında 117, 5 MTEP’e, 2021 yılında ise 147 MTEP’e yükselmiştir. Büyüyen ekonominin yanı sıra yerli kaynaklardan üretilen enerjinin sınırlı olması, ithal edilen petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarına olan bağımlılığı artırmıştır. Neticede enerji ithalatı cari denge üzerinde önemli bir baskı unsuru haline gelmiş, 2007-2017 yılları arasında söz konusu ithalat için yıllık ortalama 54,6 milyar dolar harcanmıştır. Bu durum Türkiye’nin enerji politikasında yeni bir dönemin başlangıcına vesile olmuştur.

İkili ilişkilerin sorunlu alanlarında Atina'nın bu denli cüretkar ve bir o kadar provokatif adım atması sık rastlanılan bir husus değil.