Güvenli bölge Suriye krizi başladığı andan itibaren Türkiye ile ABD arasında sürekli müzakere konusu olan fakat bir türlü sonuca ulaştırılamayan bir mesele haline geldi.
Devamı
Washington ile Ankara arasındaki S-400 geriliminde "somut adım atılıyor" iddiası medyaya yansıdı. Reuters'e göre ABD, Türk F-35 pilotlarının Arizona'daki eğitimlerine son verecekmiş. Ek personel eğitime alınmayacakmış. Foreign Policy'de çıkan habere göre de ABD Savunma Bakan Vekili Shanahan'ın, Milli Savuma Bakanı Hulusi Akar'a gönderdiği mektupta 31 Temmuz'da Türkiye'nin F-35 programındaki yerinin tamamen askıya alınacağını yazdığı öne sürülüyor. Henüz iki taraftan da teyit edilmeyen bu bilgiler S-400 geriliminde somut düzleme geçmek üzere olduğumuzu gösteriyor.
Devamı
ABD, bu dayatma siyasetini sadece Türkiye’ye karşı izlemiyor. Kendi halkının çıkarlarını Amerikan çıkarlarına tercih eden her ülke aynı dayatma siyasetine maruz kalıyor.
Kuşkusuz İsrail işgali denilince akla gelen ilk ülke ABD'dir. Kuruluş sürecinde İngiltere'nin katkısı ve desteği göz ardı edilemezse de sonraki süreçte Amerikan yönetimleri İsrail ile ABD'nin kaderini ortak görmeye başlamıştır. Bu bağlamda dönemsel olarak ABD için Büyük İsrail veya İsrail için Küçük Amerika ifadelerinin de kullanıldığı görülmektedir.
Washington ile Tahran arasındaki gerilim, çatışma ve müzakere seçenekleri arasında bir sarkaç gibi gidip geliyor. 2020 başkanlık seçimlerine giderken İran gerilimi Trump için sürekli gündem maddesi olacak.
Trump'ın Ortadoğu'ya bin beş yüz kişilik yeni bir askeri güç gönderme kararı bölgedeki tansiyonu yükselten yeni bir adım olarak değerlendirildi.
İran'ın krize yaklaşımını iki aşamada analiz etmek mümkün..
Devamı
Moskova’nın kontrollü gerginlik stratejisi, Türkiye’nin sahadaki askerlerini her zamankinden daha fazla riske atıyor. Tel Rıfat konusunda Türkiye’ye zaman zaman yeşil ışık, zaman zaman da hava sahasını kapatmak suretiyle kırmızı ışık yakan Moskova, Ankara’nın askeri sabrını da sürekli seyreltiyor.
Devamı
Bölgemizde gözler, ABD ve İran arasında büyüyen gerilimde. Washington, İran'a "maksimum baskı" politikası ile yaklaşıyor. Yaptırımları ağırlaştırmakla kalmadı, uçak gemisini de Körfez'e gönderdi.
İran stratejisi tam olarak ortaya konulmamış olsa da Bolton'un Tahran'a yönelik hedefleri oldukça net. Bu stratejinin ana çerçevesini yaklaşık bir yıl önce ilan edilen ve İran'ın yerine getirmesinin istendiği talep listesi oluşturuyor.
Bölgede bir Suud-İran savaşı çıkarmak zaten uzun zamandır yatırım yaptıkları bir hedef. İlerleyen günlerde, iki tarafa da büyük zarar verecek böyle bir savaşı başlatmaya yönelik yeni provokasyonlara şahit olabiliriz.
ABD'nin İran'ı ekonomik yaptırımlarla sıkıştırma hamleleri sürerken, medyaya yansıyan çeşitli haberler askeri müdahale seçeneğinin daha fazla tartışılmasına neden oluyor.
SETA tarafından Suriye ekseninde yapılan güvenli bölge tartışmalarının incelendiği 'Suriye'de Oluşturulacak Güvenli Bölgede Taraflar ve Tutumlar' analizi yayımlandı.
Doğu Akdeniz’de ABD ve Rusya gibi küresel aktörlerin yanında Türkiye, Mısır ve İsrail gibi bölgesel güçlerin bir parçasını oluşturduğu çetin bir rekabet söz konusu. Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi Avrupalı güçler de bu rekabetin bir parçası.
ABD, Irak işgalinden bu yana bölgede muhtelif suçlar işliyor ve ne getireceği meçhul politikalar izliyor. Son yıllarda ABD’nin (özellikle de Suriye’yle ilgili yaptığı tercihler) çok büyük ölçüde CENTCOM'un nüfuzu altında belirlendi ve tatbik edildi.
Trump yönetimi terör örgütü yaftalamasını otomatiğe bağladı. Kendileri için yarayışlı olması durumunda herhangi bir organizasyonu terör örgütü olarak ilan etmek artık sıradan bir olgu.
Suriye'nin kuzeyindeki olası güvenli bölge için Türkiye ve ABD arasında yapılan görüşmelerde iki ülke prensipte ilerleme kat etmesine rağmen, somut bir anlaşma zemininde uzlaşamadıkları anlaşılıyor.
Türkiye'nin PYD'ye yönelik resmi söylemi de politikası da, krizin başladığı andan itibaren farklı düzlemlerde süreklilik arz etti. Geldiğimiz noktada PYD artık Türkiye'nin kırmızı çizgisi konumunda.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Habertürk'ten Kübra Par'a konuştu. Prof. Duran, 'Dünyadaki gelişmelerden dolayı Türkiye’nin uzun vadeli bir toparlanmaya, iktidarı ve muhalefetiyle ortak meselelerde bir uzlaşma bulmaya ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği 'Türkiye ittifakı'nı böyle anlıyorum' dedi.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Dünya Düzeni, 1989 yılından sonra farklı bir döneme girdi. Küreselleşme dönemi de denilen bu dönem de bugünlerde değişime uğradı ve ABD Liberal Demokrasi’den korumacı “ulus devlet” formuna evirilmeye başladı. Trump ile Orta Doğu’da İsrail merkezli Yeni Orta Doğu amaçlanıyor. İsrail, Suudi Arabistan ve BAE aynı safta buluşurken İran düşman ilan edildi. İran’a yönelik çok sert ambargolar ve yaptırımlar art arda gelmeye başladı. ABD’nin Orta Doğu ve İran planları, gerilimli Türk-ABD ilişkilerini SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran ile konuştuk..