İsrail - Filistin Çatışması: Sıcak Olaylarda En Çok Yalan Haberler Yayılıyor

İsrail - Filistin çatışması sırasında sosyal medya, dezenformasyonun hızla yayıldığı bir platform haline geldi. Öyle ki, ABD Başkanı Biden’ın açıklamaları bile sonrasında teyit edilemedi. Uzmanlar, resmi teyit hizmetleriyle bu haberlerin doğrusunun paylaşıldığını ancak çatışmanın ilk günlerinde yalan haberlere inanmanın kolay olduğunu belirtiyor.

Devamı
İsrail - Filistin Çatışması Sıcak Olaylarda En Çok Yalan Haberler
Gazze yi Filistinsizleştirmek

Gazze’yi Filistinsizleştirmek!

İsrail dün BM'den 1.1 milyon Filistinlinin 24 saat içinde Gazze'nin güneyine tahliye edilmesini istedi. BM, "böyle bir tahliyenin imkânsız olduğunu ve çok yıkıcı insani sorunlara yol açacağını" söylese de bir haftalık ağır bombardımanın ardından İsrail ordusu, kara harekâtına hazırlanıyor.

Devamı

İsrail, 1948-1949 Birinci Arap-İsrail savaşından bu yana savunma ve güvenlik politikasını belirli ilkeler çerçevesinde yürütmeye çalışıyordu.

İsrail'in diğer Arap devletleri ile değil, devlet dışı aktörler ile muhatap olduğu ve olmaya devam edeceği aşikâr. Diğer bir ifadeyle, Hizbullah ve İslami Cihad gibi oluşumlar Hamas ile birlikte hareket edebileceğini açıklıyor. Henüz gerçekleşmemiş olan bu ihtimal son dönemin vekil savaşları kavramından ABD ve İsrail'in de muaf olamayacağını hatırlatıyor.

İsrail'in Gazze bombardımanı on birinci gününde. Kara harekâtına hazırlanan İsrail ordusu her gün yüzlerce Filistinli sivili öldürüyor. İnsani yardıma izin vermeyen ağır abluka Gazze'deki hastaneleri de çalışamaz noktaya getirdi. Yardımlar Mısır'da yığıldı ve Gazze'in trajedisi derinleşiyor.

Başkan Biden’ın bugün gerçekleşecek İsrail ziyaretinde bir yandan ‘koşulsuz’ desteğini yinelemesi bir yandan da Gazze operasyonuna üstü örtülü koşullar getirmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Dışişleri Bakanı Blinken’ın bölgede devam ettirdiği mekik diplomasisinde öne çıkan açıklamalar bölge ülkelerinin İsrail’in saldırılarından ne kadar rahatsız olduğunu gösterdi. Biden’ın da Ürdün Kralı Abdullah, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Filistin lideri Abbas’la görüşecek olması sadece İsrail’le gerçekten kayıtsız şartsız destek vermekten kaçındığını ve bölgesel dengeleri gözettiğini gösteriyor. Biden’ın başlangıçtaki İsrail’e koşulsuz destek açıklamasına rağmen bölgesel çatışmaya dönüşmemesi koşulunu öne sürdüğü söylenebilir.

Filistin-İsrail Meselesini Çözebilmek: Türkiye Rol Oynayabilir mi?

Türkiye’nin doğru ve adil olanı seslendirmesi nedeniyle, kendi çıkarlarını önceleyen ABD ve Avrupa zihniyeti Türkiye’nin girişimlerine tedirgin yaklaşıyor.

Devamı
Filistin-İsrail Meselesini Çözebilmek Türkiye Rol Oynayabilir mi
Netanyahu nun Hesabı ve Biden ın Tercihleri

Netanyahu’nun Hesabı ve Biden’ın Tercihleri

ABD Başkanı Biden on günden fazla süredir devam eden İsrail saldırılarının oluşturduğu insani dramın ve infialin ağırlığını hissetmediğini gösterdi. İsrail’in Gazze’deki sivillere ölümden başka opsiyon bırakmayan ve savaş suçu sayılan eylemlerinin ortaya çıkardığı gerçekliğe duyarsızlığı çözüme katkı değil sorunu derinleştirme olarak öne çıkıyor. ABD’nin İsrail’in yanında olduğunu söyleyip Gazze’deki sivillerin de önemli olduğunu ancak hastane saldırısının sorumluluğunun ‘diğer tarafta’ olduğunu ifade etmesi Biden’ın politikasının iflası anlamına geliyor. Son birkaç yazımda ifade ettiğim gibi Biden bölgesel bir çatışmaya dönüşmemesi koşulu karşılığında İsrail’e koşulsuz destek verirken, faturayı Filistinli sivillere kesmiş oluyor.

Devamı

Başkan Biden'ın İsrail ziyareti, Batı dışı dünyada Gazze'deki ağır bombardıman ve ablukanın kayıtsız şartsız desteklenmesi olarak değerlendirildi. El Ehli Baptist Hastanesi'nde 500'ü aşkın Filistinlinin öldürülmesini "diğer takıma" (Hamas) yıkan Biden ne somut delil paylaştı ne de olayın soruşturulması için uluslararası bir komite kurulmasından bahsetti. "Kendini savunma hakkı" argümanıyla Batı başkentlerinin İsrail'e verdiği açık çeki, İsrail ordusu öylesine acımasızca ve hukuk dışı yöntemlerle sürdürüyor ki, Arap ve Müslüman dünyasında Gazze'de işlenen katliamın artık "etnik temizlik, tehcir ve soykırım" seviyesine ulaştığı algısı pekişti. Biden'ın yanısıra Almanya Şansölyesi Scholz ve İngiltere Başbakanı Sunak'ın İsrail ziyaretlerinden de Gazze ablukasına destekten başka bir şey çıkmadı. Halbuki hastanenin bombalanması tüm dünyada insanlığın vicdanını derinden yaraladı. Birçok ülkedeki kitlesel gösterilerin anlamı Gazze'deki katliamın büyük bir öfkeyi tetiklediğidir. BM Güvenlik Konseyi'ndeki ateşkes önerisini ABD'nin veto etmesi Washington'un sadece her koşulda İsrail'i desteklediği anlamına gelmedi. Ayrıca, Tel Aviv'in Gazze'yi Filistinsizleştirme ve imha operasyonunun Washington tarafından onaylandığı şeklinde anlaşıldı.

İsrail-Filistin çatışması bölgesel yayılma ve büyük güç rekabetini hızlandırma emareleri gösteriyor. ABD'nin Irak ve Suriye'deki üslerine insansız hava aracı saldırıları artarken Kızıldeniz'deki bir Amerikan destroyeri, Yemen'deki Husi isyancılar tarafından İsrail'e atılan seyir füzelerini vurdu. Bunlar İran'ın direniş eksenindeki vekillerinden gelen tacizler. Daha önemlisi, Rus lider Putin ile Başkan Biden arasındaki İsrail-Filistin çatışması yeni bir polemiğin konusu oldu. ABD'nin iki uçak gemisini Doğu Akdeniz'e göndermesinden rahatsız olan Putin üç gün önce Çin'de, "Bu bir tehdit değil, sadece bir hatırlatma. Karadeniz üzerinde kalıcı devriyeye başlayacak uçaklarımız Kinzhal sistemiyle donatılmış durumda. 1000 kilometreden fazla menzile sahip oldukları biliniyor" ifadesini kullandı. İsrail dönüşü Ulusa Sesleniş konuşması yapan Biden ise İsrail'e vereceği güvenlik paketinden bahsederken Rusya ve Hamas'ı bir arada kullandı: "Hamas gibi teröristler ile Putin gibi diktatörlerin kazanmasına izin veremeyiz."

İsrail’in Gazze’de yaşanan insani dramın sorumluluğunun Hamas’ta olduğu argümanı Amerikan kamuoyunu ikna edemedi. Önceki operasyon ve savaşlardan farklı olarak, İsrailli yetkililerin Gazze’deki sivillerin hedef alınmasını haklı çıkarma çabaları ve sivil kayıplara duyarsız açıklamaları İsrail’in halkla ilişkileri kampanyasını başarısız kıldı. İsrail’in Hamas’ın elinde Amerikan vatandaşlarının da bulunduğu rehinelerin kurban olmasını dahi göze alan görüntüsü karşısında, Biden yönetiminin Gazze’ye kara operasyonunun ertelemeye yönelik çabaları da yoğunlaştı. Demokrat Parti içindeki sol ilerici kanadın İsrail’e eleştirileri ise, Biden’ın İsrail’e tam destek politikasını değiştirmeye yetmese de, Amerikan kamuoyunun özellikle insani duruma verdiği tepkinin arttığına işaret ediyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 84. sayısı raflarda yerini aldı.

Dini inançların kimliğin değerli bir parçası olması sebebiyle kimi zaman devletlerin politikalarına etki etmesine tanıklık ediyoruz. Ancak yayılmacı, işgalci ve savaş odaklı söylemlerin ve ideolojilerin devletlerin temel belirleyici tercihi olması durumunda işte o tehlikeli teo-politik durumuna geliniyor. 7 Ekim Hamas saldırısını savunma hakkı diyerek destekleyen Batı ülkeleri bilerek ya da bilmeyerek Netanyahu hükümetinin "aşırı dinci, Siyonist ve kıyametçi" söylemini cesaretlendiriyor. "Ortak gücümüz ile haklılığımıza ve Yahudi halkının ebediliğine olan derin inancımızla Hamas'a karşı Yeşaya kehanetini göreceğiz" diyen Netanyahu, kendisini zaten Yahudi devleti olarak tanımlayan İsrail'i daha ileri bir yayılmacı ideolojik söyleme taşıyor. Gazze'yi imha politikasını Tevrat'taki "büyük İsrail devleti" ve "vaat edilmiş topraklar" teolojisi ile irtibatlandırıyor. Bush'un Irak işgalini "haçlı savaşı" olarak nitelediği, Trump'ın Evanjelik söylemlerde bulunduğu, Biden'ın "Siyonistim" dediği ve Blinken'ın "Yahudi olarak" İsrail'i desteklediğini söylediği bir arada düşünülürse bu teolojik radikal söylemlerin insalık için ne kadar tehlikeli bir zemin oluşturduğu daha iyi anlaşılır. İşte bu tehlikeyi gören Erdoğan, Papa Fransuva ile İsrail-Filistin çatışmasını durdurmak için görüşüyor ve Batı dünyasını hilal-haç (kavgası) anlayışını terk edin diyerek uyarıyor.

Gazze’deki Olaylar ve Suriye’ye Etkileri

Garantörlük kavramının anlamı nedir? Türkiye’nin garantörlük teklifi neleri içermektedir? Türkiye’nin garantörlük teklifinin önemi nasıl değerlendirilmelidir?

İsrail'in Gazze Saldırıları

İsrail ordusu Gazze işgalini kademeli olarak yürütürken Başbakan Netanyahu, Filistinlilerin katliamını Tevrat'tan alıntılarla meşrulaştırmaya çalışıyor.

Web Panel: İsrail-Filistin Savaşı | Ortadoğu'yu Ne Bekliyor?

Biden yönetimi krizin başından beri İsrail’in koşulsuz yanında duran tavrını özünde değiştirmedi. Bununla birlikte uluslararası kamuoyu, bölge ülkeleri ve kendi partisiyle Amerikan kamuoyundan gelen ağır eleştiriler karşısında özellikle son iki haftada insani dramdan daha fazla bahsetmeye başladı. Uluslararası arenada giderek yalnızlaşan Washington, İsrail’in sonuna kadar yanında olduğu mesajını tekrarlarken sivillerin korunması ve insani yardım girişinin sağlanması gerektiği gibi şerhler düşmeye başladı. İsrail’in Gazze’ye geniş çaplı bir işgal hazırlığında olduğu ama Washington’un esirlerin ve sivillerin güvenliğini gözetecek daha dar kapsamlı bir operasyonu salık verdiği gibi haberler de dikkat çekti. Yönetimin kamuoyu baskısını hafifletmeye yönelik söylem değişikliğine gitmesi ne kadar köşeye sıkıştığının farkına varmaya başladığını gösteriyor.

Web Panel: Filistin-İsrail Barışı ve Türkiye'nin Garantörlük Teklifi

Biden yönetimi Kongre’den İsrail, Ukrayna ve Tayvan için 100 milyar dolarlık ek bütçe istedi. Kongre’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi Başkanlığı’na yeni seçilen Cumhuriyetçi Mike Johnson, 14 milyar dolarlık İsrail yardımının ayrı bir paket olarak gündeme almayı planlıyor. Johnson, bu miktarın Amerikan Vergi İdaresi’nin bütçesinden kesilerek verilmesini talep ederek, Cumhuriyetçilerin bu konudaki gündemlerine hizmet etmeye çalışıyor. Johnson, sözcü seçilmesi sonrasında İsrail’e güçlü destek vermek istiyor ve bunu sürekli referans verdiği Evanjelist Hristiyan muhafazakârlığının bir gereği olarak açıklıyor. İsrail’e yardımın kaderi Amerikan çıkarının ne olduğundan çok İncil’in emrettiklerini önceleyen bir lidere bağlı durumda.