Başkan Erdoğan'ın Kızılcahamam'daki AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Fırat'ın doğusuna gerçekleştirilecek askeri harekat için "yarın kadar yakın" değerlendirmesini yapması bir anda gündeki değiştirdi. Artık an meselesi olan Fırat'ın Doğusu'na yönelik operasyonun detaylarını ve olası sonuçlarını Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Güvenlik Araştırmacısı Dr. Murat Aslan'a sorduk.
Devamı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Suriye'de Fırat'ın Doğusu'nda ABD askerlerinin çekilme kararının ardından gerçekleştirilmesi beklenen operasyonla ilgili sözlerini SETA Enerji Araştırmaları Direktörü Kemal İnat değerlendirdi..
Devamı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son günlerde verdiği operasyon mesajlarının ardından dün gece ABD Başkanı Trump'la kritik bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşme sonrası Beyaz Saray'ın Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yönelik düzenleyeceği operasyona ilişkin yapmış olduğu 'desteklemeyeceğiz' mesajının yankıları sürerken, açıklamanın hemen başında yer alan "Türkiye harekat düzenleyecek" ifadesi dikkatleri çekti. ABD'nin bu tanımı ilk kez kullandığına dikkati çeken uzmanlara göre buradan çıkarılacak anlam, operasyonun 'meşru' sayıldığı yönünde.
Sayısız ziyaretler ve sonuçsuz müzakerelerin ardından 6-8 Ağustos'ta Savunma Bakanlığı yetkilileri ile ABD'li mevkidaşları arasında gerçekleştirilen görüşmelerde nihayet bir mutabakata varılmıştı.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı, Suriye'nin doğal kaynakları ve bu kaynakların paylaşımını incelediği 'Suriye'de Doğal Kaynaklar Savaşı' analizi yayımladı.
Türkiye ve ABD, Suriye’nin kuzeydoğusu için uzun dönemli amaç ve beklentileri dahilinde farklı jeo-politik seviyelerde davranış modelleri geliştirmektedir. Türkiye, daha çok kendi güvenliği ve ‘mikro-bölgesel’ çıkarlarına yönelik strateji geliştirirken ABD Ortadoğu politikalarını ve küresel rekabet kaygılarını ön plana çıkartmaktadır.
Bu analiz Suriye’nin stratejik bağlamda doğal kaynakları, SDG/YPG’nin bu kaynaklar üzerindeki hakimiyeti, YPG-rejim arasındaki petrol ticareti, rejim ile İran’ın enerji ortaklığı ve ABD yaptırımlarının etkilerini ele almaktadır.
Devamı
Bu çatışan menfaatler arasında yol almanın çok zor olduğu açık. Ancak unutmayalım, bugünün realitesi 2013'te ABD'nin Suriye iç savaşını uzatacak bir politikaya geçmesi ve daha sonra Rusya'nın kontrolü ele geçirmesine müsaade etmesiyle şekillendi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 38. sayısı çıktı.
Anlaşılan Türkiye'nin konuyu partiler üstü olarak görüp bir devlet politikası olarak bakmasına mukabil ABD de konuyu hükümetten bağımsız ele almaktadır. Trump'ın tüm farklı çıkışlarına rağmen paradigmatik bir değişim söz konusu olmamıştır.
Gelinen kritik aşamada Türkiye'nin İdlib sahası ve Suriye siyaseti için önemli kararlar alması gerekmekte..
Türkiye, Suriye krizinin çözülmesi için neredeyse bütün taraflarla farklı seviyelerde müzakerelerini sürdürürken neredeyse her gün "çatışmasızlık" bölgelerinden saldırı haberleri geliyor..
ABD'nin PYD'yi korumak için bir çevreleme yoluna gittiğini söylemek mümkün..
ABD bu sefer sözünde duracak mı?
Barış koridoru ifadesi ilk defa kullanılıyor. Bir anlamda Türkiye'nin Suriye krizine yaklaşımını göstermesi açısından önemli bir ifade.
'Güvenli bölge' giderek Türkiye ve ABD arasında bir çözümsüzlüğe doğru gidiyor. ABD'nin Türkiye'nin kabul etmesinin pek mümkün olmadığı teklifi iletmesinin ardından Ankara teklife 'hayır' dediğini duyurdu. Zira sunulan teklifte ne bir güvenli bölge oluşturulması öngörülmüştü ne de bu bölgenin Türkiye'nin istediği gibi formüle edilmesi sağlanmıştı.
Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’da eski adıyla Astana Süreci diye anılan toplantıların on üçüncüsü gerçekleştirilirken Suriye’de sahada da önemli bir mücadele yaşanıyor.
Güvenli bölge Suriye krizi başladığı andan itibaren Türkiye ile ABD arasında sürekli müzakere konusu olan fakat bir türlü sonuca ulaştırılamayan bir mesele haline geldi.
Mesele sadece Türk- Amerikan ilişkilerinin geleceğine dair kaygılarla alakalı değil. Önemli bir NATO ülkesinin örgütün diğer önemli ülkesini ortak F-35 programından çıkarmasından da fazlası var.
ABD-Türkiye jeopolitik kopuşu bir yol ayrımında. ABD’nin Türkiye’yi Kongre üzerinden yasa tasarıları ile cezalandırmaya çalışması akıllıca bir strateji değildir ve asla olmayacaktır. Bu aslında, Türkiye’yi Rusya’nın yanına itecek stratejik bir hata bile olabilir.