Fırat Doğusu'na Yapılacak Operasyon Türkiye Açısından Kaçınılmaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Suriye'de Fırat'ın Doğusu'nda ABD askerlerinin çekilme kararının ardından gerçekleştirilmesi beklenen operasyonla ilgili sözlerini SETA Enerji Araştırmaları Direktörü Kemal İnat değerlendirdi..

Devamı
Fırat Doğusu'na Yapılacak Operasyon Türkiye Açısından Kaçınılmaz
Güvenli Bölge Kimin için Güvenli Olacak

Güvenli Bölge Kimin için Güvenli Olacak?

Sayısız ziyaretler ve sonuçsuz müzakerelerin ardından 6-8 Ağustos'ta Savunma Bakanlığı yetkilileri ile ABD'li mevkidaşları arasında gerçekleştirilen görüşmelerde nihayet bir mutabakata varılmıştı.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı, Suriye'nin doğal kaynakları ve bu kaynakların paylaşımını incelediği 'Suriye'de Doğal Kaynaklar Savaşı' analizi yayımladı.

Türkiye ve ABD, Suriye’nin kuzeydoğusu için uzun dönemli amaç ve beklentileri dahilinde farklı jeo-politik seviyelerde davranış modelleri geliştirmektedir. Türkiye, daha çok kendi güvenliği ve ‘mikro-bölgesel’ çıkarlarına yönelik strateji geliştirirken ABD Ortadoğu politikalarını ve küresel rekabet kaygılarını ön plana çıkartmaktadır.

Bu çatışan menfaatler arasında yol almanın çok zor olduğu açık. Ancak unutmayalım, bugünün realitesi 2013'te ABD'nin Suriye iç savaşını uzatacak bir politikaya geçmesi ve daha sonra Rusya'nın kontrolü ele geçirmesine müsaade etmesiyle şekillendi.

Bu analiz Suriye’nin stratejik bağlamda doğal kaynakları, SDG/YPG’nin bu kaynaklar üzerindeki hakimiyeti, YPG-rejim arasındaki petrol ticareti, rejim ile İran’ın enerji ortaklığı ve ABD yaptırımlarının etkilerini ele almaktadır.

Kriter'in Eylül Sayısı Çıktı Fırat'ın Doğusu Menbiç Olmasın

Kriter'in Eylül Sayısı Çıktı: Fırat'ın Doğusu Menbiç Olmasın

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 38. sayısı çıktı.

Devamı

Gelinen kritik aşamada Türkiye'nin İdlib sahası ve Suriye siyaseti için önemli kararlar alması gerekmekte..

Anlaşılan Türkiye'nin konuyu partiler üstü olarak görüp bir devlet politikası olarak bakmasına mukabil ABD de konuyu hükümetten bağımsız ele almaktadır. Trump'ın tüm farklı çıkışlarına rağmen paradigmatik bir değişim söz konusu olmamıştır.

Türkiye, Suriye krizinin çözülmesi için neredeyse bütün taraflarla farklı seviyelerde müzakerelerini sürdürürken neredeyse her gün "çatışmasızlık" bölgelerinden saldırı haberleri geliyor..

ABD'nin PYD'yi korumak için bir çevreleme yoluna gittiğini söylemek mümkün..

ABD bu sefer sözünde duracak mı?

Barış koridoru ifadesi ilk defa kullanılıyor. Bir anlamda Türkiye'nin Suriye krizine yaklaşımını göstermesi açısından önemli bir ifade.

Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’da eski adıyla Astana Süreci diye anılan toplantıların on üçüncüsü gerçekleştirilirken Suriye’de sahada da önemli bir mücadele yaşanıyor.

'Güvenli bölge' giderek Türkiye ve ABD arasında bir çözümsüzlüğe doğru gidiyor. ABD'nin Türkiye'nin kabul etmesinin pek mümkün olmadığı teklifi iletmesinin ardından Ankara teklife 'hayır' dediğini duyurdu. Zira sunulan teklifte ne bir güvenli bölge oluşturulması öngörülmüştü ne de bu bölgenin Türkiye'nin istediği gibi formüle edilmesi sağlanmıştı.

Güvenli bölge Suriye krizi başladığı andan itibaren Türkiye ile ABD arasında sürekli müzakere konusu olan fakat bir türlü sonuca ulaştırılamayan bir mesele haline geldi.

ABD-Türkiye jeopolitik kopuşu bir yol ayrımında. ABD’nin Türkiye’yi Kongre üzerinden yasa tasarıları ile cezalandırmaya çalışması akıllıca bir strateji değildir ve asla olmayacaktır. Bu aslında, Türkiye’yi Rusya’nın yanına itecek stratejik bir hata bile olabilir.

Mesele sadece Türk- Amerikan ilişkilerinin geleceğine dair kaygılarla alakalı değil. Önemli bir NATO ülkesinin örgütün diğer önemli ülkesini ortak F-35 programından çıkarmasından da fazlası var.

Türkiye, Ortadoğu ve Balkanlarda etkin bir güç olarak yükselerek kendi dış politika yapım süreçlerinde bağımsız kararlar alırken, Doğu Akdeniz ve Suriye'de yaşanan gelişmelerde görüldüğü üzere kendi ulusal çıkarları söz konusu olduğunda geri adım atmadığını ortaya koymaktadır.

Türkiye'nin yüksek irtifa hava savunma sistemi ihtiyacını karşılamak için Rusya'dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi uzun zamandır kamuoyunda tartışılmakta. Aslında savunma teknolojileri ile ilgili teknik bir konu gibi görünen tartışma özünde Türkiye'nin egemenliği ve ittifak ilişkilerinin güvenilirliği ile ilgili birçok kritik hususu içermektedir.