Netanyahu Washington'a Neden Gitti, Ne Elde Etti?

İran anlaşması sonrasında ABD'nin bölgede daha farklı bir jeopolitik denklem arayışı içine girmesi durumunda İsrail'le olan mevcut anlaşmazlık stratejik bir boyut kazanabilir.

Devamı
Netanyahu Washington'a Neden Gitti Ne Elde Etti
Perspektif Netanyahu'nun Ziyareti Gölgesinde ABD-İsrail İlişkileri

Perspektif: Netanyahu'nun Ziyareti Gölgesinde ABD-İsrail İlişkileri

Son yıllarda ABD ile İsrail yönetimi arasında yaşanan krizin sebepleri nelerdir? Son gelişmeler ışığında iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin geleceği konusunda neler beklenebilir?

Devamı

İran nükleer sorununa dair müzakerelerin başarı şansı nedir? ABD'nin İran politikası nasıl şekilleniyor? ABD'nin İran politikasının Ortadoğu ve Türkiye'ye etkileri nelerdir?

Zaman içerisinde hem Amerikan askerlerine Irak'ta muharip misyon verilmesi hem de Suriye'de stratejinin Esad'ın hedef alınarak genişletilmesi kaçınılmaz hale gelebilir ancak Obama'nın bu adımları atmaktan uzak duracağı neredeyse kesin diyebiliriz.

Yaklaşık on senedir sürekli olarak tartışılan ancak 2008 yılında Lehman Brothers'ın iflasıyla yeni bir ivme kazanan Amerika'nın gerilemesi tartışması sadece akademik ve siyasi dünyada değil artık her alanda sürekli olarak konuşulan bir konu.

Mısır'da ordu, yeni doğmakta olan bir demokrasiyi devirirken, demokratik ülkeler neden bu kadar sessizler?

Obama'nın İkinci Baharı

Barack Obama için ikinci başkanlık dönemi, içeride ve dışarıda daha cesur ve idealist politikalar takip edebilmesini mümkün kılacaktır.

Devamı
Obama'nın İkinci Baharı
ABD Seçimlerinde Ne Oldu

ABD Seçimlerinde Ne Oldu?

Türk medyası, tarihinde görülmemiş bir şekilde, Amerikan seçimlerini salı günü başlayıp çarşamba sabahına kadar takip etti.

Devamı

Son haftaya girildiğinde birçok anket, ulusal oy oranında Romney'i önde gösterse de, başkanlık yarışının galibini belirleyecek delege sayısı bakımından Obama önde ve daha şanslı görünüyor.

Son yıllarda örneğine birçok defa rastlandığı şekilde doğal afet ve felaketler politikacıların imajı, popülaritesi ve kamuoyundan bulabileceği desteği önemli biçimde etkileyebiliyor.

Bir çok siyasi gözlemci, ABD’nin yakın tarihinin siyaseten en kutuplaşmış seçim kampanyalarından birini yaşadığını düşünüyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nde kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerine henüz sekiz ay olmasına rağmen, seçim şimdiden gündemin en önemli maddesi haline gelmiş durumda.

Cumhuriyetçi başkan adaylarından Texas Valisi Rick Perry'nin (Perry dün yarıştan çekildiğini açıkladı ama bu söylemlerin yarattığı etkiyi değiştirmez) diğer adaylarla katıldığı bir tartışma programında Türkiye hakkında söyledikleri, tüm gözlerin yeniden adayların dış politika konusundaki bilgi ve birikimlerine çevrilmesine yol açtı.

Obama'ya 2008'de seçimleri kazandıran ekonomik kriz bu sefer büyük bir seçim yenilgisi yaşattı.

Türk-Amerikan ilişkileri zorlu bir dönemden geçiyor. Onyıllar süren hiyerarşik ilişkinin son 10 yılda giderek etkisini kaybetti. Obama döneminde "model ortaklık" söyleminin hakim olmaya başlaması, model ortaklığın askeri konularda da izdüşümlerinin görülmeye başlaması ve bu yeni durumun getirdiği gerilim, ilişkileri her açıdan etkiliyor. İki ülke arasında son 6 ayda yaşanan krizler bile durumun ciddiyetini ortaya koymaya yeter: Mart'ta Ermeni Soykırımı karar tasarısının Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu'ndan geçmesi, Mayıs'ta Türkiye-Brezilya-İran arasında imzalanan Tahran Araştırma Reaktörü Anlaşması, Mayıs sonunda yaşanan Yardım Gemileri Krizi ve nihayet Haziran'da BM Güvenlik Konseyi'nde Türkiye'nin İran'a ek yaptırım paketi aleyhinde oy kullanması. ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen'ın Ankara ziyareti de bu açıdan değerlendirilmeli.

ABD iddia ettiği gibi Müslümanlara da açık çok kültürlü bir toplum mu olacak, yoksa Müslümanları dışarıda tutarak yola devam mı edecek?

Türk dış politikasında Mayıs 2010 ile yeni bir dönem başladı. Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri bakanı olmasıyla birlikte dış politika ve iç politika arasında yeni bir denge kuruldu. Dış politika içerideki kısır çekişmelerin prangasından kurtularak, hareket alanını genişletti. Dış politika yapıcılar Türkiye’nin son on yıldaki müspet gelişmelerinden aldığı enerjiyi, pozitif bir gerilimle mücavir bölgelerle entegrasyon ve barış çabaları şeklinde dışarıya yansıtıyor. Türkiye’nin dış politika hamleleri komşularla sorunların çözümüne, bölgenin güvenliği ve istikrarına ve ülkenin uluslararası prestijinin artmasına katkıda bulunuyor.

SETA panelinde, 4 Mart 2010 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nun karar tasarısı sonrası Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci masaya yatırıldı. SETA PANEL Oturum Başkanı: Taha Özhan, SETA Konuşmacılar: Bülent Aras, İTÜ Nasuhi Güngör, Star Gazetesi Tarih: 9 Mart 2010, Salı Saat: 16.00 – 18.00 Yer: SETA, Ankara

Ermeni lobisinin tezleri tüm açıklığıyla ve tüm siyasi aktörlerce tartışılmadıkça Türkiye bu tasarı kamburundan kurtulamayacak.

Kafkasya'daki yeni düzende yer almak isteyen ülkeler arasında Rusya ve ABD'nin yanı sıra İsrail'den Fransa'ya, İran'dan Hindistan'a birçok ülkenin hesabı var. Bu hesabın da basitçe 'bölgede istikrar' olmadığını söylemeye gerek dahi yok. Böyle bakıldığında Ermenistan'ın Türkiye üzerinden Batı ile entegrasyonu ABD için olumlu bir gelişme.

Washington, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinden hemen önce Türkiye ile ilgili sıcak tartışmalara şahit oldu. Tartışmaların gerçekleştiği yerler Temsilciler Meclisi, German Marshall Fonu ve Woodrow Wilson Center. Bu üç ev sahibi kurum tartışmaların ciddiye alındığının göstergesi. Doğan medyasına vergi cezası, Türkiye'de muhafazakârlaşma, hayat tarzı baskıları, dış politikanın yönü, insan hakları ve demokratikleşme tartışmalarda ele alınan konular. Washington'da yaşayan ve Türkiye'yi yakından izleyen Türk ve Amerikalı akademisyenlerle gazeteciler tartışmaların içeriğinden ziyade, karşılıklı siyasi pozisyonların öne çıktığını söylüyorlar. Bu tartışmaların en fazla öne çıkanı Temsilciler Meclisi'nde gerçekleşen Türkiye'de insan hakları, demokrasi ve basın özgürlüğü konulu toplantı olmuş. Bu toplantıda Sedat Ergin ve İhsan Dağı'nın özellikle Doğan medyasına kesilen vergi cezası üzerinden yaptıkları tartışma herkesin dilinde.