Türkiye’yi yakından takip eden bütün yabancılar, FETÖ’nün dış basındaki çırpınışının gerçek amacını görüyordur. Aynı şekilde ABD de girişimin arkasında FETÖ olduğunu belki de bizden iyi biliyordur.
Devamı
15 Temmuz sonrasında CIA'in üst düzey yöneticilerinden Graham Fuller'ın ismini çok duyar olduk. Her fırsatta Fetullah Gülen adlı teröristten bahsedip, "tanırım, iyi çocuktur" diye kampanya yapıyor. Bozacının şahidi şıracı!
Devamı
Füller’in “barış ve diyalog” sloganlarıyla FETÖ’yü teröre, suça ve şiddete bulaşmamış bir hareket olarak satmaya çalışması ve bu çabada zekasına mugayir argümanlara başvurması çaresizliğin bir göstergesi.
15 Temmuz’da olayların an be an okuyucuya aktarılması hem medyanın kendi tarihini hem de Türkiye’nin siyasi tarihini değiştiren bir sonucu ortaya çıkarttı.
Türkiye tarihinin en kanlı darbe girişiminin şokunu yaşarken ABD’nin darbecilerin hukukunu koruma telaşına düşmesi de en basit ifadeyle bir anormalliğe işaret etmekte.
Çünkü devletin güvenlik kurumları atalet ve şaşkınlık içerisinde. Olağan işleyişleri bozuldu. Milletine ve devletine sadık olan şerefli çoğunluk bile tam anlamı ile toparlanmış değil.
Artık mesele, ABD'nin DAİŞ ile mücadele için kapsamlı bir stratejisi üretmemesi olmaktan çıktı. Bölge halklarının kayıplarını ihmal etmeyi "politika" sayan bilinçli tercih değişmek zorunda.
Devamı
ABD Ortadoğu’dan geri çekilsin tabi ki ama Ortadoğu’da kendi ürettiği sorunları da beraberinde alıp gitsin. En azından geri çekilmeden bahsederken PKK’ya verdiği destek gibi giderayak yeni ve köklü sorunlar üretmeye çalışmasın.
Devamı
Dünya emek piyasasını değerlendirirken dünyanın kritik gereksiniminin, insanlara uygun istihdam olanakları sunmak olduğu ortaya çıkıyor. Aksi takdirde pek çok problem, beşeri sermayeyi yıpratmayı sürdürecek.
Birçok meselede olduğu gibi Suriye krizi, ABD ile kâğıt üzerinde yollarımızı birleştiren fakat pratikte ayıran bir faktör olarak iki ülke arasında yaşanan sorunların merkezinde durmakta.
Obama yönetiminin ikili ilişkilerdeki "yorgunluğu" ve kurumlar arasındaki "dağınıklığı" bir kenara bırakarak sahanın gerçeklerine odaklanmasının zamanı.
PKK Belçika’nın ortasında çadır açıp propaganda yapabiliyor. Londra’da yürüyüş yapıp ‘katil devlet’ sloganı atabiliyor. ABD kelime oyunlarıyla PKK’ya Suriye’de askeri destek verebiliyor.
Rusya, İsrail'in isteği doğrultusunda Esed'e ve Hizbullah'a verdiği desteği sınırlandırsa da İran'ı kaybetmek istemiyor. İsrail ise net. Suriye'de güçlü Esed ve İran etkisi istemediği için "federalizme" açık destek veriyor.
Türkiye'yi ancak kendileri iktidarken seven bir güruh var. Bu memleketin başına gelen birçok kötülük işte bu güruh yüzünden geliyor.
Bir CIA Başkanı veya Savunma Bakanının her sabah mesaiye köpeği Bravo ile birlikte gelmesi, öğlen aralarında gezintilere çıkması, Ladin operasyonunu planlarken bile onunla ilgilenmesi... Bunlar kulağa garip geliyor, değil mi? CIAin web sitesine Bravonun ölümü üzerine yayınlanan habere bakıldığında; bunun kurumsal imajın bir parçasını oluşturduğu görülüyor.
2015ten 2016ya saldırgan bir Rusya-İran-Esed ittifakı, tarihi tekerrür ettirmek için üç maymunu oynayan bir Batı ve depreme hazır fay hatları miras kaldı.
Büyük ülkeyiz vesselam. Bunca yalana, tutarsız yaklaşıma, ihanete, içten darbeye, dıştan operasyona rağmen kendi yağımızla kavruluyoruz. Yetmiyor, mağdurlara elimizi uzatabiliyoruz.
John O. Brennan ile birlikte, CIA revizyon sürecine girdi. 2 yıl içinde tepeden tırnağa dönüşümden geçen istihbarat kuruluşunun tüm kabiliyetleri 10 yeni Misyon Merkezi altında entegre edildi.
Rusyanın Suriyeye müdahalesinin Akdeniz ve Ortadoğudaki stratejik varlığını pekiştirmeyi ve genişletmeyi amaçlayan bir hamle olduğu açık.
SETA PUBLIC LECTURE Konuşmacı: S. Ilgu OZLER State University of New York Date: January 05, 2010 Tuesday Time: 17.00 – 18.30 Venue: SETA, ANKARA
Afganistan’da 7 Kasım Cumartesi günü yapılması planlanan başkanlık seçimlerinin ikinci turu, iki adaydan Kuzey İttifakı’na yakın Abdullah Abdullah’ın seçimlerden çekilmesi üzerine iptal edildi. 20 Ağustos’ta yapılan ve halen başkanlık koltuğunda oturan Hamit Karzai’nin yüzde 54 oy ile önde gittiği seçimlerde en az yüzde 10 oranında sahte oy olduğu tespit edilince seçimler için ikinci turun yapılacağı açıklanmıştı. İkinci turda Abdullah Abdullah ve Hamit Karzai’nin karşı karşıya gelmesi beklenirken Abdullah, başkanı ve üyeleri Karzai tarafından atanan Bağımsız Seçim Komisyonu üyelerinin Karzai’ye çalıştığını, bu kişilerin görevden alınması ve yerlerine tarafsız isimlerin atanması durumunda seçimlere devam edebileceğini açıkladı.