Amerikan medyası, NATO zirvesinden daha çok, zirve sonrası Biden'ın adaylıktan çekilip çekilmeyeceğine odaklanmış durumda. Hareketleri ve konuşmalarına bakılarak, Biden son bir kez daha test ediliyor.
Devamı
Önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen Güvenlik Stratejisi ise Trump yönetiminin dış politikada nasıl bir yol izleyeceği konusunda bir yol haritası niteliğinde olacak.
Devamı
Türk ordusu ve ÖSO bileşenlerinin bundan sonra kat edeceği mesafe ve ortaya koyacağı performans, ABD’nin hem Suriye muhalefeti hem de PKK ile ilişkilerinin seyrini belirleyecek.
Türkiye halkının darbe karşısında durmuş ve adeta çıplak elleriyle tankların namlularını tıkamış olmasına karşın, Batı medyasının olgular ışığında haber yapmak yerine gerçekleri ters yüz etmeye çalıştığını görmekteyiz.
Batı medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili öne çıkan temaları başlıca dört ana başlıkta değerlendirebiliriz: odak dağıtma, marjinalleştirme, okuru güncelliğini yitirmiş söylemlere inandırma, açık manipülasyonlar yürütme.
Demokratik hukuk devletinin bir koruma refleksi olarak yürüyen olağanüstü hal ilanını Batı medyası "İslamcı otoriterleşme", "Erdoğan'ın radikal yetkilerle güçlenmesi" ve hatta "Erdoğan'ın intikamı" olarak mahkûm etmekte gecikmedi.
Demokratik hukuk devletinin bir koruma refleksi olarak yürüyen olağanüstü hal ilanını Batı medyası "İslamcı otoriterleşme", "Erdoğan'ın radikal yetkilerle güçlenmesi" ve hatta "Erdoğan'ın intikamı" olarak mahkûm etmekte gecikmedi.
Devamı
Son üç yıllık süreçte kamuoyu FETÖnün nasıl entegre bir şekilde işlediğine şahit oldu. Dolayısıyla başta yargı olmak üzere diğer bürokratik kurumlardaki FETÖye bağlı kişilerin pasifize edilmesi elzemdir.
Devamı
ABD açıkça Suriye’de hem muhalefetin hem de muhalefeti destekleyen Türkiye gibi aktörlerin başarısızlığını umarak sahada kendi gerçekliklerini yaratma çabası içerisine girdi. Kendi kendini doğrulayan kehanetleriyle Suriye’de önce DAİŞ’in sonra PKK’nın önünü açtı.
Cumhurbaşkanı’nın kısa bir süre sonra koltuğu bırakacak olan Obama ile görüşmesinin sembolizmi, ziyaret trafiğinin diğer ayaklarının reel getirilerinden kat be kat daha önemsiz. Sembolizmi aşıp reel getirilere yoğunlaşmalıyız.
İngiliz Başkonsolos bir hâkim gibi davanın basın özgürlüğü davası olduğuna karar vermiş, davanın sonucunun ‘Türkiye’nin nasıl bir ülke olmak istediğini belirleyeceği’ gibi abuk sabuk bir laf bile etmiştir.
İngiliz Başkonsolos bir hâkim gibi davanın basın özgürlüğü davası olduğuna karar vermiş, davanın sonucunun Türkiyenin nasıl bir ülke olmak istediğini belirleyeceği gibi abuk sabuk bir laf bile etmiştir.
ABD Yönetimi olabildiğince açık bir dille muhalefete “Cenevre’de masa sizin yüzünüzden devrilirse muhalefete zırnık yardımın ulaşmasına müsaade etmem” diyerek “Rusya’nın Suriye Özel Temsilcisi” Steffan De Mistura’nın Moskova’da hazırladığı muhalefeti tasfiye planını kabul etmeye de icbar ediyor.
ABD Yönetimi olabildiğince açık bir dille muhalefete Cenevrede masa sizin yüzünüzden devrilirse muhalefete zırnık yardımın ulaşmasına müsaade etmem diyerek Rusyanın Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Misturanın Moskovada hazırladığı muhalefeti tasfiye planını kabul etmeye de icbar ediyor.
Operasyonlar terörle mücadele ve Ortadoğu gerçekleri bakımından neye tekabül ediyor? SETA Ortadoğu uzmanı, Akşam gazetesi yazarı Ufuk Ulutaş ile konuştuk.
ABD ile Türkiye'nin Suriye'deki öncelikleri birbirinden radikal bir şekilde farklı.
Türkiye belki de IŞİD'le mücadele etmeye başlayan ilk ülke oldu. IŞİD'in ürettiği istikrarsızlık, Türkiye'ye ekonomik ve siyasi problemler çıkardı.
Tetiği çeken Müslüman ise terör ve nefret suçu bağlamında değerlendirmek farz olurken, Müslüman'ın hayatını kaybetmesi hele de tetiği çekenin beyaz bir Batılı olması saldırının yalnız kurt veya psikolojik sorunlar bağlamında değerlendirilmesine sebep oluyor.
GAZZE 2009 katliamı, insanlığın önünde bir suç abidesi olarak duruyor. Yaşanan dram, katliamdan savaş suçlarına, ahlakın sükût etmesinden siyasi intihara kadar geniş bir alana yayılıyor. Son Gazze saldırıları, uluslararası sistemin iflas ettiğini, ‘İsrail istisnacılığı’nın kanun ve kural üstü olduğunu gösteriyor. Bu tutumuyla İsrail ve bir adım gerisindeki ABD yönetimi, ‘güçlü olan haklıdır’ diyor. Adalet, eşitlik, demokrasi, insan hakları, insan hayatının kutsiyeti, ötekine saygı... Gazze’deki çocuk cesetlerinin önünde bütün bunlar boş birer söz haline geliyor.