Bolton Türkiye'den İstediğini Alamadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bolton’ın muhatabı Kalın’dır.” sözü sonrası Erdoğan’la görüşme arzusu suya düşen Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’ın apar topar ABD’ye dönmesiyle ilgili olarak konuşan SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Yeşiltaş, “İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu ile basın toplantısı düzenleyerek samimi pozlar veren Bolton, elinin çok güçlü olduğu düşüncesiyle aynı pozu Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da vermek istedi, fakat sonuç böyle oldu.” dedi.

Devamı
Bolton Türkiye'den İstediğini Alamadı
Trump Suudi Arabistan a Daha Çok Zarar Veriyor

Trump, Suudi Arabistan’a Daha Çok Zarar Veriyor

Kaşıkçı cinayetinde Türkiye'nin gösterdiği ilkeli tutumu Ankara ile Riyad'ın 'Sünni dünyanın liderliği için bir mücadelesi' olarak okuyanlar var.. Meseleyi ideolojik kapışma düzlemine çekmek vahşi bir cinayetin üstünü örtmeye katkı sağlar.

Devamı

Türk-Amerikan ilişkilerinin düzelmesi için ya Ankara’nın da Abu Dabi, Riyad ve Kahire yönetimleri gibi Washington’a boyun eğip ABD’nin bölge politikalarına uygun davranmaya başlaması ya da Amerikan yönetiminin Ankara’ya yönelik dayatmalarına son verip Türkiye’yi eşit bir ortak olarak kabul etmesi gerekiyor

Filistin ve Türkiye küresel sistemde kendilerine biçilen rolü sorguluyor ve bundan dolayı şiddetli baskı ve saldırılara maruz kalıyorlar.

'Amerikan dış politikası ABD'ye değil İsrail'e hizmet ediyor.' Bu hikâye aslında bilinen bir gerçekti. Fakat anlatmaya kimse cesaret edemiyordu.

İsrail yönetimi Arap ülkeler nezdinde diplomatik görüşmeleri sıklaştırdı. Bu anlamda Körfez ülkeleri ile kurduğu ilişki dikkat çekici.

Trump Ortadoğu’yu Yeni Bir Kaosa Sürüklüyor

Filistin meselesinin Arap rejimleri tarafından mutlak terki anlamına gelen İsrail yapımı 'Asrın Anlaşması'na Filistin devletini tamamen topraksızlaştırmak anlamına geliyor ve Gazze’yi Sina’ya süpürmeyi hedefliyor. Bu tam olarak Filistin topraklarının Yahudileştirme projesi. Dolayısıyla Trumpçı diplomasiyi pekiştiren tek gerçeklik Trump ya da İsrail değil, bizatihi Arap devletlerinin kendileri.

Devamı
Trump Ortadoğu yu Yeni Bir Kaosa Sürüklüyor
Trump Ne Yapmaya Çalışıyor

Trump Ne Yapmaya Çalışıyor?

Trump Ortadoğu'ya yönelik bir hamle yapacaksa bunun bir ayağı İran'ı sıkıştırmak öbürü ise İsrail'i merkeze alan adımlar olacaktır.

Devamı

Amerikan Başkanı Donald Trump'ın Dışişleri Bakanı Tillerson'ın görevine bir Twitter mesajıyla son vermesi Trump yönetiminin ilk gününden beri skandalları alışkanlık haline getirmesinin en son örneği oldu.

Muhammed bin Selman’ın stratejik müttefikleri olan ABD ve İsrail’in uzun vadeli stratejileri belirsizliğini korumaktadır. Nitekim bu ülkelerdeki liderliklerin iktidarını konsolide etme konusunda zorluklar çektiği unutulmamalıdır. Suriye ve Yemen’de kendi çıkarları doğrultusunda dönüşümlerin gerçekleşmesini başaramayan Riyad yönetimi, Katar krizinde de tüm çabasına rağmen ciddi bir etki yaratamamıştır.

Talha Köse: İran’da değil Afganistan’da olayların kontrolden çıkacağını düşünüyorum. ABD yeni süper güç olan Çin’in dünyaya açılma alanı olarak Afganistan’ı tıkamak isteyecektir. ABD zaten hiç memnun değil İpek Yolu projesinden.

Trump'ın muğlak politikaları ve geleneksel bölgesel düzeni kökten sarsıcı hesapsız hamleleri, post-Amerikan Ortadoğu'nun ortaya çıkmasını hızlandırıyor ve Amerikan liderliğinin ve nüfuzunun daha hızlı erimesine yol açıyor.

M sistemi önce ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley ardından da bizzat Trump tarafından tehdit edilmiş, uluslararası irade esir alınmak istenmiştir.

Doğalgaz ihracı gibi somut çıkarlar söz konusu iken İsrail neden isteksiz? Bu sorununu cevabı için Moskova'ya bakmak gerekir.

İsrail’in Kudüs’te işgal altında tuttuğu bölgelerde yeni 1,600 konut inşa edeceğini duyurması bütün dünyada tepkilere neden oldu. Aslında yeni bir durum söz konusu değil. İşgal altındaki Filistin topraklarında, kulağa ilk anda oldukça masum gelen ‘yerleşimci’  kılıfı altında yıllardır toprak gaspı devam ediyor. ‘Yerleşimci’ ya da daha rafine bir kullandığını düşünenlerce ‘Yahudi Mahallesi’ denilen bölgeler adeta bir Filistin devleti ihtimalini ortadan kaldıracak derecede stratejik ve hız kesmeden artmaya devam ediyor. Sadece geçen sene içerisinde Batı Şeria’da ‘yerleşimci’ işgalleri %5 civarında arttı. Aynı şekilde İsrail’deki yahudi nüfusun yaklaşık %5’i de bu işgal bölgelerinde yaşamaktadır. Filistin’deki işgalin içerisinde başka bir işgal yaratılmış durumda. Yıllar içinde İsrail nüfusunun %5’i bu işgal bölgelerine oldukça kanlı bir şekilde ‘yerleşti’. Ne var ki, 9 Mart’ta ABD Başkan yardımcısının ziyaretine denk gelen 1,600 yeni ev projesi Amerika’dan ‘beklenmedik’ bir tepki aldı.

İsrail, bir süredir ‘dostlarını’ diplomatik yollardan zor durumda bırakmayı adet edindi. Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi’nin zatında Türkiye’yi küçük düşürme niyetiyle ortaya konulan mizansene benzer bir hakarete yakın zamanda ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da maruz kaldı. Biden’in Arap-İsrail görüşmelerine yeni bir sayfa açmak için yaptığı İsrail seyahati sırasında İsrail, Doğu Kudüs’te 1600 yeni konuta izin verdiğini açıkladı. “Yerleşimlerin dondurulması” meselesinin ABD yönetiminin Arap-İsrail barış sürecindeki en büyük önceliği olduğu dikkate alındığında, bu açıklamanın Biden’in şahsında ABD yönetimindeki barış yanlılarına özellikle Obama’ya, karşı yapılan büyük bir diplomatik gaf olduğunu söylemek mümkün. Bu gaf, İsrail’in Washington Büyükelçisi Michael Oren’in sözleriyle iki ülke arasında “son 35 senenin en büyük krizinin” patlak vermesine neden oldu. Biden, Netanyahu ile yiyeceği akşam yemeğine geç katıldı, basın toplantısında yerleşim kararını Ortadoğu barışına engel olarak gördüğünü söyledi, ABD Dışişleri Bakanlığı kınama mesajı yayınladı, Hillary Clinton Netanyahu ile sert bir telefon görüşmesi yaptı, Obama’nın Başmüşaviri David Axelrod yeni yerleşimleri ABD’ye yapılan bir hakaret olarak gördüğünü açıkladı, Clinton’in AIPAC toplantısındaki konuşmasında İsrail’in yerleşimler politikasını eleştiren kısımlar yer aldı...

Ortadoğu’daki gelişmelerden sonra yaşanabilecek stratejik ve jeopolitik revizyonların ABD-İsrail ilişkilerini ne denli etkileyeceği herkesin merakını celbeden önemli bir mesele.

Salı günü gerçekleşen İsrail parlamento seçimlerinde Netanyahu, koalisyon hükümetini kurup gerekli çoğunluğu sağlaması halinde yeniden İsrail başbakanı olacak.