Türkiye'nin dış politika hamleleri uluslararası medya tartışmalarının gündeminden düşmüyor.
Devamı
Ya Türkiye-ABD ilişkileri değişen formatıyla iş birliği temelinde yeni bir döneme adım atacak, ya ikili ilişkilerdeki sorunlar ve gerginlikler mutat hale gelecek ya da ABD'nin tavrının maliyetleri artacak ve katlanılmaz hale gelince Türkiye ikili ilişkilere kendi formatını atmak zorunda kalacak.
Devamı
Roma'daki G20 Zirvesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın lider diplomasisindeki farkını tekrar gösterdiği bir platform oldu.
İki liderin görüşmesinde bu krizlerin kaçınılmaz olduğu kabul edilmekle birlikte mevcut sorunların çözülmesi yönünde irade gösterilmesi Türk-Amerikan ilişkilerindeki kritik dönemin yapıcı adımlarla aşılmasını sağlayacaktır.
Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını ve bugünün Türkiye'sinin dışarıdan verilebilecek talimatlarla yönetilemeyecek kadar güçlü bir ülke olduğunu artık kabullenmeleri gerekiyor.
ABD, Fransa ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu 10 ülkenin büyükelçileri, Türkiye'de yargı süreci devam eden Osman Kavala davasına yönelik bir bildiri yayınladı. Bildiri üzerine çıkan kriz, diplomatik yollarla kısa sürede çözüldü.
ABD öncülüğündeki 10 ülke büyükelçiliklerinin Türkiye'ye yönelik diplomasi oyunu kısa sürede bozuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sert çıkışıyla 10 ülke geri adım atsa da Türkiye'ye yönelik benzer operasyonların devam edeceği görüşü bildirildi
Devamı
Bu 10 büyükelçi bildiri yayımlamayı bir kenara bırakıp, Türkiye'nin çıkarlarını ve hassasiyetlerini tanıyan yeni bir ilişki için çabalarlarsa kendi ülkelerine daha iyi hizmet ederler.
Devamı
Türkiye gibi iddialı bölgesel güçlerin jeopolitik boşluk alanlarında kendi bağımsız otonom politikalarını oluşturması kaçınılmaz. Bu yeni gerçekliğe ne ölçüde uyum sağlayabildiğinin test alanlarından önde gelen birisi de Türkiye ile ilişkilerin seyri olacak.
NATO zirvesinde karara bağlanacak NATO 2030 Ajandası nedir? NATO zirvesinde üye devletlerin “görünen” kaygıları nelerdir? NATO zirvesinde gerçekleşecek Erdoğan-Biden görüşmesi nasıl sonuçlanabilir?
Türkiye'nin dış politikada içine girdiği yeni dönemde kendisini yeniden konumlandıracak bir hareketlilik oluşturması ve hem fikri zemini güçlü hem de pratikleri ve araçları iyi hesaplanmış bir yaklaşım sergilemesi, pandemi sonrası dönem için elinin daha güçlenmesine imkan tanıyacaktır.
Gözler 14 Haziran'da Brüksel'de gerçekleşecek olan ikili zirvede.
ABD, Afganistan'da 'hiper güç' olma rüştünü ispatlamak isterken Sovyetlerin 1979 yılında düştüğü hatayı tekrar etti.
Net olan şu ki, Ankara ve Washington arasındaki ilişkiler müttefiklik düzleminin dışına çıkıyor. Hasımlık, rekabet ve iş birliğini aynı anda götüren yeni bir denkleme oturuyor.
Türkiye'nin bölgede sorun yaşadığı ülkelerle ilişkilerinin iyileşmesi tabii ki sevindirici bir gelişme.
ABD'nin temel sorunu, müttefiklerle ilişkisini nobran ve asimetrik yaklaşımla kurması. Kendi taktik kazanımları için müttefikinin stratejik kayıplarını umursamaması. Bunlara en iyi örnek ise ABD-Türkiye ilişkilerinin son yıllardaki gerilimli seyri.
Türkiye'nin güvenlik kaygılarına cevap veren bir politika NATO'yu güçlendirmeye katkı sağlar.
Ankara, Kandil ile Sincar ve Sincar ile Suriye'deki YPG kontrolündeki bölgelerin irtibatını kesmekte ısrarcı.
Türk-Amerikan ilişkilerinin gerçekçi bir muhasebesi yapıldığında iyi bir noktada olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor. Bu gerçeklikten hareketle yeni ancak gerçekçi bir vizyon oluşturmak için her iki tarafın da taşın altına elini sokması şart.