Ilımlı İslam Soslu Arap Milliyetçiliği Mi?

ABD'nin "ılımlı, demokratik İslamcılık" yaratma hedefi "Batı ile uyumu" önceledi. Halkların taleplerinin yansıtılmasını hep geri planda tuttu. Bu yüzden İslami hareketleri "kontrol etme"amacından öteye gidemedi. Neticesi de Müslüman toplumların demokratik taleplerini"bastırma" pratiğine dönüş oldu.

Devamı
Ilımlı İslam Soslu Arap Milliyetçiliği Mi
Musul Ve Kerkük Sonrası Irak Siyaseti Ve ABD nin Rolü

Musul Ve Kerkük Sonrası Irak Siyaseti Ve ABD’nin Rolü

Bağdat ve İran’ın Süleymaniye merkezli aktörlere Barzani karşısında destek vermeyi sürdüreceğini öngörebiliriz. Barzani yönetimi bir taraftan Bağdat’la krizi yönetmeye çalışırken, diğer taraftan iç siyasi aktörlerin baskılarını omuzlamak zorunda kalacaktır. ABD ise bütün bu süreçlerde İran destekli Kürt aktörlerin IKBY siyaseti içindeki belirleyiciliğini engellemek için hamleler yapacaktır.

Devamı

ABD projesi olan "ılımlı İslam" iflas etmemiş miydi? Neden yeniden ısıtılır ki? Suudi veliaht prensi Selman'ın "aşırıcılıkla savaşmak" için "ılımlı İslam'a dönme" söyleminden bahsediyorum elbette.

Önümüzdeki dönemde bölge ülkelerinin en büyük imtihanı: İttihat!

Washington'ın Irak ve Suriye politikası sebebiyle Türkiye ile yaşadığı sorunlara çözüm bulmadan sadece S. Arabistan, İsrail ve Körfez ülkeleri sayesinde Şii militanlardan kurtulabileceğini sanması ilginç.

Barzani Pan-Kürdizme ve bu sürecin hormonlu gücü PKK'ya hizmet etmiş oldu. Türkiye ve İran bunun farkında ve bu nedenle aralarındaki yakınlaşma hayati bir yakınlaşma.

G-20 Gölgesinde Küresel Rekabet

Zirvenin, aktüelleşmiş politik konular yerine, yakın tarihe şekil veren ve önümüzdeki sürece etkileri olabilecek ‘taht oyunlarına’ sahne olduğu bir gerçek.

Devamı
G-20 Gölgesinde Küresel Rekabet
Katar Oyununda Yeni Sahne

Katar Oyununda Yeni Sahne

Körfez tiyatro salonunda sahnelenen Katar oyununun, 2014’deki krizi de hesaba katarsak ikinci perdesi kapanmak üzere. İfşa ettiği ayrıntılar ise Ortadoğu’nun geleceğine dair umutlarımızı başka bir bahara saklamamız ve beklentilerimizi neden düşük tutmamız gerektiğini bize bir kez daha gösterdi.

Devamı

ABD istihbaratının yurt dışında düzenlediği birçok önemli operasyonun mimarı olduğu söylenen 'Karanlık Prens' lakaplı D’Andrea'nın CIA'in İran masasının başına getirilmesi, farklı boyutlarıyla tartışılmaya devam ediyor.

Moskova’nın ‘öngörülemezliği’ karşısında tedirginlik yaşayan Avrupa’yı cesaretlendi. En can alıcısı, Suriye’de tek büyük aktör olarak kaldığını varsayan Rusya’nın imajını zedeledi.

ABD'nin Rakka operasyonunda YPG'nin rolüne dair sorulara verdiği cevap. Ve bu sözü Suriye iç savaşına müdahil aktörlerin önümüzdeki aylarda yüzleşeceği ortak bir meydan okumaya işaret ediyor.

Pekin, Trump'ın ekonomiyi stratejik müdahale amaçlı kullanma ihtimalinden ziyadesiyle çekiniyor. İşi baştan sıkı tutmak için medya üzerinden sert uyarılarda bulunuyor.

Hem ABD hem Esed rejimi DEAŞ’ın yükselişini izleyip Suriye’yi felakete sürüklerken Türkiye DEAŞ’a karşı en istikrarlı mücadeleyi ortaya koydu.

Bush'un ekibinde yer alan neo-conlar da, Trump'ın kabinesinde yer alacak olan muhafazakârlar da "İran karşıtlığı" ve "radikal İslamcılık düşmanlığı" noktasında buluşuyorlar.

ABD hem muhaliflere hem YPG'ye ağır, nitelikli silahlar vermekten bahsediyor. Bunun, aktörler arasındaki çatışmayı artıracak etkilerde bulunması kuvvetle muhtemel.

"Müttefik devlet olarak Türkiye ile yerel partner olarak YPG" ikilemesi Türkiye'de kimseyi teskin etmiyor. Ne karar alıcıları ne kamuoyunu...

Büyük liderlerin kendi toplumları için bir misyonları ve vizyonları olduğu gibi küresel vizyon ve misyonları da vardır.

Kerry-Lavrov mutabakatı Suriye’de kimin kazanacağına değil, kimlerin kaybetmesi gerektiğine dair varılan bir mutabakattır.

Obama kendisiyle yapılan bir mülakatta isim vererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kızgın olduğunu, o büyük ordusunu DAİŞ'le mücadele için kullanmadığını ifade etmişti.

15 Temmuz süreci, AK Parti ve Erdoğan’ı tasfiye etme girişiminde sıklıkla başvurulan demokratik siyasetin kurallarının dışına çıkma eğiliminin zirve yaptığı bir dönem oldu. Süreç, darbe için aylar öncesine giden bir zemin hazırlanmasını, darbeye gerekli pratik ve söylemsel desteğin verilmesini ve darbe girişiminin başarısız olmasından sonra da sulandırılarak örtbas edilmesini kapsıyor

Darbelere ve askeri müdahalelere ABD yönetiminin bakışı Soğuk Savaş sonrasında da çok fazla değişiklik göstermedi. Literatüre bizzat darbe yapıcıların ağzından “postmodern darbe” olarak geçen 28 Şubat sürecinde de ABD ve Batı dünyası kendinden beklenilen prensipli duruşu gösteremedi.