Erdoğan bu geziyi bir Latin Amerika gezisi olarak da görüyor. Uluslararası sistemdeki gerilim ve adaletsizliğe sürekli işaret edecek ve bu anlamda uluslararası bir farkındalık oluşturmaya çalışacaktır. BM reformu konusunu gündeme taşıyacaktır.
Devamı
Bu zirvenin ekonomik gündemi korumacı politikalar, ABD-Çin arasında karşılıklı misillemelerle sürdürülen ticaret savaşı ve İran yaptırımları olacak.
Devamı
Meselenin nirengi noktası Türkiye ya da Britanya'ya kurulan "tuzakta" değil. Avrupa'nın kendi elleriyle geleceğine kurduğu "tuzakta."
Rusya’nın tek elden belirlediği ve yürüttüğü Orta Doğu politikası, bu ülkenin ABD ile karşılaştırıldığında çok daha sınırlı kapasitesine rağmen Moskova için önemli kazanımları beraberinde getirdi..
Erdoğan Rusya'nın 'uzun vadeli işbirliği' yapabilecek 'güvenilir bir dost ve doğalgaz tedarikçisi' olduğunu söyledi. Dahası, Rusya ile ilişkilerin 'hiçbir zaman diğer ülkelerin dayatmalarına' göre belirlenmediğini vurguladı. Putin ise 'iki ülke arasında güven olmadan' TürkAkım gibi bir projenin gerçekleştirilemeyeceğini belirtti.
ABD Başkanı Donald Trump'ın her an her şeyi söyleyebilme ihtimali artık çok az kimseyi şaşırtıyor.
Trump'ın Ortadoğu'da yapmak istedikleri konusunda iyi bir yerde olduğu söylenemez.
Devamı
Politika değişimi söz konusu değil aksine yeni bir aşamanın zamanı geldiği düşünülüyor. Şöyle ki, Trump verdiği bütün sözlere rağmen Obama Dönemi YPG politikasından sapmadı. Hedef hep, YPG'yi PKK'dan kopartarak istediği şekilde kontrol edebildiği bir vekile çevirmek.
Devamı
Amerika Türkiye'ye taviz veriyor ama hem hâlâ oyalama peşinde hem de hedef saptırma derdinde. Bir yandan Membiç'te adım atmak zorunda kalıyor. Öte taraftan PYD'nin gönlünü alıyor. Ertesi gün PKK ile PYD'yi ayrıştırma imajı veriyor.
SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, Türkiye’nin Suriye’deki PKK/PYD politikası hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal İnat, ABD-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi.
Türkiye Fırat'ın doğusu konusunda çok ciddi. Buraya yönelik operasyon ihtimali en yüksek mercilerden ve en açık biçimde dile getiriliyor.
Türkiye ve Rusya, Suriye iç savaşında farklı stratejik önceliklere sahip olsa da hayati iki aktöre dönüşmüş durumda. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da Türkiye, Rusya, Fransa ve Almanya arasında gerçekleşen İstanbul zirvesi bunu kanıtlar nitelikte.
'Amerikan dış politikası ABD'ye değil İsrail'e hizmet ediyor.' Bu hikâye aslında bilinen bir gerçekti. Fakat anlatmaya kimse cesaret edemiyordu.
Fırat’ın doğusundaki hedeflerin obüslerle vurulmasını değerlendiren uzmanlar: Türkiye, herhangi bir tehdit durumunda misliyle karşılık vereceğini göstermiş oldu
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Yalçın, "ABD Suriye'de her ne istiyorsa elindeki tek kullanışlı aktörün PYD olduğunu düşünüyor, bu yüzden uzun müddettir PYD'ye sahip çıkıyor ve sahip çıkmaya devam edecek." dedi.
Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna ilişkin politikası oldukça net ve iki temel amaca matuf. Birincisi bu bölgenin fiili ve resmi düzeyde Suriye'den kopmasını engellemek. Başka bir deyişle bu bölgede özerk ya da bağımsız bir yapılanmanın ortaya çıkmasının; ikincisi de buranın PKK için yeni bir barınak ve mobilizasyon bölgesi olmasının önüne geçmektir.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, 'ABD tarafından yönetilen bir ağ üzerinden YPG'ye silah, mühimmat ve militan unsurları gönderiliyor.' dedi.
SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Kemal İnat Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda gerçekleştirdiği operasyonlar hakkında değerlendirmede bulundu.
Dörtlü zirve, Türk diplomasisinin Suriye krizinde geldiği etkili konumu özetlemekte. Suriye iç savaşının başından itibaren ABD tarafından yalnız bırakılan Türkiye, 2015'ten sonra Rusya ve İran ile bir yol bulmak durumunda kaldı. Astana süreci ve Soçi Zirvesi Moskova ile birlikte çalışmanın parametreleriydi.
Toplantıya Türkiye, Almanya, Fransa ve Rusya'nın devlet/hükümet başkanları katılıyor. Tartışma konuları da belli, Suriye sahasında güncel durum, İdlib mutabakatı, siyasi çözümün parametreleri.