Kriter'in Aralık Sayısı Çıktı: İnsanlık Vuruldu | Filistin Ayakta Kalacak

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 85. sayısı raflarda yerini aldı.

Devamı
Kriter'in Aralık Sayısı Çıktı İnsanlık Vuruldu Filistin Ayakta Kalacak
2023 te Amerikan Dış Politikası

2023’te Amerikan Dış Politikası

Biden yönetiminin performansı ideolojik bakışa ve stratejik körlüğe yenik düştüğünü gösterdi.

Devamı

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun savaşı Lübnan ve Suriye’ye doğru genişleterek siyasi kariyerini koruma arayışında olduğu ancak Biden’ın da seçim senesinde ABD’nin doğrudan müdahil olmak zorunda kalacağı bölgesel bir çatışma istemediği açık. Savaşın Lübnan’a sıçraması ihtimali Washington açısından kesinlikle kaçınılması gereken bir senaryo zira İran’ın Hizbullah’ı korumak için harekete geçeceği biliniyor. İsrail’in Hizbullah’a saldırması durumunda ve Netanyahu’nun Beyrut’u Gazze’ye çevirme tehdidinin gerçekleştiği bir senaryo Amerika’yı savaşın içine çekecektir. Yemen’deki Husiler örneğinde olduğu gibi bölgedeki İran yanlısı grupların İsrail ve Amerika’nın çıkarlarına ne kadar zarar verebileceğini gördük. Biden yönetimi İran’la savaşa girmek istemese de İsrail’e koşulsuz desteğine devam ederse çatışmanın içine çekilebilir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 86. sayısı raflarda yerini aldı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 87. sayısı raflarda yerini aldı.

Temsilciler Meclisi çoğunluk lideri Mike Johnson bu hafta yaşadığı iki önemli hezimetle eski Başkan Trump’ın en son siyasi kurbanı oldu. Johnson’ın İç Güvenlik Bakanı Mayorkas’ı görevden alma girişimi üç Cumhuriyetçi temsilcinin karşı oy vermesi sonucunda başarısız oldu. Bunun sonrasında İsrail’e 17,6 milyar dolarlık yardım paketini oylamaya sunan Johnson’ın bu hamlesi de her iki partiden karşı oylarla sonuçsuz kaldı. Johnson’ın siyasi liderlik açısından tecrübesizliği bu tablonun önemli sebepleri arasında yer alıyor. Trump’ın başkanlık seçim kampanyasında kullanmak istediği göçmenlik krizi ve İsrail gibi konuların Kongre’de çözüme kavuşmasını istememesi, Cumhuriyetçilerin yekvücut hareket etmesini zorlaştırıyor. Seçim endeksli bir yasama süreci yaşanınca da Kongre ne çözüm üretebiliyor ne de işlevsiz görüntüsünden kurtulabiliyor.

Trump, NATO ve Amerikan Küresel Liderliği

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığına kesin gözüyle bakılan Trump’ın NATO’yla ilgili sözleri Amerika’nın küresel liderlik iddiasının ne kadar kırılgan olduğunu tekrar gösterdi. Trump bazı NATO üyesi ülkelerini askeri harcamalarını yeterli seviyeye getirmedikleri takdirde tehdit edeceğini söyledi. Rusya’nın onlara ‘ne isterse yapabileceğini’ dile getiren Trump, başkanlığı dönemindeki anti-NATO söylemini daha da ileri bir seviyeye taşımış oldu. Önceden beri ABD’nin ortak savunma konseptini sorgulayan Trump’ın NATO üyesi bir ülkeyi korumaması bu askeri ittifakın pratikte sonu anlamına geliyor. NATO’nun 5. maddesine dayanan kolektif savunma anlayışının caydırıcılığının ortadan kalkması ittifakın güvencelerinin bitmesiyle kalmayıp ABD’nin de Batı ittifakı içindeki liderliğinin sonu anlamına gelecektir. Rusya ve Çin’le küresel güç mücadelesi içinde olan Amerika’nın Batı ittifakı içinde birlik sağlamadan bu mücadeleyi yürütmesi çok zor hale gelecektir.

Devamı
Trump NATO ve Amerikan Küresel Liderliği
Kriter'in Mart Sayısı Çıktı Şehirlerimizin Geleceği 2024 Yerel Seçimleri

Kriter'in Mart Sayısı Çıktı: Şehirlerimizin Geleceği | 2024 Yerel Seçimleri

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 88. sayısı raflarda yerini aldı.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 89. sayısı raflarda yerini aldı.

Biden yönetiminin kapsamlı ve etkin bir Çin politikası oluşturmakta zorlandığı açık. Trump döneminde Çin’e sürekli baskı uygulayarak bu ülkenin alanını daraltmaya çalışan Washington, Biden döneminde hem rekabet hem iş birliği söylemiyle yola çıktı. ABD’nin Çin’le mücadele etmesi gerektiği konusunda her iki parti arasında genel bir uzlaşı olmasına rağmen somut ve etkin bir Çin politikası oluşturmakta zorlandığını görüyoruz. Dışişleri Bakanı Blinken’ın Çin ziyaretinin şubat ayında gerçekleşmesi bekleniyordu ancak ziyaretin ‘casus balonu’ gerginliği yüzünden ertelenmesi ilişkilerdeki kırılganlığın ve güvensizliğin bir göstergesi oldu. Blinken, ikili ilişkilerde bir süredir artan tansiyonu düşürmek ve ‘yapıcı’ bir ilişki çerçevesi çizmek amacıyla Çin’e gitti ancak somut bir sonuç elde ettiğine ilişkin bir işaret yok.

ABD’nin çok da itiraz etmeyeceği izlenimi yarattı. Bu tavrıyla Washington’un çözüm için maliyet üstlenmekten kaçınarak siyasi çözüm sürecini bölge ülkelerine bırakmak ve görece istikrar sağlandıktan sonra Suriye’den çekilme opsiyonuna sahip olmak istediği söylenebilir.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Washington ziyaretinin önemi ve arka planı nedir? Ankara ve Washington’ın Ukrayna politikaları arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? ABD, Türkiye’ye F-16 satacak mı? Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerine bakışı nasıl? Washington, Ankara’nın Suriye rejimiyle temas kurmasına nasıl bakıyor?

Pentagon’un Ukrayna’ya askeri yardım çerçevesinde verdiği Himars füze sistemlerinin 350 kilometre civarındaki menzillerini sınırlayarak teslim ettiği yönündeki haberler, Washington’un Ukrayna’daki savaşın bölgeye yayılmasından ne kadar endişe ettiğini gösteriyordu.

ABD başkanlarının geleneksel olarak iktidara geldikten sonraki bir yıl içinde yayınladığı ulusal güvenlik stratejisi belgeleri yönetimin dış politika stratejisi hakkında önemli bir fikir verir. Kongre’nin 1986’dan beri kanuni olarak zorunlu kıldığı dokümanı Biden yönetimi bir yıla yakın bir gecikmeyle ekim ayında açıkladı.

Trump döneminde başlatılan İsrail'in Arap ülkeleriyle normalleşmesine desteğini devam ettiren Biden'ın Suudi Arabistan'la normalleşmeyi sağlamaya yönelik sembolik çabası da gezinin önemli gündemlerinden biri oldu.

ABD'nin Ortadoğu'da Rusya ve Çin'i sınırlandıracak, İran'ın İsrail ve Körfez ile sorunlarını ortadan kaldıracak bir yeni angajman türü üretmesi mümkün görünmüyor. Türkiye'nin dengeleyici ve istikrar/güvenlik sağlayıcı rolünü bile görmekten uzak Washington'ın bölgedeki yeni diplomatik çabalarının zaman kaybı olması kuvvetle muhtemel.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, 9 Mart Çarşamba günü Ankara'yı ziyaret ederek 2008'den bu yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk İsrail Cumhurbaşkanı oldu.

Biden iktidara gelir gelmez 'Amerika geri döndü' dese de bunu hayata geçirdiğini söylemek zor.

Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali durumunda sadece ekonomik yaptırımlar uygulayacağını açıkladı. Putin'in düşünmesi gereken neredeyse Ukrayna'nın nasıl bir direnç göstereceği ile sınırlı.

Erdoğan ve Putin'in ikili görüşmeleri lider diplomasisinin çarpıcı bir örneği olarak diplomasi tarihindeki yerini alacaktır. Bu sayede 2015 uçak düşürülmesinde bu yana Ankara ve Moskova arasındaki ilişkiler çok yönlü bir dönüşüme uğradı. İkili ilişki giderek çok katmanlı ve Türkiye'nin daha aktif rol aldığı yapıya dönüştü.