Trump’ın Ülkesinin İstihbarat Örgütü Hakkında Aşağılayıcı İfadelerle Konuşması Yanlış

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman Trump’ın izlediği siyaset hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı
Trump ın Ülkesinin İstihbarat Örgütü Hakkında Aşağılayıcı İfadelerle Konuşması Yanlış
ABD Rusya Meselesini Halledip Çin e Yönelmek İstiyor

ABD Rusya Meselesini Halledip, Çin’e Yönelmek İstiyor

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş ABD’nin Rusya politikası hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

ABD, NATO’nun en güçlü ülkesi olarak ittifakı yeniden dizayn etmek istiyor ve üyelerin bu durumu kabul etmesini bekliyor. Ancak AB'nin bu yeni NATO görüşüne karşı çıkması Transatlantik ilişkilerde gerilime yol açıyor.

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür NATO zirvesinde yaşanan ekonomi tartışmaları hakkında değerlendirmede bulundu.

İsrail'den de son dönemlerde gelen mesajlarda, Esad rejimi ile bir sorunları olmadığını kayda geçirdiler. İsrail için bölgedeki temel öncelik, İran Devrim Muhafızları, Kudüs güçleri ve Hizbullah'ın kendi sınır hattında ve genel olarak Suriye sathının dışında tutulabilmesi. Bunu sağlayabilecek bir anlaşmanın tarafı olmayı isteyecektir.

SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse NATO zirvesinde Avrupalı ülkeler ile ABD arasında yaşanan gerilimin nedeni hakkında değerlendirmede bulundu.

Analiz: Nükleer Anlaşma Sonrası ABD'nin İran Politikası

Analiz ABD Başkanı Trump’ın İran anlaşmasına karşı geliştirdiği muhalif tutumu ve attığı adımları incelemesinin yanı sıra ABD’nin bu anlaşmadan çekilmesinin sonuçlarına değinmiştir.

Devamı
Analiz Nükleer Anlaşma Sonrası ABD'nin İran Politikası
Değişen Uluslararası Sistemde Türkiye nin Konumu

Değişen Uluslararası Sistemde Türkiye’nin Konumu

Uluslararası sistemdeki pozisyon değişimlerini ABD, Avrupa ve Avrasya’daki gelişmeler bağlamında ele almak mümkün. Bu çerçevede ABD, uluslararası sistemde yaşanan dönüşümün hakim aktörü olarak göze çarpıyor.

Devamı

Amerikan tarafı mecbur kaldığı bir adımı atıyor; istediğinden değil. Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana attığı kritik ve başarılı adımlar, Amerikan tarafını bu anlaşmaya mecbur bıraktı.

Mısır'da 2013’teki darbenin ardından iktidara gelen Sisi rejimi, ekonomik anlamda kötü gidişi engelleyemediği gibi yanlış dış politika tercihlerden dolayı ülkeyi bölgesel düzeyde pasif bir aktör haline getirdi.

Sosyal medya aracılığı ile, reel siyasette ne kadar etkili olunduğu bir kenara, kısa süreliğine de olsa gündem oluşturulduğu ve bazı tartışmaların seyrine etki edilebildiği kabul edilmektedir. Bu nedenle internetin sunduğu imkanlar hem resmi hem de enformel yönleriyle kullanılmakta ve özellikle seçim dönemlerinde bu stratejiler izlenilerek istenilen yönde sonuç alınmaya çalışılmaktadır.

Muhalefet ne küreselci ne de yerelci bir perspektif üzerinden millete dört başı mamur bir siyaset sunamadan seçimlere gitmektedir. Erdoğan karşıtlığına indirgenmiş, medya yoluyla köpürtülen seçim kampanyalarıyla ancak kendi seçmen kitlesini tahkim etmeye yetecek, iktidarı hedeflemekten uzak bir yaklaşım sergilemektedirler. Böylece, muhalefeti oluşturan partiler, iktidar olmaya değil, karşıtlarının iktidar olmasını engellemeye odaklanmış görüntülerini devam ettirmektedir.

Son sözü seçmen pazar günkü tercihi ile söyleyecek. Bütün polemiklere rağmen demokratik olgunlukla sürdürülen bir seçim yarışı olduğunu düşünüyorum. Ancak can sıkıcı bir istisna ile... CHP ve Batı basını kampanya başında yaptıkları gibi yeniden "seçim güvenliği" tartışmasına döndüler.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı seçimlerdeki popülist dalga hakkında değerlendirmede bulundu.

ABD’nin, şimdi Türkiye’nin kendi imkânlarıyla hava savunma sistemleri elde etmesine bu kadar karşı çıkması, Washington’un Ankara ile sürdürmek istediği ilişkinin mahiyetini açık bir şekilde ortaya koyuyor.

Menbiç uzlaşmasının Türkiye için birçok açıdan önemli bir diplomatik başarı olduğu açık. Her şeyden önce Ankara, Afrin'in ele geçirilmesinden sonra Suriye'deki PKK varlığı ile mücadelede somut bir kazanım daha elde etti.

Geçtiğimiz hafta uluslararası politikada çarpıcı gelişmelere şahit olduk. İlki G7 zirvesinde Trump'ın uzun zamandır ısrarcı olduğu yeni ticaret düzenlemeleri arayışını bir krize dönüştürmesiydi.

Türkiye sınırlarındaki PKK terör koridorunu tasfiye etmek amacıyla Irak cephesine ağırlık veriyor.

Trump, kendisinden önce imzalanan çevre, ticaret ve İran nükleer sorunu konusundaki anlaşmaları da çöpe atarak ABD’nin artık müttefikleri için bile güvenilemeyecek bir uluslararası aktör olduğuna dair algıyı güçlendiriyor..

Taraflar bir araya geldi ve bir mutabakata vardı. Anlaşmanın en dikkat çekici maddesi Kuzey Kore'nin nükleerden arındırılmasına ilişkin olanı. Aslında iki taraf da bunun gerçekleşmeyeceğini biliyor. Ancak bu konuda anlaşmış gibi görünüyor.

İki çılgın adam dünyayı savaşa ve hatta nükleer bir yok oluşa sürükleyebilirdi...