G-20 Zirvesi ve Suriye Krizi

Suriye iç savaşının getirdiği sorunlar Zirve'nin en yakıcı konuları.

Devamı
G-20 Zirvesi ve Suriye Krizi
DAEŞ Obama'nın Ortadoğu Politikasının İflasıdır

DAEŞ Obama'nın Ortadoğu Politikasının İflasıdır

Kontrollü bir kaosla bölgeyi yönetme politikasının yürümediğine dikkat çeken Burhanettin Duran, bölgedeki sosyolojinin görmezden gelindiğinin altını çizerek, DAEŞ terör örgütünün varlığının Obama’nın Ortadoğu politikasının iflası anlamına geldiğini belirtti.

Devamı

DAİŞ kendisiyle savaşta olan başkentlere Suriye ve Irak'tan "uzak durun" mesajını gönderdi.

ABD Başkanı Obama'nın dış politika konusunda son yıllardaki temel yaklaşımı, Ortadoğu'yu ABD'nin önceliği olmaktan çıkarmak ve Doğu Asya'daki ekonomik ve askeri ağırlığını daha fazla hissettirmek doğrultusunda şekilleniyor.

Talha Köse, G20 Zirvesi'nde Suriye krizi konusunda somut adım atılmasını beklemediğini belirterek “Suriye'nin geleceğine dair büyük aktörler arasında henüz genel bir uzlaşı sağlanabilmiş değil" dedi.

T-LORAMIDS projesinin değil, “yurtdışı hazır alım suretiyle çıkılan ihale kararının” iptal edildiğinin altını çizen SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörlüğü’nden Merve Seren, Türkiye’nin ihaleyi iptal kararının arkasındaki nedenleri yorumladı.

Suriye Rejiminin DAEŞ Terörünü Beslediği Görüldü

Murat Yeşiltaş: “Obama da, DAEŞ terörünün asıl kaynağının Suriye’deki rejim olduğunu ve dolayısıyla rejim ortadan kaldırılmadıkça DAEŞ terör örgütünün de zayıflamasının mümkün olmadığını, çünkü rejimin onu tersinden besleyen; hatta doğrudan besleyen bir dinamik ortaya çıkardığını söyledi.”

Devamı
Suriye Rejiminin DAEŞ Terörünü Beslediği Görüldü
Uluslararası Terörizmle Mücadele Üzerinden Hegemonya İnşası

Uluslararası Terörizmle Mücadele Üzerinden Hegemonya İnşası

Sadık Ünay: “Ortadoğu’daki birçok lider ‘uluslararası terörizmle mücadele ediyorum’ diyerek, kendi gücünü; hegemonyasını güçlendirmeye çalışır. Buna karşı bence daha prensipli bir duruşa dünyanın ihtiyacı var.”

Devamı

John O. Brennan ile birlikte, CIA revizyon sürecine girdi. 2 yıl içinde tepeden tırnağa dönüşümden geçen istihbarat kuruluşunun tüm kabiliyetleri 10 yeni Misyon Merkezi altında entegre edildi.

Geride bıraktığımız G20 heyecanı, kapitalizmle ilgili tartışmaların da gündeme geldiği bir ortam yaşadı.

ABD'nin Suriye'de bıraktığı "jeopolitik boşluğu" dolduran Rusya "DAİŞ ile mücadele" adına ılımlı muhalifleri temizleme harekâtına giriştiğinde aslında Türkiye'nin Suriye politikasını da hedef almış oldu.

Putin, Türkiye'ye "terör destekçiliği" suçlamasını yöneltmekle yetinmiyor. AK Parti muhaliflerinin bir türlü tüketemediği bir sermayeye, Erdoğan karşıtlığına başvuruyor.

Putin “güçlü lider” algısını çok önemsiyorsa, kendisini “büyük Rusya idealinin gerçekleştiricisi” olarak görüyorsa, Rus uçağının düşürülmesi Putin’in ruh halinde travmatik bir etki yaratacağı, narsistik bir zedelenmeye yol açacağı söylenebilir.

Ankara, Başika adımıyla daha da sıkışacak Irak denkleminde yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor.

Türkiye AB ilişkilerinde son haftalarda çok önemli gelişmeler yaşanmakta. Bu gelişmeler iki haftadır Rusya ile yaşanan jet krizinin gölgesinde kaldı.

Başbakan Erdoğan'ın Amerika ziyareti sırasında John Hopkins, German Marshall Fund ve SETA-DC konuşmalarında ortak can alıcı nokta Gazze tepkisi ve İsrail'e yönelik eleştirileri oldu. Erdoğan güçlü bir mantık örgüsü içinde açık ve yalın bir ifadeyle Gazze'de yaşanan insanlık dramının uluslararası sistemin en temel sınavı olduğunu vurguladı. Erdoğan'ın ifadesiyle, Gazze'de şartların iyileştirilmesi için verilen sözler tutulmadı ve bütün bir uluslararası sistem bu sınavda başarısız olmanın eşiğinde.

Türkiye'nin yoğun gündemi arasında Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, geçtiğimiz hafta Türkiye'ye gelerek bir dizi üst düzey görüşme gerçekleştirdi. Kıbrıs sorunu, AB ile ilişkileri yavaşlatan, Türkiye-NATO-AB ilişkilerini geren nitelikleriyle Türk dış politikasının öncelikleri arasında yerini korumakta. Bu sorun aynı zamanda Türkiye'nin bölgesinde geliştirdiği sivil / ekonomik güç imajına zarar veriyor. Öte yandan sorunla en fazla yüzleşenler, doğrudan sonuçlarına maruz kalanlar ise Kuzey Kıbrıs Türk toplumu.

Afganistan’da 7 Kasım Cumartesi günü yapılması planlanan başkanlık seçimlerinin ikinci turu, iki adaydan Kuzey İttifakı’na yakın Abdullah Abdullah’ın seçimlerden çekilmesi üzerine iptal edildi. 20 Ağustos’ta yapılan ve halen başkanlık koltuğunda oturan Hamit Karzai’nin yüzde 54 oy ile önde gittiği seçimlerde en az yüzde 10 oranında sahte oy olduğu tespit edilince seçimler için ikinci turun yapılacağı açıklanmıştı. İkinci turda Abdullah Abdullah ve Hamit Karzai’nin karşı karşıya gelmesi beklenirken Abdullah, başkanı ve üyeleri Karzai tarafından atanan Bağımsız Seçim Komisyonu üyelerinin Karzai’ye çalıştığını, bu kişilerin görevden alınması ve yerlerine tarafsız isimlerin atanması durumunda seçimlere devam edebileceğini açıkladı.

1 Ekim 2009, İran nükleer sorununda bir dönüm noktası oldu. Birleşmiş Milletler'in 5 daimi üyesi ve Almanya'nın oluşturduğu P5+1 grubu ile İran'ın gerçekleştirdiği bir günlük görüşme, nükleer sorununa bakışı değiştirdi. Bu tarihten yaklaşık bir hafta önce BM ve G-20 gibi dünya siyasetinin şekillendiği zeminlerde, İran'ın gizli santrallerde uranyum zenginleştirmeye ve uluslararası toplumu kandırmaya devam ettiği konuşuluyordu. Çare olarak ise oldukça sert ekonomik yaptırımlar öneriliyordu.