Dallas olaylarının Amerikan toplumuna bir kez daha hatırlattığı ve geçmişte kaldığı sanılan toplumsal çatışma korkularının nüksetmesine sebep olan ırk ayrımcılığı meselesinin, toplumsal ve sosyo-ekonomik sebepleri ortadan kalkmadıkça Dallas benzeri olayların devamını göreceğimiz kesin.
Devamı
Türk dış politikası gerçekten değişiyor mu? Bu bir üslûp değişikliği mi yoksa prensipler mi değişen? Bu değişim nereye varabilir? Suriye'yi de kapsar mı?
Devamı
Bahoz Erdal suikastı türü saldırıların moral yıkıcı bir etkisi bulunsa da PKK genelinde örgütü çözücü olmasını beklememek gerekir.
Obama Ortadoğu’yu bir yangın yerine çevirdiği gibi ülkesinde de belki de en hassas olması beklenen konuda büyük yaralar açarak görevi bırakmaya hazırlanıyor.
Yanlış istihbaratla Irak’ı yerle bir edenler, şimdi doğru istihbarata rağmen Suriye’nin yerle bir edilmesinin sessiz ortağı oluyorlar.
Keşke Batı başkentleri "itiraf" etmeyi bırakıp "tövbe" etseler. Bilerek "hatalı" karar vermeyi terk etseler. Tüm insanlığın "yarınları" için yaptıklarının ya da yapmadıklarının sorumluluğunu üstlenseler.
Artık mesele, ABD'nin DAİŞ ile mücadele için kapsamlı bir stratejisi üretmemesi olmaktan çıktı. Bölge halklarının kayıplarını ihmal etmeyi "politika" sayan bilinçli tercih değişmek zorunda.
Devamı
Türkiye'nin manevra alanı genişliyor, ittifak imkânları giderek artıyor. Bu da Türkiye düşmanlarını harekete geçiriyor. Evet, bu kadar yalın, bu kadar gerçek!
Devamı
İki ülke arasındaki normalleşmenin hızlı bir yakınlaşmaya, "müttefiklik" ilişkisine dönüşmesi beklenmemeli. Gazze'ye yönelik ambargonun "hafifletilmesinin" nasıl bir yolda yürüyeceğine bakmak gerekecek.
Türkiye'nin demokrasisini eleştirmekte fayda gören Batı başkentlerinin kriz içine giren kendi "medeniyet değerlerini" korumalarının yolu Müslümanlar ve Türkiye ile birlikte çalışmaktan geçiyor. Cebelleşmekten değil.
Aksi ispatlanıncaya kadar tüm Müslümanların suçlu olduğu bir ortam var Batı’da. Bu ortam İslam düşmanlığı üzerinden seçim kampanyası yürüten Donald Trump gibiler için de paha biçilmez bir fırsat.
ABD'nin PYD'ye yönelik yardımı, Türk kamuoyunda Suriye'de Amerikan vesayetinde küçük bir PKK devleti kurulmakta olduğu yönündeki şüphe ve endişeleri körüklüyor.
Obama Yönetimi kasım seçimlerinden önce DAİŞ'e karşı yoğunlaştırdığı mücadelesini bir üst seviyeye çıkarmak isteyebilir. Bu, DAİŞ ile mücadeledeki koalisyon ortaklarından daha fazla angajman talep etmesi demek.
Erdoğan merkezli tartışmalar devam ede dursun; Ortadoğu alevler içinde, Avrupa’da ırkçılık yükseliyor, ABD’de Trump ırkçı vaatleriyle başkanlığa doğru yürüyor, PKK, DAİŞ gibi terör örgütleri masum insanları terörize ediyor, Akdeniz’den ölüm haberleri gelmeye devam ediyor…
ABD Ortadoğu’dan geri çekilsin tabi ki ama Ortadoğu’da kendi ürettiği sorunları da beraberinde alıp gitsin. En azından geri çekilmeden bahsederken PKK’ya verdiği destek gibi giderayak yeni ve köklü sorunlar üretmeye çalışmasın.
Ufuk Ulutaş: “Türkiye özellikle öncelik verdiği Cerablus-Azez hattında kendi inisiyatiflerini; kendi tasarruflarını ortaya koymak zorunda.”
ABD’li askerler için sorun sadece bir terör örgütünün armasını takmak da değildi. Aynı zamanda müflis sosyalist sembolizmini üzerlerinde taşımalarının, kapitalizmin beşiği ABD’nin ordusu için oluşturduğu tezat kayda değerdi.
Obama'nın Suriye halkını temsil eden grupların tasfiyesine göz yumması tarihin sayfaları arasında unutulmayacak. Zira Kürt milliyetçisi ve Şii milisleri destekleme stratejisi Suriye ve Irak'taki etnik- mezhebi kompozisyonu darmadağın ediyor.
Müstakbel Başbakan Yıldırım’ın terörle mücadele vurgusu oldukça yerinde; ve terör aynı zamanda bir dış politika başlığımız.
ABD şimdiye kadar atacağı kritik adımlarla Suriye’deki acıyı dindirmekten gözle görülür bir şekilde hafifletmeye kadar olan bir skalada sonuca etki edebilirdi.
SETA-DC'nin bu yıl ikincisini düzenlediği yıllık konferansı, "ABD-Türkiye Ortaklığının Geleceği" temasıyla Washington'daki St. Regis Otel'de gerçekleştirildi.