Türkiye-AB ilişkilerinde gerçekten pozitif bir gündemin oluşabilmesi için AB'nin 18 Mart Mutabakatındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekiyor. Aksi taktirde pozitif gündem yaratma çabaları, sadece söylem düzeyinde kalmaya devam edecektir.
Devamı
Brüksel, Ankara'nın 'yeni sayfa açma' yaklaşımına zayıf bir karşılık verdi. Bu zayıflık sebebiyle önümüzdeki aylarda Doğu Akdeniz'de ve Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde olası gerilimleri engellemek için diplomatlara çok iş düşecek. İşbirliği arayışına devam etmek gerilimden evladır.
Devamı
Türkiye ile AB'nin yeni sayfa açması hem Brüksel'in hem de Ankara'nın Washington karşısında elini güçlendirir. Evet, Biden yönetiminin kabineye koyduğu isimler Ankara-Washington hattında YPG ve S-400'ler konularında zorlu bir sürece işaret ediyor. Biden'ın ekibinin Türkiye'yi eleştiren ya da baskılayan bir politikaya girme ihtimali göz önünde bulundurulmalı.
Gücün asıl belirleyici olduğu uluslararası sistemde Türkiye, bağımsız hareket edebilmek için gücünü artırmaya çalışırken, bir taraftan da bağımsızlığına yönelik girişimler karşısında küresel aktörler karşısında denge politikası izlemeye çalıştı.
Batı başkentleri ile uzun süredir her tür müzakereyi yürüten ve yeni kaotik dönemde güçlü bir profil sergileyen lidere "Batı ile entegre olmalıyız" yönünde 'liberal hikayeler' okumanın anlamı yok. Kamuoyu artık dış politikayı yüksek bir siyasi bilinçle ve reel bir düzlemde değerlendiriyor.
Bu çalışmada ABD ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların etkileri ve uluslararası alandaki tesirleri incelenmekte, yaptırımların Türkiye’nin enerji sektörüne yansımalarının analizi yapılmaktadır.
Türkiye’nin küresel güce dönüşme hedefi olan bir bölgesel güç olarak dış politikasında bağımsız çizgisini korumak için mevcut küresel güçlerle ilişkilerinde bir denge politikası izlemesi gerektiği bilinen bir gerçek.
Devamı
Trump yönetimi, her geçen gün, ABD'nin süper gücünü hoyratça kullanan uygulamalarla sahne alıyor. Washington, II. Dünya Savaşı sonrası kurduğu "liberal düzeni" kendi eliyle yıkmakla kalmıyor. Tek taraflı milli menfaatlerini de uluslararası düzleme, aktörlere dayatıyor. Uluslararası kuruluşları bile harekete geçirmekle uğraşmıyor. Milli hukukunu sert gücüne dayanarak uluslararası hukukmuşçasına empoze ediyor. Elindeki her çeşit enstrümanı meşruiyet kaygısı duymadan seferber ediyor. Son dönemde hasım veya dost ayırt etmeden yaptırım ve tehditlere daha sık başvuruyor.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Paris’te yapılan Zirvede Macron’un bahsettiği “Avrupa Ordusu” tartışmaları hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA bünyesinde, lisans ve lisansüstü öğrencilere yönelik seminer programları düzenlenecektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri Batı dünyasının Türk dış politikasındaki yeri hep önemli oldu. Batı’nın önemli parçalarından biri olan Avrupa’nın Türk devletleri için önemi ise, bilindiği gibi cumhuriyetin çok öncesine kadar uzanır. Osmanlı İmparatorluğu aynı zamanda bir Avrupa devletiydi ve yüzyıllar boyunca Avrupa’nın siyasi ve ekonomik yaşantısında önemli bir rol oynadı.
AK Parti kuruluşundan itibaren hiçbir zaman kendini "İslamcı" olarak nitelemedi. Ancak 16 yıllık siyasi hayatının her kritik aşamasında "İslamcılık" ile ilişkilendirilmekten de kaçamadı.
Avrupa'nın yeni Türkiye politikası "Erdoğan'ın düşmesi" gibi hayalleri terk ederek rasyonel bir düzleme oturmak zorunda.
Genişleme perspektifini kaybeden bir AB, mevcut sınırları ve bütünlüğünü koruma konusunda da zorlanacaktır.
Ortadoğu'nun mezhep çatışmasını realiteyi yok sayan sekülerizm ile değil, yeni bir dini meşruiyet çerçevesi ile aşabilirsiniz.
İran’da İç siyasetin, ambargoların kalkmasıyla gelecek ekonomik canlılıkla kontrollü şekilde rahatlatılması beklenebilir. Ancak dış politika, temel mecrasında akacaktır.
Putin'in Güney Akım'ın rotasını Türkiye'ye çevirmesi ve Bulgaristan'ı oyun dışı bırakması, başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin tepkisiyle karşılandı.
Yakınlaşma hususunda dünya kamuoyu, Rusya'nın çaresizliği vs. resti ve Avrupa'nın zaferi vs. yenilgisi gibi uçlarda gelip gidiyor. Türkiye konusunda ise, uluslararası camia kazanç noktasında hemfikirken, bizde durum farklı...
On yıl sonra ikinci Avrupa yolunda devrim'i tecrübe eden Ukrayna için asıl başarı, Rusya ve AB'nin siyasi ve ekonomik nüfuz politikalarından bağımsızlaşabilmektir.