Kamala Harris’in Kendini Tanımlama Sorunu

Amerikan başkanlık seçimlerinde anketler iki aday arasındaki Harris lehine olan birkaç puanlık farkın son haftalarda kapandığını gösteriyor. Temmuz ayında Biden’ın çekilmesiyle genç, enerjik ve kadın bir adayla yeni bir heyecan dalgası yakalayan Demokratlar, bir milyar doların üzerinde bağış toplayarak adeta gövde gösterisi yapmışlardı. Bu heyecanın seçime kadar sürdürülmesinin hiç de kolay olmayacağı belliydi ve Ekim ayında yarışın ne kadar çetin geçeceği daha fazla anlaşıldı.

Devamı
Kamala Harris in Kendini Tanımlama Sorunu
Almanya'da Siyaset Siyonist Lobinin Tahakkümü Altında

Almanya'da Siyaset Siyonist Lobinin Tahakkümü Altında

İsrail’i korumanın “öncelikli devlet politikası” olarak görüldüğü bir ülkede İsrail'e silah ablukasıyla suçlanmanın nereye varacağını bilen Baerbock, 10 Ekim’de ne kadar İsrail yanlısı olduğunu bir kez daha göstermek istedi.

Devamı

"Almanya bu zamana kadar insan hakları ihlalleri konusunda Türkiye'yi eleştiriyordu, artık bu eleştirisinden vaz mı geçti?"

Biden yönetiminin Gazze’ye insani yardım akışı sağlamadığı takdirde İsrail’e silah yardımını durdurulabileceği yönündeki mektubunun yaklaşan Amerikan seçimleriyle alakalı olmadığını düşünmek pek mümkün değil. Bir yıldır yaşanan etnik temizlik ve sivil halkın açlığa mahkûm edilmesi politikasını görmezden gelen Biden yönetimi, seçimlere üç hafta kala bu dramı hatırlamış gibi görünüyor.

Geçtiğimiz 7 Ekim, İsrail'in Gazze'ye en ağır silahlarıyla saldırmaya başlamasının birinci yıldönümü idi. İsrail bu bir yıl içerisinde 41 binin üzerinde Filistinli sivili öldürmüş, 100 bine yakınını yaralamış ve 1,5 milyondan fazla Gazelli Filistinliyi yaşadıkları evlerden-kasabalardan sığınma kamplarına sürmüştür. Eşine az rastlanır bu caniliğin durdurulması için uğraşan Türkiye gibi ülkelerin çabalarına rağmen, İsrail'in yanındaki Batı koalisyonun bütün insani değerleri hiçe sayarak verdikleri destek, İsrail'in daha da pervasızlaşmasına yol açmış ve açmaya da devam etmektedir.

Tam bir yıl önce bu hafta bir toplantı için Ankara’daydım. Hamas’ın 7 Ekim saldırıları gerçekleşince Filistin meselesi toplantı günde-minin ana maddesi haline gelmişti. İsrail’in derin bir güvenlik zaafı içinde olduğu ortaya çıkmış ve Hamas’ın bu hamlesinin zamanlaması tartışılıyordu. İsrail’in orantısız karşılık vereceği konusunda görüş birliği vardı. İsrail-Hamas savaşının yeni bir aşamaya geçeceği açıktı ve çatışma sonrasında siyasi çözüm için yapılması gerekenler konuşuluyordu. Bir yıl sonraki duruma baktığımızda İsrail’in Hamas’la çatışmaya girmenin ötesinde Gazze’yi yaşanmaz hale getirerek ve çatışmayı diğer ülkelere taşıyarak “sürekli savaş’’ moduna geçeceği pek de tahmin edilememişti.

Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, "Tüm Dünya İki Devletli Çözümü Konuşurken İsrail, Bu Çözümü Yok Etmeye ve Katletmeye Çalışmaktadır."

Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, "Tüm dünya iki devletli çözümü konuşurken tek başına İsrail, bu çözümü yok etmeye, öldürmeye ve katletmeye çalışmaktadır."

Devamı
Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa quot Tüm Dünya İki Devletli
Konferans Bir Yılın Ardından İsrail'in Gazze Soykırımı ve Bölgesel Etkileri

Konferans: Bir Yılın Ardından İsrail'in Gazze Soykırımı ve Bölgesel Etkileri

Bir Yılın Ardından İsrail'in Gazze Soykırımı ve Bölgesel Etkileri

Devamı

Bu analiz, Yahya Sinvar’ın hangi saiklerden ötürü Hamas’ın liderliğine seçildiğini ele almakta ve Sinvar’ın kişisel özellikleri ile sahadaki tesiri nedeniyle yeni bir Yaser Arafat etkisi oluşturabilme ihtimalini tartışmaktadır.

7 Ekim’den itibaren Gazze’de süregelen çatışmalarda İsrail’in operasyonel kabiliyetlerini kullanarak benzeri saldırıları sıklıkla tatbik ettiği görülmekte. Bu çerçevede bölgesel ve uluslararası aktörlerden muhtemel tepkilerini, Hamas liderliğinin ve Filistin siyasetinin söz konusu suikastın ardından nasıl bir yön kazanacağını ve İsrail-Gazze savaşının olası seyrini konunun uzmanları değerlendirdi.

Hafta içerisinde Almanya'daki PKK yandaşlarının önce Dortmund şehrinde Türk esnafı, sonra da Türkiye'nin Hannover Başkonsolosluğunu hedef alan saldırıları Berlin yönetiminin terörle mücadele politikası konusunda yaşanan sorunları bir kez daha gündeme getirdi. Aslında aynı günlerde Almanya dışında Belçika, Fransa ve İsveç'te de PKK'lıların Türk vatandaşlarına ve temsilciliklerine yönelik benzer saldırılar gerçekleştirmiş olmaları sorunun sadece Almanya ile sınırlı olmadığını, Avrupa'nın büyük bölümünü kapsadığını yeniden gösterdi. Gerek Almanya gerekse diğer Avrupa ülkelerindeki güvenlik güçlerinin Türk vatandaşlarını ve temsilciliklerini koruma konusunda yetersiz kaldığı, PKK yandaşlarına toleranslı davrandıkları görüldü.