Depremin Ardından İktisadi Rehabilitasyon

Felaket bölgesini kapsayan şehirlerin yeniden imar edilmesi ve hayatın normale dönmesi için kamuya büyük görevler düşmektedir. Çin, Japonya ve Endonezya’da olduğu gibi zararın en aza indirilmesi ve şehirlerin ekonomik olarak normale dönmesi vatandaşların sosyal şartlarını da iyileştirecektir. Özellikle binaların inşası sonrası ek kamu yatırımlarıyla bölgenin eski yıllara kıyasla daha da üretken bir yapıya kavuşturulması sağlanabilir. Türkiye’nin ekonomik ve finansal kaynakları yetişmiş insan gücüyle bölgenin yeniden inşasında ve iktisadi olarak normalleşmesinde büyük rol oynayacaktır. Afet Yeniden İmar Fonu’nun hayata geçirilmiş olması da ticari ve fiziki rehabilitasyona katkı sağlayacaktır.

Devamı
Depremin Ardından İktisadi Rehabilitasyon

Bu analizde afetlerde sivil toplum tecrübesinin önemi, Türkiye’deki insani yardım STK’larının koordinasyonunun gerekliliği ve bunun ise otomasyon destekli ortak bir ağ kurulmasıyla sağlanabileceği konuları incelenmektedir

Hem ülkemizde hem dünyada geçmişte kriz odaklı yürütülen afet yönetimi süreçleri günümüzde risk temelli olarak kurgulanıyor. AFAD'ın kuruluşu sonrası Türkiye açısından da benzer bir dönüşüm yaşandı ve bütünleşik afet yönetimi yaklaşımı benimsendi. Öte yandan gelişen dünyada her bir yeni gelişme, kullanışlı yeni araçları yönetimlerin ve yöneticilerin hizmetine sunuyor. Bütünleşik afet yönetiminin aşamalı yaklaşımının yanına eklenen teknolojik yenilikler de bu açıdan yeni araçlar olarak öne çıkmakta.

Perspektif: Afet Dönemlerinde Barınma İhtiyacına Yanıt Olarak GSB Yurtları Modeli

Dünyada afetzedelerin barınma sorunu nasıl çözülmektedir? GSB yurtları ve acil durumlarda barınma işlevinde koronavirüs salgını dönemi tecrübesi nasıl okunmalıdır? 6 ve 20 Şubat depremlerinin sonrasında afetzedeler için GSB yurtlarının katkısı ne düzeyde olacaktır?

Devamı
Perspektif Afet Dönemlerinde Barınma İhtiyacına Yanıt Olarak GSB Yurtları Modeli
Analiz Doğal Afetler ve Uluslararası İnsani Yardımlar

Analiz: Doğal Afetler ve Uluslararası İnsani Yardımlar

Bu analiz Türkiye’nin uluslararası insani yardımlarının yansımalarının anlaşılması bağlamında 6 Şubat depremlerinin sonrasında ülkemizin gördüğü uluslararası desteği çeşitli yönleriyle ele almaktadır.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 77. sayısı çıktı.

Evet, doğal afetleri mutlak şekilde öngörmek ve kontrol etmek mümkün değil, ancak risklerin yönetilebilmesi adına olası zararları azaltacak yöntemlere ağırlık verilebilir. Önemli olan afet olduğunda mücadele değil, bütünleşik bir afet yönetimi yaklaşımı sunabilmektir.

Türkiye'yi risk ve afetlere hazırlama seferberliğini temel alan bir "büyük siyaset" için partiler ve adaylar politikalarını sunmalı.

Demokratik rejimlerde olağanüstü yönetim usullerinin nasıl bir işlevi vardır? Doğal afetler sebebiyle OHAL uygulamalarına niçin gidilir? OHAL ilanının sonuçları neler olmuştur?

Afetlerde sosyal hizmetlerin yeri nedir? Afetlerde risk altındaki gruplara yönelik sosyal hizmetler nelerdir? Afet sonrasında afetzedelere yönelik psikososyal destek hizmetlerinin boyutları ve uygulama örnekleri nelerdir?

6 Şubat depremlerinin üstünden iki hafta geçmesine rağmen Hatay’da 6,4 ve 5,8 büyüklüğünde iki depremin yaşanması bu mücadelenin ne kadar uzun soluklu olacağını tekrar hatırlattı. Yıkımın devasa boyutuna karşın ülkemizin mücadele azmi azımsanmayacak derecede yüksek. Arama ve kurtarma çabalarından enkaz kaldırma aşamasına geçildiği şu günlerde bölgenin yeniden inşası için planlar hazırlanıyor. Bu planların bir an önce hayata geçirilmesi için son derece güçlü bir siyasi irade olduğu da aşikâr. Yaraların sarılması ve yeniden inşa süreçlerinin uzun zaman alacağı göz önünde bulundurulduğunda hem ulusal düzeyde kenetlenme hem de uluslararası desteğin sürmesi önem kazanıyor.

İki büyük deprem diplomasiyi de hareketlendirdi. 88 ülke doğrudan yardım yaparken 11 302 yabancı personel arama kurtarma ve yardım faaliyetlerinde yer aldı. Bu yardımlar için ilgili ülkelere ve uluslararası topluma müteşekkiriz

Kamuoyunda haklı olarak deprem öncesi hazırlıklar, afet sonrası acil müdahale, koordinasyon, lojistik ve yardım faaliyetleri kritize ediliyor, tartışılıyor. Bu başlıkların her biri için getirilecek eleştiri ve önerilerin kıymeti büyük. Ancak insafı da elden bırakmamak gerekiyor. Siyasi kazanç, şahsi ve mesleki hırslar uğruna yapılanı görmemek ya da gerçek dışı bilgi vermek kabul edilemez.

Kriz döneminde medya nasıl bir rol oynar? Kriz döneminde doğru ve sağlıklı iletişim için yapılması gerekenler neler? Kriz döneminde kutuplaştırıcı söylem, mezenformasyon ve dezenformasyon ile mücadelelerde neler yapılmalıdır?

Güvenlik çalışmalarına ilgi duyanlar güvenlik algısında ve durumlarında sürekli dönüşüm yaşandığını bilir. Önceleri devletlerin referans alındığı güvenlik algısında artık birey, aile, toplum, hatta sonraki nesilleri de kapsayan bir "derinleşme" söz konusu. Güvenliğin kapsamı bağlamında toprak ve egemenlik haklarına yönelik askeri tehditlerin ötesine geçmiş durumdayız. Nitekim salgın hastalıklar, su baskınları, orman yangınları ve depremler sonrasında ortaya çıkan deprem suçları da güvenlik sorunları arasında değerlendirilebilir.

Uluslararası ilişkilerde çıkar çatışmaları, güvenlik kaygıları, tehdit ve savaşlar devam edecektir. Ancak böylesi ortamda dayanışma örnekleri ve toplumlar arası destekler bu olumsuz iklimlerin dönüşmesine katkı sağlayacak ve daha yapıcı bir momentumu tetikleyecektir. Yaşamış olduğumuz afet Türk toplumunu derinden yaralamıştır ve bu yara kolay kapanmayacaktır ancak yaşamakta olduğumuz ulusal ve uluslararası dayanışma Türkiye'nin toparlanmasına ve yaralarını sarmasına katkı sağlayacaktır.

Gerek cezai gerekse tazminat sorumluluğun yargı mercilerince tavizsiz ve hukuka uygun olarak işletilmesi birey bazında adaleti tesis edeceği gibi ülkemizin bir gerçeği olan depremlere hazırlık konusunda sorumluluğu bulunan herkes için caydırıcı olacaktır.