Soykırımı yapan kişilerden gerçekten hesap sorulmadıkça, bölgedeki Müslümanların can ve mal güvenliğinin her daim tehlike altında.
Devamı
Amerika'dan habersiz savaş olmadığı gibi Amerika'dan habersiz barış da yapılmıyordu. Dayton Anlaşması da Amerika'da imzalandı. Afganistan'ın kaderi de Irak'ın kaderi de Amerika'da belirlendi.
Devamı
Bosna Savaşı sırasında Müslümanlara karşı uygulanan etnik temizlik, soykırım, sistematik tecavüz, kültürel soykırım suçları 20. yüzyılın sonuna doğru Avrupa'nın göbeğinde hepimizin gözleri önünde gerçekleşti.
Bugün Suriye’deki çözümsüzlüğü üreten sebep neyse, çözümü de o üretecektir. Suriye’deki çözümsüzlüğün kaynağı Amerika’nın kararsızlığı ve müdahaleden kaçınıyor oluşudur.
Bugün Suriyedeki çözümsüzlüğü üreten sebep neyse, çözümü de o üretecektir. Suriyedeki çözümsüzlüğün kaynağı Amerikanın kararsızlığı ve müdahaleden kaçınıyor oluşudur.
Rusya, İsrail'in isteği doğrultusunda Esed'e ve Hizbullah'a verdiği desteği sınırlandırsa da İran'ı kaybetmek istemiyor. İsrail ise net. Suriye'de güçlü Esed ve İran etkisi istemediği için "federalizme" açık destek veriyor.
Avrupa'ya geçmek isterken Akdeniz'de boğulan Aylan Kurdi'nin fotoğrafı Avrupa kamuoyunda mülteci konusunun güçlü bir şekilde gündeme gelmesine neden oldu. SETA'dan Yavuz Güçtürk ve Can Acun mülteciler konusunu farklı yönleriyle değerlendirdi.
Devamı
Murat Yeşiltaş, Bosna Savaşı'nı ve Yugoslavya'nın dağılmasını üç temel sonuç etrafında değerlendirdi.
Devamı
Rapor, Bosna-Hersek'teki güncel siyasetin ülkemizde daha iyi anlaşılmasına ve bu ülkeye ilişkin bundan sonra yürütülecek çalışmalara katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Seçim öncesi benzerlikler açısından ele aldığımızda, 1994 seçimleri nasıl tarihi öneme sahipse 2014 yerel seçimleri de Türkiye'deki huzur ve güvenin tesisi için o kadar önem arz etmektedir.
Bosna tecrübesi Suriye'de yaşanan vahşete dair ne tür ipuçları veriyor? Suriye'deki vahşeti belgeleyen fotoğraflar yeni katliamların yaşanmasını engelleyecek mi?
Bosna-Hersek bu günlerde soykırımların yaşandığı 1992-1995 savaşından sonra belki de en kritik günlerini yaşıyor. 1 Ekim'den itibaren yapılmaya başlanan ve muhtemelen ülkenin kaderine etki edecek nüfus sayımının Bosna'da birçok dengeyi yeniden şekillendirmesi bekleniyor. Ülke halkının ekonomik durumu ve eğitim seviyesinin röntgeninin çekileceği sayımda asıl merak edilen konunun etnik nüfus oranları olması şaşırtıcı değil. Zira kanlı etnik savaşın ardından sürekli gündeme gelmesine rağmen Bosna Hersek'te hiç nüfus sayımı yapılmadı. Bu sebeple 22 yıl aradan sonra yapılan sayımın, savaşın ardından ilk defa ülkenin demografik realitesini ortaya çıkaracak olması birçok açıdan önemli.
Yaklaşık 8 ay süren görüşmelerin sonunda Sırbistan ile Kosova, nihayet Cuma günü Brüksel'de anlaşmaya vardı. Görüşmeler AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın ısrarlı arabuluculuğunda yürütülürken, müzakerelerin ancak onuncu turunda mutabakata varıldı. Kosova Başbakanı Haşim Taçi ve Sırbistan Başbakanı Ivica Daçiç anlaşmayı şimdilik prensipte imzalarken, iki ülke liderinin Brüksel dönüşü yaptıkları açıklamalarsa anlaşmanın bir mecburiyet ürünü olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Son görüşmeden önce Sırbistan ve Kosova'nın NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'den garantörlük talep etmesi iki tarafın da karşılıklı güven hususundaki çekincelerine işaret ediyordu. NATO'nun anlaşmanın uygulanmasına garantör olacağını taahhüt etmesi bir anlamda Ashton'ın elini güçlendirdi ve Sırbistan ile Kosova liderleri en sonunda resmi bir belgeye imza atmaya ikna oldu.
Devlet ya da sivil toplum kuruluşları arasındaki koordinasyon eksikliğimiz, Kosova'nın bağımsızlığının 5. yıldönümünde Balkan politikamıza bir kez daha bakmayı zorunlu hale getiriyor.
Sırp Cumhuriyeti ile Bosna siyasi aktörleri anlaşamadığı için 3 Ekim seçimlerinden beri Bosna'da hükümet kurulamıyor.
Bölgedeki huzursuzlukların son bulması için bölge halklarını birbirine bağlayan tarihi, kültürel ve ekonomik bağların güçlü bir şekilde yeniden tesisi gerekiyor.
Türk dış politikasında Mayıs 2010 ile yeni bir dönem başladı. Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri bakanı olmasıyla birlikte dış politika ve iç politika arasında yeni bir denge kuruldu. Dış politika içerideki kısır çekişmelerin prangasından kurtularak, hareket alanını genişletti. Dış politika yapıcılar Türkiye’nin son on yıldaki müspet gelişmelerinden aldığı enerjiyi, pozitif bir gerilimle mücavir bölgelerle entegrasyon ve barış çabaları şeklinde dışarıya yansıtıyor. Türkiye’nin dış politika hamleleri komşularla sorunların çözümüne, bölgenin güvenliği ve istikrarına ve ülkenin uluslararası prestijinin artmasına katkıda bulunuyor.
Balkanlar coğrafi, ekonomik ve kültürel anlamda tam bir geçiş bölgesi. Asya'dan Avrupa'ya, Baltıklar'dan Akdeniz'e, geniş bir Afro-Avrasya coğrafyasının merkezinde yer alıyor. Bu coğrafyada tarihi olarak Doğu-Batı ve Kuzey-Güney hatlarında ekonomik etkileşim yoğun yaşandı. Balkanlar aynı zamanda farklı kültürlerin iç içe geçtiği, kaynaştığı bir yer oldu. Balkanlar'ın bu çok boyutlu geçiş özelliği bugünkü çok dinli, çokuluslu girift yapıyı ortaya çıkardı.Balkanlar tarihi olarak Osmanlı dönemi hariç uluslararası sistemin hep çevresinde kaldı. Bu coğrafyadan Asya içlerine kadar yayılan Büyük İskender'in imparatorluğu, Balkanlar'ı merkezine almadı. Büyük şehirleri Anadolu ve Asya'da yer aldı. Aynı durum Roma İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları dönemlerinde yaşandı. Balkanlar bu imparatorlukların çevresinde yer aldı. Benzer durum halihazırda AB ile yaşanıyor. Balkanlar, imparatorlukların ve güçlü devlet yapılarının hemen yanıbaşında kaos ve istikrarsızlıkla anılageldi.
SETA PANEL Oturum Başkanı: Taha Özhan SETA Konuşmacılar: Evgeni R. Radushev Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü İlhan Uzgel Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Hakan Albayrak Yenişafak Gazetesi Tarih: 26 Şubat 2008 Salı Saat: 16.00 Yer: SETA, Ankara