HDP'ye Giden Oylar AK Parti Söyleminden Dolayı Değil

AK Parti'ye oy verip bu seçimde HDP'ye oy veren Kürt seçmenin davranış değişikliğini izah ederken, Cumhurbaşkanının bir sözü veya başbakanın miting performansı üzerinden olup biteni izah etmeye çalışılıyor.

Devamı
HDP'ye Giden Oylar AK Parti Söyleminden Dolayı Değil
Ayrılıkçıların Elleri Tetikte Kulakları Kirişte

Ayrılıkçıların Elleri Tetikte, Kulakları Kirişte

PKK'nın Türkiye devletine karşı savaş yürütecek bir zemini yokken Suriye krizi imdada yetişti.

Devamı

Yusuf Özkır, Suruç'taki patlama sonrası neden medyanın hedef gösterildiğini değerlendirdi.

Operasyonlar terörle mücadele ve Ortadoğu gerçekleri bakımından neye tekabül ediyor? SETA Ortadoğu uzmanı, Akşam gazetesi yazarı Ufuk Ulutaş ile konuştuk.

Ne acı değil mi? Barışın kıymetini anlamaları için silahların konuşması gerekiyormuş. Daha doğrusu devletin silah kullanması. Çözüm süreci bitti bitiyor diye sevinç naraları atanlar, şimdi "barış süreci biterse çok şey biter" diye haykırıyor.

Çözüm süreci bitmedi sadece yeni bir aşamaya girdik. Sonuçta Kürt sorunu dediğimiz şey son noktada siyaset yoluyla çözülebilir bir sorun. PKK/ HDP çizgisi çözüm sürecini, “güç devşirme” ve devletin yerine geçecek şekilde, gündelik hayatı kontrol etmeye çalışarak, “alan hakimiyeti” için kullandı. Bu iki siyaset de çözüm sürecinin özüne mutlak aykırıydı.

PKK ile DAİŞ'in Şiddet Sarmalı Türkiye'ye Taşındı

Suruç'taki intihar saldırısı, “dramatik siyasal olay” kategorisine girecek kadar önemli. Bu olayın iki boyutu var. İlk boyut insani boyut. 32 gencimizin bombayla parçalanması ifadesi zor bir acı yarattı. Terörün en acımasız şekline şahit olduk. Olayın ikinci boyutu ise siyasal. Bu patlama, yeni siyasal dinamikler üretebilecek potansiyelde bir olay.

Devamı
PKK ile DAİŞ'in Şiddet Sarmalı Türkiye'ye Taşındı
Suruç Saldırısının Anlamı

Suruç Saldırısının Anlamı

Suruç'ta Amara Kültür merkezi önünde gerçekleştirilen bombalı saldırı ile 30 vatandaşımızı kaybederken 100'ü aşkın insanımız da yaralandı. DAİŞ bağlantılı olduğu düşünülen canlı bombanın sebep olduğu menfur katliamı telin ediyor ve milletimize, vefat edenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu saldırıyı değerlendirirken meseleyi sadece "güvenlik zafiyeti" bağlamında ele almak bize önümüzdeki dönemi görebilecek bir bakış açısını vermeyecektir. 5 Haziran'daki Diyarbakır HDP mitingindeki patlamaya benzer bu saldırıyı kamuoyunda bir "algı savaşına" çevirmenin de zihin karmaşası yaratacağı ortada. Sorumluluğu Hükümet'in üzerine yıkan ve eleştiriyi "teröre destek" formatına sokan kampanyanın da öncelikle düşmanlık hislerini körükleyeceğini biliyoruz. Kaldı ki bu saldırının HDP'lilerin yanı sıra DAİŞ'le daha etkin mücadele için ABD ile yeni bir uzlaşmaya varan Hükümet'i de hedef aldığını görmeliyiz. Nitekim 10 Temmuz'da dört büyük kentte yapılan operasyonlarda 27 DAİŞ zanlısı gözaltına alınmıştı.

Devamı

Kendini Erdoğan ve AK Parti karşıtı olarak konumlandıran çevreler, 7 Haziran seçimleri ile HDP üzerinden bir hava yakaladıklarını düşünüyorlardı.

AK Parti nezdinde 90'lara dönmek koalisyonların istikrarsız dünyası, ekonomik krizler ve bunlarla bağlantılı olarak terörün tavan yapması...

DAİŞ, iki yıldır Ortadoğu siyasetinin en az analiz edilen ama en kullanışlı malzemesi durumunda. Birçok aktör güç mücadelesini DAİŞ üzerinden meşrulaştırıyor.

Hem erken seçimi hem de çözüm sürecinin çatışmaya dönmesini Erdoğan'ın bizatihi kendisiyle izah etmeye çalışanlar var. Bu kişiler kasıtlı olarak bu iddiaları ortaya atmıyorlarsa, temel atıf hataları yapıyorlar.

“Cumhurbaşkanı vesayeti” iddiası muhalefetin Türk siyasi hayatına kazandırdığı bir oksimoron olarak tarihteki yerini alacaktır.

Fahrettin Altun, PKK terör örgütünün ‘devrimci halk savaşı' arzusu çerçevesinde halkı sokağa dökmek istediği ancak Kürt halkının bu çağrılara kulak vermediğini belirtti.

PKK 6-8 Ekim olaylarıyla çözüm sürecinden ne anladığını açıkça göstermişti, arka planında bölgesel angajmanlarının olduğu saldırılarla ateşkesi bitirerek de çatışmaları kendi deyimleriyle savaşı yeniden başlattı.

Fahrettin Altun: “PKK yeni dönemde -Temmuz'dan sonra- devlete karşı; Türkiye toplumuna karşı yeniden silah kullanmaya başladığında geçmiştekinden farklı bir strateji izlemeye başladı.”

Türkiye Suruç saldırısının ardından DAEŞ'e karşı koalisyonda daha aktif rol alma kararı aldı. Türkiye ve Amerika İncirlik'in Amerikan hava kuvvetleri tarafından kullanılması ve kuzey Suriye'de DAEŞ'den arındırılmış bir bölge oluşturulması konularında anlaşmaya vardı.

Kürt milliyetçilerinin onulmaz hatası iki stratejiyi aynı anda 'sonuna kadar' kullanmalarıdır. İlki, Kuzey Suriye'deki 'kazanımlarını' maksimize ederken Çözüm sürecini de Güneydoğu'da silahlı şehir hâkimiyeti kurmak için kullandılar. İkincisi ise Çözüm sürecinin arkasındaki siyasi iradeyi karşılarına aldılar: Erdoğan'ı ve AK Parti'yi.

7 Haziran seçimleri sonrası "umut"lar suya düştü. "Yıkıcı ittifak"tan bir "restorasyon hükümeti" çıkmadı. Ama mücadele biter mi? Yeni bir seçim var. Değil mi ki "her seçim bir umut"tur.

Burhanettin Duran, “Terör niye başladı? Kim başlattı? Bundaki suçlu kimdi?” sorularını değil “Kürt milliyetçileri ne istiyorlar?” sorusunu merkeze alarak terör olaylarını değerlendirmek gerektiğini belirtti.

Şu anda yeni bir oyun daha devreye sokulmuş durumda. Planlanan, MHP etrafında örgütlenen radikal Türk milliyetçilerini sokağa sürmek ve onları örgütlü radikal Kürt milliyetçileri ile karşı karşıya getirmek.