Bir Daha Gafil Avlanmayalım

Son yıllarda Türkiye'nin birliğine, dirliğine, istikrarına, huzur ve barışına yönelik saldırılar iki ana eksende karşımıza çıktı. Bir saha operasyonları, iki algı operasyonları.

Devamı
Bir Daha Gafil Avlanmayalım
2019'a Giderken Türkiye Karşıtlarının Hamleleri

2019'a Giderken Türkiye Karşıtlarının Hamleleri

Nihai hedef ABD'yi bütün kurumlarıyla birlikte Türkiye karşıtı bir noktaya getirmek, Türkiye'ye uluslararası bir müdahalenin önünü açmaktı. 15 Temmuz'da büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar...

Devamı

Yerli-milli siyaset kökleştikçe CHP ve HDP derin bir krize doğru yol alıyor. CHP’nin geri adım atarak harekâta destek vermesi, milli bir meselede menfi tavrı nedeniyle sadece toplumun bütününde değil kendi tabanında dahi karşılığını yitirme riskiyle karşı karşıya olmasından kaynaklanıyor. HDP ise hala Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devleti hayali kuruyor.

Bu cilt AK Parti'nin iktidarı boyunca toplumsal alanda uygulamaya koyduğu politikaların genel bir değerlendirmesini yapmaktadır. Medya ve siyaset, din ve devlet ilişkileri, eğitim ve göç politikaları, toplumsal güç merkezlerinin yeniden inşası gibi başlıklar ele alınan konulardan bazılarıdır. Kitap, kapsamındaki konularda bütünlüklü bir çerçeve sunarak AK Parti dönemindeki “eşitlenme ve çeşitlenme”yi analiz etmek noktasında iddialıdır.

Türkiye bugün bir istiklal mücadelesi veriyor. Türkiye'ye ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. Yani ekonomik krizle tehdit ederek, bağımsız politikaları terk etmeye ve Kuzey Suriye`de bir PKK devletine razı etmeye çalışıyorlar.

Herkesin derdi bu memleketin halinin ahvalinin önünde. Yaşadığımız yerden habersiziz gibi!

“Kimseye Merhametim(iz) Yok”

Bu masum bir yürüyüş değil! Elinizi vicdanınıza koyun; 15 Temmuz gecesi ülke işgal edilirken saklanacak delik arayanlar, ülkesinin istikbali için meydanlara inmekten kaçanlar, bu sıcakta bunca zahmete neden katlanıyor?

Devamı
Kimseye Merhametim iz Yok
Akif Emre nin Ardından

Akif Emre’nin Ardından

İyi bir entelektüeldi... Kalemi keskindi... Suyu sertti... Özgüven sahibi bir Müslüman'dı.

Devamı

2013'ten sonraki süreç bir yanıyla "darbe görünümlü işgal"e zemin hazırlamaktı. Gezi de onun içindi, 17-25 Aralık kumpası da, 6-8 Ekim ayaklanması da. PKK da bu amaç için işe koşulmuştu, DEAŞ da.

Karşımızda ne Gandhi gibi gücünü milletten alan sahici bir lider ne de millet iradesinde temellenen bir demokrasi hareketi var. Ve dahası, millet iradesini iplemeyen bu eylem için rüzgar arkadan değil karşıdan esiyor.

Post-Kemalizm CHP'nin Kemalizm'den vazgeçmesinden ziyade, Kemalizm'in artık hâkim ideoloji olduğu toplumsal düzenin ortadan kalkması demektir. Bu tarihi kırılma CHP'nin kendisine yeni bir misyon belirlemesine yol açtı.

Erdoğan en büyük liderlik testini Gezi kalkışması esnasında verdi. En yakınındaki insanların, partisinin telkinlerine aldırış etmedi.

AK Parti devletin normalleşmesini geniş toplumsal kesimlerin devlete aidiyet bağını güçlendirme yönünde pratiğe dökebilirse hem değişim karşıtı bloğa hem de kendi bloğundaki eski devlet aktörlerine karşı elini güçlendirecektir.

PKK’nın demokratik özerklik ilan ederek Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı şehirleri yaşanmaz hale getirmesi yeni bir haber değil. Şiddetle aralarına mesafe koyamayan hatta bundan siyasi bir rant elde etmek isteyenlerin tavırları da.

Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması son dönemde siyasetin gündemini belirledi. Geçtiğimiz aylarda terör olaylarının kamu vicdanında yarattığı tepkiyi dindirmek adına, terörle mücadele kapsamında, teröre bulaşmış milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Parlamento gereğini yapmazsa, bu millet, tarih, bu Parlamentodan hesabını sorar” açıklamasıyla süreç başladı.

15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin son olmayacağını hepimiz biliyorduk. Melez yöntemlerin kullanıldığı sürekli bir savaş bu. Peki şu anda ne yapıyorlar?

Türkiye’nin huzurunu hükümet mi kaçırıyor yoksa PKK, YPG, PYD gibi ne kadar terörist oluşum varsa hepsini ve onların destekçisi ABD’yi arkasına alıp çözüm masasına tekmeyi vuran HDP mi?

Dillerinden düşürmedikleri eşitlikten rahatsız oldular. Çünkü akıbetlerinin böyle olacağını beklemiyorlardı. At gözlüklerini çıkarmadıkları için Türkiye’deki değişimin farkında değillerdi.

"Uluslararası sistem"in, ABD'nin, kaldıysa biraz AB'nin iktidarına güvenip "buralar hep bizim" edasıyla hareket ediyorlar. Şimdi sokakları hareketlendirmenin derdindeler.

6-8 Ekim katliamlarının hesabı henüz sorulmadı. Bırakalım hesap sormayı, bu kanlı kalkışmanın öncü figürleri nedamet getirmiş bile değiller.

Dünyanın, Türkiye’nin hepsinden önemlisi evlatları ölen annelerin gözünün önünde yargılanacak. Öldürdüklerinin de hesabını verecek, söylediği yalanların da…