Cumhuriyetimizin yüzüncü yaşı kutlu olsun. Nice yüzyıllara.
Devamı
Cumhuriyet, yüz sene önce Türkiye'nin var olma mücadelesinin yeni adı ve vizyonu olmuştu. Türkiye'nin bağımsızlık iradesinin yeni adı ve şekli olarak yüz sene önce ilan edildi. Fakat o günden bugüne şekilsel ve yapısal sınırlarını aşan sembolik bir anlam da taşıdı. Zira Türkiye, devleti ve milletiyle asırlardır tecrübe ettiği tüm imkansızlıklara ve tarihsel travmalara rağmen yeni bir vizyona ihtiyaç duyuyordu. Cumhuriyet, onu kuran kadroların bu ihtiyaca yönelik ürettikleri yeni vizyonun da adıydı.
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 84. sayısı raflarda yerini aldı.
İstanbul Yeni Havaalanı ile Türkiye, dünyada havacılığın merkezi hâline gelecektir. Türkiye’nin bölgesel ve küresel önemi daha da artacaktır. Yeni Havaalanının açılışının Cumhuriyetin 95. kuruluş yıl dönümünde yapılması ayrıca önem arz etmektedir.
Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünü İstanbul yeni havalimanının açılışıyla birlikte kutladık.
Almanya Berlin'in yeni havalimanını 6 yıllık gecikmeye rağmen hala açamazken, Türkiye İstanbul Havalimanı'nın ilk etabını beş yıl gibi kısa bir sürede hizmete açıyor.
İslamafobinin, daha açık ifade ile İslam düşmanlığının, hiçbir maliyeti yok; yapan yaptığı ile kalıyor..
Devamı
2017 yılında, askeri vesayetin ortadan kalktığı Türkiye'de kendine cumhuriyetçi diyen koca koca insanların zihinlerindeki askeri vesayetten kurtulamamaları üzerine düşünmemiz lazım..
Devamı
Cumhuriyet Bayramı’nın tam bir bayram olarak kutlanması, Cumhuriyet’in 10. yılından sonraya tekabül eder. Ulusal bayramlarla ilgili 1935’te çıkarılan yasal düzenlemeye kadar Meşrutiyet ve Hürriyet bayramı kutlamaları da devam eder. Hatta Cumhuriyet’in ilk yıllarında Meşrutiyet’in yıl dönümleri daha görkemli kutlanır.
Müslüman Türk olduğu yerde durmaktadır ancak Cumhuriyet'in onunla mesafesi kapanmıştır, devlet ona yaklaşmıştır..
Huzurunda olunmaktan dini bir neşve duyulan Atatürk, kurduğu Cumhuriyetin tehlikede olduğu söylemi ile muhalif bir hareket oluşturmada manevi bir unsur olarak canlandırılmaktadır.
Siyasetin tanımını kendi siyaset müdahalelerini bile müdahale olarak görmeyecek kadar geniş çizen, siyasete karışma eğilimli generallerin TSK'da edindikleri askeri/teşkilat kültürü' emekli olduktan sonra da devam ediyor. Sivilleşmeyi' reddeden emekli generallerin bile önemli bir aktör olabilmesi Türk sivil-asker ilişkilerinin kendine has yapısından ve tarihinden kaynaklanmaktadır. Kısacası Türkiye'de sivil-asker ilişkilerinin demokratikleşmesi sürecinde eski pratiklerin geride bırakılması gerekecek ama sıkça unutulan bir aktör daha var: Orduevi baskısının aktörleri olan emekli generaller.