Erdoğan Sevgisi ve Erdoğan'ı Sevenlerin CV'si!

Erdoğan karşıtları Erdoğan'a ilginin sahiciliğini, köklü nedenselliğini ve psikolojisini anlayamıyorlar. Anlamayanlar sadece Ak Parti mitingine gidenlere “cv'siz kişiler” diyenler değil. Sosyalist veya liberal sol kökenli akademisyenler de anlamıyor.

Devamı
Erdoğan Sevgisi ve Erdoğan'ı Sevenlerin CV'si
Gülen Grubu ve Amerika

Gülen Grubu ve Amerika

Washington'da zemin kazanmak için gerekli olan başlıkların tamamı Türkiye'de ‘yerlilik krizi', İslam dünyasında ise ‘işbirlikçilik' başlığı altına girmektedir.

Devamı

Bugün bağımsız gazetecilik efsanesi üretenlerin bayraklaştırdıkları Abdi İpekçi 27 Mayıs'tan hemen sonra yazdığı yazılarda niçin Türk ordusuna minnettarlığını ifade ediyordu?

Hükümetin paralel yapı ile mücadelesi devam ettikçe Hareketin yeni Batıcılığı daha da güçlenecek gibi.

Mısır'da ortaya çıkan tablo yabancısı olduğumuz bir durum değil. Şunun şurasında yedi yıl önce benzer bir felaketin ucundan Türkiye de dönmüştü.

Taha Özhan: Barzani'nin Diyarbakır'da ağırlanması devlet açısından son on yılda tutarlı bir hikâyesi olan ve nihai nokta olarak kabul edeceğimiz derin bir kırılmadır.

İktidarın Açmazı

2007 seçimleri, 2010 referandumu ve 2011 seçimlerinden güçlenerek çıkan AK Parti, bu destek sayesinde sivil-asker ilişkilerinin mahiyetini değiştirdi ve Çözüm sürecini başlatabildi.

Devamı
İktidarın Açmazı
Yeni Türkiye Yeni İmtihanlar

Yeni Türkiye, Yeni İmtihanlar

Modern Türkiye tarihi acılarla dolu bir tarih. Belki de o acılarla hala yeterince yüzleşilemediği için her bir toplumsal aktör kendi acısı üzerinden bu tarihi okur.

Devamı

Musul sonrası ‘ana akım' gazeteler en marjinal fanatik ulusalcı-sol gazetelerin dipnotları şeklinde çıktılar.

Muhalefetin CHP'li veya MHP'li olarak bilinmeyen bir ismi aday gösterme çabası seçimlerden bir kaçma stratejisi.

Irak'ta yaşananları ve Türkiye'nin durumunu anlamak için tarihi perspektife muhakkak ihtiyaç var. Ortadoğu'da olup da Irak'ta olmayan siyasi, sosyolojik ve ekonomik hiçbir unsur bulunmuyor.

Anayasa Mahkemesinin (AYM), Balyoz ve Hanefi Avcı ile ilgili çok özgürlükçü ve orijinal kararlar vermediğini, yalnızca işini yaptığını belirten SETA analisti Taha Özhan, bu mahkemelerin varoluşlarının da siyasi iradenin sağlam durmasıyla mümkün olabileceğine dikkat çekti.

SETA analisti Taha Özhan, CHP ve MHP'nin ‘çatı aday' olarak üzerinde uzlaştığı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığını “çok ironik bir senaryo” sözleriyle değerlendirdi.

Yargı sürecinin Türkiye'nin Gülen hareketi ile yaşadığı-yaşayacağı imtihanın en kolay kısmı olduğu unutulmamalıdır. Daha zoru, Gülen grubunun değişmeye-dönüşmeye direnip direnmeyeceği, daha doğrusu sivilleşme ve normalleşme kararı verip vermeyeceğidir.

2014 Türkiye'sinde, özellikle de İslami camiada, en zor bulunacak şey İran taraftarlarıyken, Gülen Grubu binlercesini bulmuş ve devletin kılcal damarlarına yerleştirmiş görünüyor.

İran nefretini dahi şekillendirecek hatta Türkiye hükümetine efelenmelerine sebep olacak bir aşk hikâyesi midir grubun İsrail'le ilişkisi?

Sene 1998, Diyarbakır DGM İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ilişkin asker güdümlü kararını açıklar, Erdoğan karardan sonra yaptığı basın toplantısında şöyle der: “Biz maraton koşucusuyuz. Bu şarkı bitmez.”

Türkiye'nin normalleşmesini taşıyan ana gövde siyasetten uzaklaştıkça, absürt ve zorlama iktidar mimarileriyle karşı karşıya kalacaktık. Başka bir deyişle, kayıp yıllar olarak kayda geçen 1990'lar, 2000'lere sarkacaktı.

“1000 yıllık damar”la bağlantı kurup “100 yıllık parantez”i kapatma vizyonuna sahip olmak Erdoğan'ın özellikle ürettiği bir şey de değil, tersinden Erdoğan ve AK Parti'yi üreten bu topraklara mahsus merkezi bir olgu.

Kemalizm'in tabelalardaki T.C. savunma düzeyine gerilemesinde ya da bir yamaçtaki ‘Gazi siluetinde' ancak zuhur edebilmesindeki haller, ‘Kürt meselesi dünyası' tarafından da üretilmeye başladı.

Özellikle berbat bir tercüme bürosunun ötesinde düşünsel faaliyeti bulunmayan, Batı'da(n) ezberledikleri ve akıllarında kalanları Türkçe aktarmaktan başka bir özelliği olmayan, 28 Şubat'la her türlü tefessühün zirvesine çıkmış kalemlerin ontolojik bir düşmanlık besledikleri bir isim oldu.