22 yıl sonra, 28 Şubat'ı nasıl anmalıyız. Bu büyük siyasi ve toplumsal travmayı tarihin derinliklerine mi gömelim? Yoksa 28 Şubat zulmünü hiç unutmadan, devamlı hatırlayarak geçmişe saplanıp kalalım mı?
Devamı
28 Şubat 1997 tarihinde Milli Güvenlik Kurulu tarafından alınan kararlar üzerine başlayan süreç Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçmiştir.
Devamı
28 Şubat 1997 tarihinde Milli Güvenlik kurulunun 406 Sayılı Kararı Türk siyasi hayatını ve eğitimi kökten ve doğrudan etkiledi.
SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar 28 Şubat’ı diğer darbelerden ve darbe teşebbüslerinden ayıran unsurlar hakkında değerlendirmede bulundu.
Mısır'da Sisi rejiminin bugüne kadar idam ederek katlettiği insan sayısı 165.
SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı 28 Şubat süreci hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin 28 Şubat sürecindeki yaklaşımların FETÖ tehdidine etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 32. sayısı çıktı.
28 Şubat sürecinde İlahiyat fakültelerinin öğrenci sayısı sınırlandırıldı. Mağduriyetler ve ihtiyaçlar oluştu. Bunu gidermek için 2005 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde İlahiyat Lisans Tamamlama Programı (İLİTAM) başlatıldı..
Geçen hafta İç İşleri Bakanı Horst Seehofer başkanlığında toplanan Alman İslam Konferansı, katılımcıları, tartışılan konular ve açık büfede yer alan domuz eti ikramıyla pek çok tartışmaya yol açtı.
En az iki yıl boyunca gerilimli bir iç siyaset ABD'yi bekliyor..
Danıştay 8. Dairesi 8 Ekim 2013'te kaldırılan "öğrenci andı"nın yeniden okullarda okutulmasının önünü açan bir iptal karar aldı. Karar hükümet tarafından yargı erkinin kuvvetler ayrılığı esasını hiçe sayarak yürütmenin alanına müdahil olduğu gerekçesiyle ağır bir şekilde eleştirildi.
'Avusturya İslamı' ilk etapta Avusturya sınırları içinde yaşayan 700 bin kadar Müslümanın 'ehlileştirilmiş', devlet otoritesine boyun eğmiş bir İslam anlayışını yaşamasını ve öngörüyor.
Neden AK Parti ile millet arasındaki bağ bir türlü zayıflatılamamakta ve koparılamamaktadır? Hatta son dönemde ekonomik kriz üreterek AK Parti’nin sosyolojik üstünlüğünü sona erdirme stratejisinde de açıkça gözlemlediğimiz gibi, gayrı-milli muhalif kesimlerin ve uluslararası güç odaklarının girişimleri neden tam tersi etki yaratarak AK Parti ile millet arasındaki bağları daha da güçlendirmektedir?
24 Haziran seçimleri sonrasında bir türlü iç krizlerinden kurtulamayan muhalefet partilerinin aksine AK Parti sorunsuz bir yenilenme yaşayacak.
Taklitler sadece asıllarını yaşatır. Orijinal olan hep daha öndedir..
Seçimler yaklaşırken, 15 yılı aşkın süredir Türkiye’yi yöneten AK Parti’nin dış politika karnesi..
27 Mayıs Darbesi'nin yıldönümünden geçiyoruz. Türkiye'nin askeri darbeler serisinin ilk halkasını, bu kötü alışkanlığı oluşturan uğursuz hadise, yıllar önce bu günlerde yaşandı.
Dört benzemezin aralarındaki çıkar birlikteliğinin merkezinde Erdoğan karşıtlığı olduğu kesin. Fakat bu bir vaat değil. Bir program değil. Öfke üzerine kurgulanmış bir senaryo. Yıkımı öneriyor. Birlikte neyi yapacaklarına dair tek bir ortak önerileri yok. Mesela FETÖ ile nasıl mücadele edilecek ve bu mücadele esnasında Batılı ülkeler mevcut tutumlarında ısrar ederlerse ne yapacakları konusunda bir öneri yok.