Selefilere Karşı İhvan-Kıpti Dengesi

Selefi grupların Mursi'den desteğini çekerek solcu, laik ve liberallerin oluşturduğu bloğa katılması üzerine İhvan, Selefilere karşı Kıpti kozunu oynayarak siyasi boşluğu dolduruyor.

Devamı
Selefilere Karşı İhvan-Kıpti Dengesi
28 Şubat SETA'da Değerlendirildi

28 Şubat SETA'da Değerlendirildi

28 Şubat post-modern darbesinin 16. yıldönümü nedeniyle, SETA “Bin Yıllık Darbe!: 28 Şubat” başlıklı özel bir panele ev sahipliği yaptı.

Devamı

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na çeşitli devlet kurumlarınca gönderilen belge ve bilgiler, askeri vesayetle mücadelede rehavete yer olmadığını gözler önüne seriyor.

Türkiye'nin gündeminde 2007'den beri önemli yer tutan askeri müdahale süreçleri ve sivilleşme tartışmaları, darbe müteşebbislerinin yargılanmasında gelinen nokta ve Komisyon raporunun tamamlanması ile birlikte yeni bir döneme girdi.

Kongre münasebetiyle, AK Parti'nin geride kalan on yılına dair bir siyasi bilanço çıkarmakta yarar var.

İdeolojisi olmayan Mısır ordusunun boşluğunu yeni dönemde Batı adına siyasi tercüme faaliyeti yürüten bu yeni kesimler dolduracak.

Mübarek Tıbbi Olarak Öldü, Siyasi Olarak Hayatta

Bugün itibariyle, Mısır, meclisi fiilen lağvedilmiş, anayasası asker eliyle delik deşik edilmiş, cumhurbaşkanlığı seçimleri galibi olmayan ve seçilecek cumhurbaşkanının neredeyse bütün yetkileri alınarak bir belirsizliğe gömülmüş durumdadır.

Devamı

Mısır ve Vesayet Sancıları

Vesayet rejimi tarafından dayatılmaya çalışılan "Mübareksiz bir Mübarekizm" eski düzenin aparatlarını kullanarak son birkaç haftada olduğu gibi bazı taktik kazanımlar sağlayabilir.

Devamı

MİT görevlilerinin şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldığı 7 Şubat’la başlayan yeni süreci doğru okumak için, SETA araştırmacılarının yayımladığı analizleri bir arada sunuyoruz.

1960, 1980, 28 Şubat darbeleri; 2004-2006 darbe planları, 27 Nisan 2007 darbe girişimi ve 14 Mart 2008 AK Parti'ye kapatma davası nasıl sivil iradeye karşı farklı düzeylerde darbe vurmayı amaçlıyorsa 7 Şubat da yeni Türkiye'ye karşı bir sabotaj girişimidir.

2011’de Türkiye başlıklı SETA analizi, genel seçimlerden Kürt sorununa, Arap Baharı’ndan yeni anayasa sürecine Türkiye’nin meseleleri hakkında geniş çaplı bir 2011 değerlendirmesi sunuyor.

Türkiye'nin en eski yeni tartışmalarından olan "yeni ve sivil anayasa" tartışmalarına yeniden başladık.

İstifa resti, normal işleyen bir süreçte gerçekleşmesi yıllar alacak sivilleşmenin bir anda gerçekleşmesine hizmet edebilir.

Biraz vicdan ve haysiyet sahibi her insan, darbecilerden 12 Eylül'de yaptıklarından ötürü azıcık olsun utanmalarını, pişman olduklarını, yaptıklarını bugün için tasvip etmediklerini söylemelerini bekliyor.

‘Yeni Türkiye’, vesayet rejiminin yüklerini üzerinden atmış, ekonomide istikrarı, dış politikada lider oyunculuk rolünü yakalamış bir Türkiye’dir.

Siyasi partilerin AK Parti’yi kuşatmak üzere bir araya gelmiş olmaları ve bürokrasinin perdenin önünden çekilmesi, rekabetin demokratikleştiği anlamına gelmiyor.

30 NİSAN’DA AK Parti, kapatma davasına karşı “cevap” olarak tanımladığı savunmasını verdi. Dava açıldıktan sonra bütün dikkatlerin üzerinde olduğu AK Parti, ilk hafta yaptığı çıkışları saymazsak, bekleme süreci içerisine girmişti.

AK PARTİ’YE kapatma davası açılmasının üzerinden tam bir buçuk ay geçti. Başbakan’ın bazı çıkışlarını saymazsak, parti için elle tutulur bir yol haritası hâlâ ufukta görünmüyor.

AK Parti’ye kapatılma davası Türkiye gündemine oturdu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında açılması tartışılan dava, on ay gecikmeyle de olsa gelmiş oldu. Bu ay içinde seneyi devriyesini idrak edeceğimiz 27 Nisan “korsan bildiri” tadındaki e-muhtırası ile başlayan süreç, bütün Türkiye’ye oldukça derin bir kriz hediye edecek kıvama ulaşmış oldu.

Tezkere kararının ardından Kuzey Irak’a başlayan hava operasyonlarını beklendiği üzere bir kara harekâtı takip etti. Türkiye daha önce onlarca kez yaptığı sınır ötesi operasyonu bir kez daha yapıyor.

22 Temmuz'da yapılacak genel seçimlere ilişkin gelişmeler kuşkusuz yakından takip ediliyor. Artık küreselleşen, iletişim ve medya araçlarının küçük bir köye çevirdiği dünyamızda bırakın ülke sınırları içinde ne olup bittiğini, binlerce kilometre uzaklıktaki ülke ve toplumlarda olan bitenleri de hemen öğreniyoruz. Ancak yaklaşan seçimler söz konusu olduğunda genelde seçim kampanyalarına özelde de parti mitinglere katılımın pek canlı olmadığını görüyoruz. Cumhuriyet mitingleri, cumhurbaşkanlığı seçimleri, 27 Nisan muhtırası ve Anayasa Mahkemesi kararı gölgesinde alınan erken seçim kararı sonrasında hızlı bir şekilde başlayan milletvekili aday adaylıkları, adayların kesinleşmesi ve seçim kampanyalarının başlaması süreçleri büyük bir heyecan uyandırmamış gibi görünüyor. Bu durumu sosyolojik olarak nasıl okuyabiliriz