Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Zor Soru: Netanyahu İçin Yakalama Kararı Çıkaracak mı?

SETA Vakfı “Batı’nın İnsan Hakları Doktrini Çökerken İsrail-Filistin Çatışması” başlıklı web paneli düzenledi. Panel konuşmacıları İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere uyguladığı saldırıların savaş suçu ve etnik temizlik olduğunu ifade edip uluslararası arenada Filistin’e özgürlük ifadesini kullananların sansüre takıldığı hatta işlerinden olduğu belirtildi. İsrail’in Gazze'de katliam ve soykırım yaptığının ifade edildiği panelde, dünya kamuoyunda insanların insan hakları kavramına duydukları güvenin sarsıldığı ifade edildi. Panelde Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne “Netanyahu hakkında dava açacak mı, yakalama kararı çıkaracak mı?” sorusu yöneltildi. İşte detaylar…

Devamı
Uluslararası Ceza Mahkemesi ne Zor Soru Netanyahu İçin Yakalama Kararı
Podcast Batı nın İnsan Hakları Doktrini Çökerken İsrail-Filistin Çatışması

Podcast: Batı’nın İnsan Hakları Doktrini Çökerken İsrail-Filistin Çatışması

Batı’nın İnsan Hakları Doktrini Çökerken İsrail-Filistin Çatışması

Devamı

İsrail’in Gazze operasyonlarına karşı protesto hareketleri, Amerika’da ifade özgürlüğünün sınırlarının yeniden sorgulanmasına yol açtı. İsrail yanlısı grupların İsrail eleştirilerini antisemitizmle bir tutma çabaları örgütlü ve sistematik bir hal aldı. Medya organlarına verilen ilanlar ve Kongre’deki lobi faaliyetleri üzerinden yürütülen bu kampanyanın ana mesajı şuydu: Filistinli sivilleri savunmak adına yollara dökülen kalabalıklar, antisemitizmin yükselmesine sebep oluyor. Bununla birlikte dünyanın önde gelen üniversitelerinin Filistin’i destekleyen gruplara sansür uygulamaları, antisemitizm damgası yeme korkusu ve etkili bağışçıların desteğini çekme tehditlerinin akademik hürriyetin sınırlarını belirleyebildiğini gösterdi. Filistin yanlısı tavırları yüzünden işinden olan veya dışlanan ünlü ismin tecrübesi de antisemitizm travmasının örgütlü siyasi güçler tarafından nasıl etkin bir silah olarak kullanılabildiğini gösteriyor. Bunun Amerika’nın en gurur duyduğu demokratik değerlerinden biri olan ifade özgürlüğüne darbe vuracağını söylemek abartı olmayacaktır.

SETA, 3 Kasım'da yapılacak olan Amerika Birleşik Devletleri 59. başkanlık seçiminin tüm boyutlarıyla ele alındığı '2020 ABD Başkanlık Seçimi' başlıklı raporunu yayımlandı.

Bu rapor seçimlere doğru Amerikan iç politika gündemi, ABD başkanlık seçim sistemi, başkan olmak için gereken temel nitelikler, partilerin aday belirleme süreçleri, ön seçimler, seçimin temel kuralları, parti kongreleri ve seçim öncesi anketler hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır.

HDP, PKK terör örgütünün emrinden çıkamayacağı için Edirne ve Hakkâri’den Ankara’ya yürüyüş başlattı. Ancak, bölge halkı sokakta HDP’ye destek vermeme kararını sürdürdü. Sonuçta; HDP sokaktan beklediği desteği göremedi. PKK’nın 1 Haziran’da emrini verdiği yürüyüş, parti yöneticileri ve milletvekillerinin katıldığı küçük gruplarla sınırlı kaldı.

ABD’de İsyan Dalgası

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, ABD’de yaşanan protesto olaylarını değerlendirdi.

Devamı
ABD de İsyan Dalgası
Amerikan Medyası Önce Kendisine Çeki Düzen Vermeli

Amerikan Medyası Önce Kendisine Çeki Düzen Vermeli!

ABD'de yaşanan ayrımcılık meselesi tarihsel bir realite ve kökleri sistemin kuruluşuna kadar uzanıyor. Trump'ın ayrımcı yaklaşımı seçildiği 2016 Kasım seçimlerinden bu yana devam ediyor. Amerikan medyası ise kurumsallaşmış bir yapıya sahip ve kökleri 300-400 yıl öncesine uzanıyor.

Devamı

SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, ABD’de yaşanan ırkçılık karşıtı protestoları değerlendirdi.

SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin, ABD’deki protestoların ardından gündeme gelen ANTIFA akımı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Toplum ve Medya Araştırmacısı Ali Aslan, TV 100 ekranlarında yayınlanan Kritik programında ABD’de yaşanan protesto olayları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Son yıllarda “Antifa”yı askeri eğitim alırken ve savaşırken gördüğümüz ilk alan Suriye idi. YPG/YPJ International, YPG/PKK’nın Avrupa yapılanmaları ve sosyal medya üzerinden örgütlenen ve savaşın bir parçası haline getirilmek istenen uluslararası sol örgütler Suriye’de YPG/PKK aracılığıyla askeri eğitim, örgütlenme ve savaş sahasında bulunma fırsatı yakaladı.

George Floyd'un ırkçı polis şiddetiyle öldürülmesine tepkiyle ABD'de 140 şehre yayılan protestolar ve Başkan Trump'ın orduyu kullanma tehdidi "sokak" olgusunu yeniden öne çıkardı. Yeniden diyorum çünkü sokak hareketleri ile siyaseti şekillendirme arayışı sadece son 30 yılda bile birçok kez gündemi işgal etti. 1989'da Çekoslovakya'da başlayarak Doğu Avrupa'da etkili olan Kadife devrimler, komünist rejimleri sona erdiren bir demokratikleşme dalgası olarak görüldü. Çekoslavakya'nın bölünmesine sebep olsa da genelde Kadife devrimler barışçıl olmaları sebebiyle olumlu bulunur.

Amerika'nın Minneapolis şehrinde geçtiğimiz Cuma günü polisler tarafından gereksiz ve aşırı şiddet kullanımı neticesinde George Floyd isimli bir siyahi hayatını kaybetti. Floyd'un ölümü sonrası binlerce insan tüm Amerika'ya yayılan protesto gösterilerinde bulundu. Gösterilerin kontrolden çıkmasıyla yakılan polis araçları, kundaklanan ve yağmalanan mağazalar, tırmanan şiddet ve savaş alanından farksız sokak görüntüleri ise halen görülmeye devam ediyor.

George Floyd'un polis tarafından öldürülmesi Amerikan siyah toplumu için alışılmadık bir vaka değil aslında. Bu sefer farklı olan olayın görüntülenmesi ve kısa sürede medyada yarattığı infial oldu. Başkan Trump'ın olaya yaklaşımı da büyük bir çarpan etkisi yarattı. Siyahların sistematik olarak orantısız polis şiddetine maruz kaldığı herkesin malumu olmasına rağmen son senelerde bu gibi olaylara toplumsal tepki her seferinde artmaya devam etti. Gerek siyah toplumun gerekse genç beyaz nüfusun protestolarının şiddeti, zamana yayarak unutturma ve sorumlu kolluk gücü üyelerinin en fazla açığa alınmasıyla yetinilmesinin önlenmesi amacına matuf aslında. Gösterilerin isyan boyutuna varması da Trump yönetiminin olayları siyasi olarak yönetemediğinin en bariz göstergesi.

George Floyd’un un öldürülmesi sonrasında patlak veren olaylar birçoklarımıza ilk etapta Joker filminden sahneleri hatırlatsa da aslında tam tersi Holywood'a bu sahnelerin ilhamını veren Amerika'da şimdiye kadar yaşananlar olabilir. Gotham dediğimiz yer belki de Amerika'da hali hazırda var olan bir dünya. Süper gücün pelerini, maskesi ve vazgeçilmez çekiciliğinin örttüğü bir gerçeklik. Amerika'nın bazen hatırlamak istemediği ama ikide bir en olmayacak zamanda yüzleşmek zorunda kaldığı bir üvey kardeş. Batman'ın o unutulmaz sözünde olduğu gibi Amerika da bazen 'beni tanımlayan maskemin altında ne olduğu değil ne yaptığım' diyebilir. Neticede Mars'a koloni kurmaya çalışıyor o Amerika. Ama hep olduğu gibi maskenin içindekiler bir yerde yeniden ortaya çıkıp o Amerika'yı gözümüzün içine sokuyor.

ABD'nin Minneapolis şehrinde George Floyd'un polis şiddeti nedenli ile katledilmesi ABD'nin genelinde infiale neden olmuştur. ABD'nin yaklaşık 150 şehrinde protesto eylemleri yapılmış ve birçok şehir vandallık eylemlerine sahne olmuştur.

Dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından birinden geçiyoruz.

Antifa nedir? Trump neden Antifa’yı terör örgütü ilan etmek istiyor? Antifa’nın YPG ile ilişkisi var mı? YPG dünyadaki radikal sol örgütleri nasıl etkilemektedir? Antifa militanları Türkiye’ye karşı savaştılar mı?

Amerikan toplumunun genlerine işlemiş ırkçılık ve yabancı düşmanlığı hastalığı, dünyanın hâlen en güçlü ülkesi olan ABD’nin en zayıf tarafını oluşturuyor.