Paylaşım Savaşının 100. Yılında Ortadoğu

Ortadoğu’da gerilim düşmek yerine sürekli artmaktadır. Bu artışı bölgede mayalanmakta olan değişim sancılarının sinyali olarak okumak da mümkündür. Ulus-devletlerin ve halklarının kendilerini hem askeri hem de politik-ekonomik açıdan güvende hissetmeleri her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. ABD, Çin, Rusya ve AB gibi bölge-ölçekli ya da kıta-ölçekli devletler-arası uluslararası sistem, diğer bölge devlet ve halklarını da benzer bir siyasi düzene geçme konusunda baskılamaktadır.

Devamı
Paylaşım Savaşının 100 Yılında Ortadoğu
100 Yıl Önce 100 Yıl Sonra

100 Yıl Önce 100 Yıl Sonra

Türkiye'nin en önemli önceliği kendi sınırında uydu devletçikler kurulmasını engellemek olacak. Bu hedeften şaşmadığı müddetçe kim ne yaparsa yapsın başaramaz.

Devamı

Son dönem dünya siyasetindeki en ciddi ataklardan birini bekliyoruz. Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa bir masanın etrafında toplanacak..

Bazen devlet başkanları temsil ettikleri toplumu yüceltirken bazen de yerin dibine sokabiliyor. BM Genel Kurul toplantılarında bunun en güzel örneklerinden birine şahitlik ettik.

BM, ilk kurulduğu günden itibaren kritik tüm konularda işlevsizleşmiş ve sadece bir tek konuda, Kore müdahalesi dışında, hep yanlışlıkla işlemiş bir örgüt.

Suriye’deki bütün cepheleri kazansalar bile, bu kadar çok insanın acıları üzerine inşa ettikleri düzenlerini sürdürmeleri ve ülkede istikrarlı bir yönetim kurmalarının mümkün olmayacağını Irak tecrübesi açık bir şekilde gösteriyor.

ABD Dış Politikasında Evanjelizm

ABD kısa vadeli yaklaşım ve stratejik yoksunluk ile aslında kendini sorgulatan ve ittifak ilişkilerini oldukça derinden zedeleyen bir noktaya doğru ilerliyor.

Devamı
ABD Dış Politikasında Evanjelizm
Amerika nın Derdi Ne

Amerika’nın Derdi Ne?

Amerika iki dönemdir uluslararası sistemde istikrarı korumak gibi bir siyasetle ilgilenmiyor. Kendisinin merkezinde bulunduğu uluslararası düzeni korumak bir kenara onun yıkılması için uğraşıyor bile denebilir.

Devamı

Ekonomik büyümeyi önceleyen Amerika uluslararası sistemin istikrarı ve güvenliğini göz ardı ediyor. Kendini kara geçirmek için aynı anda birçok aktörle ekonomik rekabete girmekten ve onları tehdit etmekten çekinmiyor..

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş ABD’nin Avrupa Komutanlığı ve CENTCOM’un Türkiye karşısında aldığı tavır ve ABD politikasına etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

BM Amerikan tarzı bir uluslararası ilişkiler anlayışının ürünü: Klasik diplomasi yerine, uluslararası kurumlar aracılığıyla güven, işbirliği ve barış üretilebileceğine dair liberal zihniyetin bir parçası.

İran nükleer sorunu yeniden alevlenirken Türkiye’nin geçmiş tecrübelerden de ders çıkararak hassas bir denge politikası geliştirmesi gerekiyor.

Amerika bir savrulmanın içinde...

Amerika dünyayı umursamadıkça kimse Amerika'yı umursamak zorunda değil. Lübnan bile takmaz Amerika'yı. Su bile vermez.

Trump’ın başkan olmasının üzerinden sadece bir yıl geçti. Ama süper güç, tek kutuplu dünyanın lideri olarak anıla gelen ABD’nin yaldızları yavaş yavaş dökülmeye başladı. Ekonomiden diplomasiye, siyasete ülke en sancılı dönemini yaşıyor. Artık koca ülkenin derin yalnızlığı konuşuluyor. Ortadoğu siyaseti iflas eden ABD’nin içinde bulunduğu kriz..

Talha Köse: İran’da değil Afganistan’da olayların kontrolden çıkacağını düşünüyorum. ABD yeni süper güç olan Çin’in dünyaya açılma alanı olarak Afganistan’ı tıkamak isteyecektir. ABD zaten hiç memnun değil İpek Yolu projesinden.

SETA Washington Genel Koordinatörü Dr. Kadir Üstün: Uluslararası kamuoyu Türkiye ile birlikte hareket ederken İsrail ve ABD yönetimi öngördükleri ama bu kadarını beklemedikleri bir yalnızlık içinde kaldı

Amerika zayıf olduğu için yalnız kalmadı. Çok güçlü olduğu ve gücü nedeniyle şımarıklık edip tüm müttefiklerini ittiği için yalnız kaldı..

Süper güç, gücün her unsurunda kendi kendine yetebilen ve küresel operasyonlar yapabilen aktör demektir..

Almanya Başbakanı Merkel’in, Amerikan Başkanı Trump ile gerçekleştirdiği sayısız başarısız görüşmeden sonra yaptığı “Avrupalılar olarak kendi başımızın çaresine bakmalıyız” açıklamasının ve yeni Fransız Cumhurbaşkanı Macron’un savunma alanında iş birliğinin artırılmasını da kapsayan AB’nin reforme edilmesi yönündeki çağrılarının ardından böyle bir gelişme bekleniyordu.

Başta ABD olmak üzere pek çok aktör, mücadelede önceliğin DEAŞ’ı yenmek olması gerektiğini ileri sürerek DEAŞ’ı var eden temel sebepleri ve örgütün Suriye ile Irak’ta gücünü pekiştirdiği elverişli zemini göz ardı etti.