Fransa’da Müslümanların Özgürlükleri Tehdit Altında

Haziran ayında gerçekleşen bölgesel seçimlerde merkez partilere karşı hezimete uğrayan Macron, toplum nezdindeki popülerliğini korumak ve rakiplerinden oy devşirebilmek için daha fazla İslam karşıtlığı yapacaktır. Bu amaç doğrultusunda ülkedeki Müslümanların varlığını, devlet ve toplum güvenliği açısından tehdit olarak göstermeye devam edecektir.

Devamı
Fransa da Müslümanların Özgürlükleri Tehdit Altında
Ortadoğu'nun Geleceği

Ortadoğu'nun Geleceği

Bölgede dizayn çabaları ile aslında daha köklü bir değişimin tohumları atılmakta..

Devamı

Doğu Avrupa'da 'otoriterlik' rüzgârı zaten esiyordu. Şimdi Kıta Avrupa'sında merkez siyasetin çöküş süreci hızlanıyor. Fransa'nın krizini Britanya'nın Brexit tercihini yönetmekte zorlanmasıyla, İtalya'nın AB ile ilişkilerdeki sorunlarla, Almanya'da AfD'nin iktidar ortağı olacağının beklenmesiyle birlikte okumak gerekli.

Herhangi bir sendika veya siyasal parti tarafından organize edilmeyen Sarı Yelekliler'in protestoları sadece akaryakıt fiyatlarındaki artışa karşı değil ekonomik durgunluk, devlet yardımlarının azalması ve genel olarak Fransız elitine karşı düzenlenmektedir.

Sarı Yelekliler kimlerdir ve talepleri nelerdir? Sarı Yelekliler sosyolojik olarak hangi gruplardan oluşmaktadır? Sarı Yelekliler’in protestoları Fransa’daki siyasal kutuplaşmayı ne kadar yansıtmaktadır? Sarı Yelekliler’in protestolarını diğer protestolardan ayıran özellikler nelerdir? Sarı Yelekliler’in protestoları Fransız siyasetini nasıl etkileyecektir?

Avrupa İstikrarsızlaşıyor

Görünüşe göre Avrupa 2008 ekonomik krizini kemer sıkma politikaları ile atlatmış olsa da, krizin faturasının Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerde orta ve dar gelirlilere ödetilmiş olmasının siyasi sonuçları Avrupa siyasetini yakın dönemde şekillendirecek.

Devamı
Avrupa İstikrarsızlaşıyor
Fetö nün Son Umudu Kılıçdaroğlu

Fetö’nün Son Umudu: Kılıçdaroğlu

Uluslararası basın tarafından şişirilen FETÖ ve PKK için adalet yürüyüşü istenen neticeyi vermemiş olacak ki; çakma Gandimiz daha fazla sokak protestosu düzenleyeceğini açıkladı

Devamı

Nasıl ki "hayır" cephesi olabildiğince bireyselleşmiş kitlesini AK Parti karşıtlığı ve laikçilik üzerinden sıkı bir cemaate dönüştürebildiyse, AK Parti de yeni söylemlerle şehirli kitlesini cemaatleştirebilir.

Türk toplumu uzun bir aradan sonra kendisiyle ve devletiyle ayrışmasına son vererek "kendine gelmiş" ve bir siyasi özne olarak tarih sahnesine yeniden çıkmıştır.

Amerika Başkanı Nixon’ın ünlü Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Çin’e yaptıkları bir ziyaret sırasında Çin devlet başkanına Fransız devrimi hakkındaki düşüncelerini sorar.Kissinger, Avrupa ve dünya tarihinin seyrini değiştiren bu büyük olayı Çin başkanının nasıl değerlendirdiğini merak etmekte ve üstü kapalı olarak Çin’in Batı’nın siyasi ideallerini ne zaman benimseyeceğini sormaktadır

Fransa Meclisinin onayladığı sözde Ermeni soykırım yasası, gündemimizi uzun bir süre meşgul edecek. Fakat yasa Türkiye’den çok Avrupa ve AB için bir imtihan. Çünkü Avrupa’nın düşünce ve ifade özgürlüğü ilkesine sadık kalıp kalmayacağını, bu yasaya ilişkin tavrı belirleyecek.Öncelikle şunu belirtelim: Fransa’nın bu kararı siyasi bir provokasyon niteliği taşıyor. Batının kışkırtıcı hatalarına İslam dünyasından gelen her ölçüsüz tepki, Avrupa’daki muhafazakar ve ideolojik siyasi çevrelerin elini güçlendiriyor.

SETA Vakfı Genel Koordinatörü Taha Özhan, Ortadoğu'da yaşanan olayların bir düzeni sona erdirdiğini söyledi. Özhan; "Camp David Düzeni sona eriyor. Bu Irak işgali ile başlamıştı şimdi hızlanarak devam ediyor"dedi.

Kimlik krizinden kurtulma arayışındaki Fransa  laiklik ve cumhuriyet değerlerini yaşatma bahanesiyle yasakçılığa sığınıyor.

Fransa, Ermenilerin acıları ve hatıraları üzerinden politikalar inşa etmeye ve Türkiye'yi itibarsızlaştırmaya çalışıyor.

Bugün AK Parti'nin karşısında CHP ve MHP aktörlerinin temsil ettiği “teknik modernistler” ve BDP-HDP ve Gezi muhalefetinin temsil ettiği “özgürlükçü modernistler” yer alıyor.

Önce "her yer Taksim"di. Sonra, "Kobani" oldu. Aldığımız son haberlere göre, artık "her yer Çağlayan, her yer direniş"miş. Çağlaya, çağlaya büyüyen bir devrim geliyormuş.

Eleştiri hakkını gasp edenler öncelikle entelektüel hegemonyayı elinde bulunduranlardır. Türkiye örneğinde bunu "Cumhuriyetçi pozitivistler" ve "endişeli modernler" temsil ediyor.