ABD'nin Ortadoğu Siyaseti Kaos Üretiyor

Trump yönetiminin, Ortadoğu'nun askeri bakımdan ağır sıklet aktörlerini bir tarafa bırakarak Suudi Arabistan ve BAE üzerinden bölgeyi şekillendirme çabası daha fazla kaos ve istikrarsızlık getirecek.

Devamı
ABD'nin Ortadoğu Siyaseti Kaos Üretiyor
Stratejik Deha

Stratejik Deha!

Galiba hem akademik hem de pratik alanda hizmet görmüşlere yönelik pek de düşünülmeden üretiliyor bu ifadeler. Arkasından hemen ekleniyor.

Devamı

Parlamenter sistem koalisyon demektir. Koalisyon zayıflık demektir. Koalisyon aşırılıkçılık demektir. Cumhurbaşkanlığı sistemi ise güçlü hükümet demektir.

Suriye krizi bütün Ortadoğu'yu ateşe verebilecek büyüklüktedir. Dolayısıyla kriz çok hassas bir şekilde ele alınmalıdır.

Suriye rejimi, uluslararası baskının daha sertleştiği bir senaryoda hem siyaseten hem de ekonomik olarak ayakta kalmakta zorlanacaktır. Akan kanın durması için başka bir ihtimal de görünmemektedir.

Mısır'ın popülist politikalara harcayacak vakti yok. Ekonomisinin acı reçetelere, başkent Kahire'nin ciddi bir yenilenmeye ihtiyacı var.

Taha Özhan: "Amerika Bölgedeki Fay Hatlarını Tetikleyip Gitti'

SETA Başkanı Taha Özhan, Star gazetesinden Fadime Özkan’ın Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı. Özhan’a göre “gelişmeler hayra alamet değil”.

Devamı
Taha Özhan quot Amerika Bölgedeki Fay Hatlarını Tetikleyip Gitti'
Ortadoğu İsyanları ve Yerli Oryantalizm

Ortadoğu İsyanları ve Yerli Oryantalizm

Ortadoğu'daki gelişmelere yönelik komplocu yaklaşımlar yerli bir oryantalizmin ürünü. Bu yaklaşımların özünde, bu coğrafyaya ait olan öznelerin iradesiz olduğu önyargısı yer alıyor.

Devamı

Barzani'nin ziyaretinin ilk gününde 'Türkiye ile güvenliklerinin birbirine bağlı' olduğunu dile getirmesi, IKBY'nin bir strateji içerisine gireceğinin ilk işaretleri.

ABD'nin 11 Eylül sonrasında içerde ve dışarda geliştirdiği yaklaşımlardan çok uzaklaştığını söylemek mümkün değildir.

Gazze ambargosunun ve mücavir karasuları bölgesinde müdahalelerin meşru olduğunun raporda kabul edilmesi İsrail için ana hedefti.

Sistem karşıtlığı toplumsal ve siyasi hareketlerin iddia sahibi olabilmesinin en temel yapı taşlarından birisi olagelmiştir.

Türkiye içinde kurgulanmış oksimoron 'sivil dikta' zorlama çıkışlarıyla eşzamanlı yürüyen 'eksen kayması' tartışmaları bir anda kesiliverdi.

'Yeni Mısır', ordu ile ülkedeki muhalif siyasal aktörler arasındaki 'müzakere' sürecinin sonucunda şekillenecek.

SETA Vakfı Genel Koordinatörü Taha Özhan, Ortadoğu'da yaşanan olayların bir düzeni sona erdirdiğini söyledi. Özhan; "Camp David Düzeni sona eriyor. Bu Irak işgali ile başlamıştı şimdi hızlanarak devam ediyor"dedi.

Kendisini yeni Ortadoğu'ya göre konumlandırmış olan Türkiye için, pasif bir aktörü tarif eden "köprü/model ülke" tanımları anlamsızdır.

Bugün Mısır, Ortadoğu’da Tunus ile başlayan değişim rüzgârının yeni sembolü haline gelmiş durumda.

Müslüman bir ülkenin neden başka bir Müslüman ülkeye yardım götüren konvoyu bunca çabayla engellediğini, hatta birtakım bahanelerle kafasına taş yağdırdığını durup düşünmek gerek. Zira söz konusu durumun bizatihi kendisinde ahlaki olmayan bir tavır var. Kimden kime giderse gitsin insani yardım taşıyan bir konvoya bu muameleyi reva görmek herhalde hiçbir hukukla açıklanamaz. Kaldı ki o konvoyu organize edenler Müslüman, konvoyun ulaşmak istediği insanlar Müslüman ve o konvoya zorluk çıkaranlar da Müslüman. Mısır'ın (çelik duvar dahil) birçok eylemine fetva veren Ezher şeyhi dahi bu çelişkiyi açıklamaya ve bu durumu meşrulaştırmaya yetmez. Çünkü tarih vicdanında Gazze unutulmaz bir yara olarak kalacaktır ve “Filistin'e Yol Açık” konvoyuna atılan taşlar da hatırlanacaktır. Demek ki tek başına Müslüman olmak burada yaşanan krizi anlamlandırmaya yetmiyor. Bu çelişkiyi açıklayabilmek için kardeşlik hukukuna atıf yapmak yeterli olmuyor. Bu işi yapanlar eğer İsrailli askerler olsaydı sanırım kimse bunu yadırgamazdı. Ancak burada söz konusu olan ülke İsrail değil Mısır, söz konusu olan kişiler İsrailli değil Mısırlılar. Dolayısıyla açıklanmaya muhtaç bir çelişki var: Neden Müslüman bir ülkenin polisi, mağdur bir ülkenin insanlarına yardım götüren konvoya taş yağdırır?

Hamas'a yakın militanların İsrailli asker kaçırması üzerine alevlenen olaylar Ortadoğu'yu içinden çıkılması güç bir karmaşanın içine sokmuş durumda. Krizin sebeplerini bölgesel dengelerde arayan yorumlar bir yana, İsrail siyasetindeki verileri doğru okumak, bize aslında bugün yaşanan olayların ne kadar öngörülebilir olduğunu ortaya koyuyor. Her şeyden önce, şu çok açık ki Kadima ve yeni lideri Ehud Olmert'in merkezi ve sağduyuyu temsil ettiğini düşünenler yanıldılarFilistin'de Hamas'ın seçimleri kazanmasından itibaren Ortadoğu'da gerilimin bu noktalara gelebileceği tahmin ediliyordu. Ama bu yorumlardaki vurgu özellikle Hamas'ın geçmişine işaret ediyordu. Nitekim Hamas'ın iktidarda olduğu bir hükümet ile barışın mümkün olmadığını savunanlar, bu perspektiften Ortadoğu'nun son krizini kolaylıkla açıkladıklarını düşünüyorlar. Oysa bu, Lübnan'daki savaşı "askerleri kurtarma operasyonu" olarak sunmak kadar yüzeysel bir bakış açısı.