Siyasi Aktörler Sorumlu Davranmalı

Siyasi Aktörler Sorumlu Davranmalı

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “OHAL ilan etmek istiyorlar” sözleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Yeni kurulan partiler, bugüne kadar muhalefetin AK Parti ve Erdoğan için yaptığı her eleştiriyi sahiplendiler. Var olanın üzerine yeni bir eleştiri getirme ihtiyacı bile duymadılar. Peşine takılma siyaseti ile CHP destekli bir yol haritası üzerinden mevzi kazanmaya çalışıyorlar.

Kimse eşkıyalığı, vandallığı, hırsızlığı, yakıp yıkmayı, kundakçılığı, tacizi, küfrü, hakareti, cinayeti, saldırganlığı yağmacılığı, kaosu, vahşeti hatırlamak istemez. Gelecek nesillere kalacak olan kaldırım taşlarını sökmek değil taş üstüne taş koymaktır. Hayırla yad edilecek olan yıkanlar değil yapanlardır. Dükkanları yağmalayanlar değil alın teri ile üretenler hatırlanır. Tarihin seyrini eşkıyalar değil gecesini gündüzüne katıp çalışanlar değiştirir.

SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmaları Direktörü Cem Duran Uzun “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

FETÖ hakkında farklı yorumlar yapılabilir ancak şu gerçek reddedilemez: FETÖ milli iradenin tecessüm ettiği siyaset kurumunu devre dışı bırakmaya çalışan anti-demokratik bir örgüttür. Bir toplumda azınlık konumunda bulunan birçok iktidar odağı gibi FETÖ de bu yolu takip etmiştir. Siyaset kurumunu zayıflatacak ve millet iradesine set çekecek her türlü yolu denemiştir.

FETÖ'nün Siyasi Ayağı Tartışması

CHP'nin Ocak ayında TBMM'ye sunduğu önergeyle yeniden başlayan tartışma, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 2009 yılında Meclisten geçirilen torba yasadaki "asker kişilerin özel yetkili mahkemelerde yargılanması" maddesine ilişkin sözleriyle yeni bir yöne evirldi.

Devamı
FETÖ'nün Siyasi Ayağı Tartışması

Altaylı, FETÖ ile mektup diplomasisinde olan bir şahıs. 40 civarında mektup söz konusu. İstihbaratçı olarak kendisi, CIA üzerinden de birçok görevlendirme almış bir kişi".

FETÖ'yü ve PDY'yi doğuran siyasal ortam işte bu bürokratik vesayet sistemidir. Halkın iradesini değersizleştiren ve demokratik siyaseti anlamsızlaştıran vesayet sistemi, FETÖ'nün devletin kritik kurumlarına yerleşmesinin toplumsal meşruiyetini temin edici bir rol üstlenmiştir.

Gülen ve örgütü elli yıla varan geçmişinde siyasi partilerin hem içinde hem de dışında kalmaya özen gösterdi. Örgüt için temel amaç siyasi iktidarlarla konjonktürel ittifaklar kurmak ve fakat onlara gereğinden fazla angaje olmamaktır.

2011 yılında yapılan seçimlerin ardından Türkiye’de siyasetin normalleşeceği varsayılıyordu...

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Türkiye’nin FETÖ ile mücadelesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'gerektiğinde İncirlik’in de Kürecik’in de kapatılabileceğine' dair açıklamaları beklendiği gibi hem Türkiye’de hem de yurt dışında önemli yankı uyandırdı. Doğrusu bu açıklama Türkiye’nin uzun zaman izlediği bağımsız dış politikanın doğal sonucunu yansıtıyor.

Barış Pınarı Harekâtı ile birlikte bölücü teröre karşı önemli bir başarı sağlanmış olsa da, terörle mücadelenin uzun geçmişi PKK terör örgütünün Türkiye’ye karşı bir araç olarak kullanılmaya devam edeceğini gösteriyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nca (SETA) düzenlenen "Üçüncü Yılında 15 Temmuz Darbe Girişimi ve FETÖ ile Mücadele" sempozyumunun, "Küresel Alanda FETÖ ile Mücadele" başlıklı oturumunda Maarif Vakfı Başkanı Birol Akgün yaptığı konuşmada, FETÖ ile yurt içi ve dışında eğitim ayağında yapılan mücadeleye değindi.

S-400’ler, F-35’ler ve Suriye konusunda bazı Amerikalı yetkililerin yaptığı açıklamalar, Washington’un Ankara ile ilişkiler konusunda rasyonel düzlemden uzak yaklaşım konusunda ısrar ettiğini gösteriyor.

17-25 Aralık’ta siyasete FETÖ’cü darbe girişiminin ardından FETÖ destekli tabela partileri ortaya çıkarıldı. Bunlardan biri de İdris Naim Şahin’e kurdurtuldu. Aynı dönemde farklı adlarla kurulan FETÖ destekli proje partilerinin adını, seçimden sonra kimse bir daha duymadı.

Cumhur İttifakı’nın beka söylemine karşı muhalefet bloku, 31 Mart’ın yalnızca belediye başkanları ve meclis üyelerinin belirleneceği bir seçim olacağını söylüyor. Dolayısıyla yerel seçimler üzerinden “beka” meselesinin konuşulmaması gerektiğini savunuyor.