17 Aralık ve Çözüm Süreci'ne Operasyon

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, son iki yılda 7 Şubat ve 17 Aralık krizlerinin çıkartıldığını belirterek, krizin çıkartanların, krizin çözüm verebilmesi için Çözüm Süreci'nin sabote edilmesi gerekliliğine inandıklarını belirtti.

Devamı
17 Aralık ve Çözüm Süreci'ne Operasyon
Diktatör Paranoyası

Diktatör Paranoyası

Türkiye'de siyaset mühendisliği yıllarca bir paranoya mühendisliği olarak işledi. Üretilen paranoyalar da siyasal alanı vesayet altına aldı, siyasal özneler çoğu kez rasyonalitelerini bu paranoyalara teslim etti.

Devamı

“Paralel yapı”, devleti vesayet altına almayı beceremedi ama öyle görünüyor ki “Cemaat”i yutmayı başardı. Böyle olmayabilirdi ama oldu.

Yargı sürecinin Türkiye'nin Gülen hareketi ile yaşadığı-yaşayacağı imtihanın en kolay kısmı olduğu unutulmamalıdır. Daha zoru, Gülen grubunun değişmeye-dönüşmeye direnip direnmeyeceği, daha doğrusu sivilleşme ve normalleşme kararı verip vermeyeceğidir.

Gülen ve takipçileri, toplumun, siyasetin ve devletin geçirdiği dönüşüme direnip kayıt-dışı bürokratik bir iktidar odağı olmakta ısrar ederek sonu Çağlayan Adliyesi'ne çıkan bir serüvene davetiye çıkardılar.

22 Temmuz operasyonu, hem emniyet içinde koordineli hareket eden bir ekibin varlığını hem de bu ekibin Gülen cemaatiyle organik bir ilişki içinde olduğunu gösterdi.

Fanatizmle Bir Arada Yaşanır Mı?

Gülen hareketi ya tekrar Türkiye merkezli hale gelecek ve sivilleşecek ya da yarı mistik -radikal bir cemaat olarak kamu vicdanında mahkûm edilecek.

Devamı
Fanatizmle Bir Arada Yaşanır Mı
Gezi Ruhu 17 Aralık'ta Öldü

Gezi Ruhu 17 Aralık'ta Öldü

Gezi'de sistematik bir başkaldırı metodolojisi uygulayarak hükümeti devirme işini üstlenenler acaba 17 Aralık Şebekesine meze olduklarını gördüklerinde neler hissediyorlar? Entelektüel namus acaba bu konuda birkaç kelam etmeyi gerektirmez mi?

Devamı

Erdoğan iktidarı boyunca Türkiye'nin sosyo-politik gerçekliği değişmiş ve siyasal merkez yenilenmiştir. Devlet ve toplum arasındaki mekanik düzlem ve toplumu devlet anlayışının karşısında ikincil konuma yerleştiren, toplumu disipline eden baskıcı anlayış dönüşmüştür.

CHP'nin toplumsal tabanı söz konusu olduğunda elde kalan en somut “asgari müşterek”, partinin “seküler yaşam biçimi”nin teminatı olarak tasavvur edilmesi. Bu tasavvur, CHP'nin siyasal aktörlüğe en yaklaştığı nokta.

Dış kamuoyunda üretilen haber iç kamuoyunda daha önceden oluşturulmaya çalışılan çeşitli algılar ve söylemler için nasıl, ne şekilde ve kimler tarafından dolaşımda tutulmaktadır?

Korkutucu olan, yerleştirilen “adam”ların, abilerinden aldıkları eğitim gereği, hiçbir şeyi hala sorgulamamaları ve dolayısıyla bundan sonra da gelecek komutla her an her şeyi yapabilecek otomatonlar olmaları.

Kamuoyunda ‘17 Aralık operasyonu' olarak adlandırılan olay 17 Aralık günü gerçekleştirilen adli-polisiye hikâyeden çok daha öte bir anlam taşıyor. 25 Aralık girişimi, TIR operasyonları, İHH soruşturması, Öcalan'ın 1999 yılındaki sorgulanmasından sızdırılan gizli montajlanmış görüntüler, Başbakan'ın yakınlarının ve çalışma arkadaşlarının sızdırılan telefon görüşmeleri bir paket olarak büyük bir operasyonun yapı taşlarını oluşturuyor. AK Parti hükümetinin dış politika duruşu ve Çözüm Süreci de bu paketin içinde hedefe konan başlıklar olarak göze çarpıyor. Çözüm Süreci yaşanan onca şeye rağmen geçtiğimiz yıla damgasını vuran en önemli gelişme olarak tarihteki yerini çoktan aldı. Tarihsel bağlamında Kürt meselesinin altın yılı olarak adlandırabileceğimiz süreçte BDP'nin azımsanmayacak katkıları oldu. Bu bilgiler ışığında, BDP'nin 17 Aralık tutumunu ve bu tutumun Çözüm Sürecine yansımasını bütün bu gelişmelerle birlikte değerlendirmek gerekiyor. 17 Aralık'ın genel anlamıyla Kürt meselesine özelde ise Çözüm Sürecine bakan yönünü kestirmek zor değil: ‘Çözüm Sürecinin sona ermesi ve PKK'nın silahlı mücadeleye tekrar başlaması'. 17 Aralık operasyonlarının resmi bülteni olarak işlev gören Bugün gazetesinin önce Demirtaş'ın özerklik açıklamasını sonra da PKK'nın yaptırdığı ‘şehitlik' haberlerini manşetten görmesi ve sızdırılan video kayıtları ile Öcalan'ın itibarsızlaştırılmasına yönelik girişimler bu kanıyı güçlendiriyor. Peki bu plan ne ölçüde mümkün olur?

AK Parti Türkiye'nin dönüşümünde muktedir olma konumuna geldiğinden itibaren sokakların ateşiyle imtihan edilir oldu. 2007 Cumhurbaşkanlığı krizi döneminde de meydanlar harekete geçirilmişti. Ancak o dönemde meydanların destekçisi olan Kemalist vesayet hâlâ güçlü bir direnç ortaya koyabiliyordu. Gezi olayları, AK Parti iktidarını seçim yoluyla ya da vesayetçi unsurların müdahalesiyle götüremeyeceğini anlayan çevrelerin öfkesini sokaklara taşımıştı. 17 Aralık denemesi ise devletin kritik kurumlarında odaklanan paralel yapının toplumsal bir sermayeyi AK Parti aleyhine çevirmesiydi. Kobani gösterilerinde ortaya çıkan şiddet ise yeni bir öfkenin tezahürü.

Medya, kendi sektörel ilke ve kurallarını belirleyip özdenetim standartları ve işleyişini oluşturmadıkça, doğan boşluğu medya dışı aktörler dolduracak.

O sabah piyasalar, Mayıs ayındaki FED dalgasıyla neredeyse eşzamanlı yaşanan Gezi örtüşmesine benzer bir sarsıntıya uyandığından habersizdi.

Kendinizi ayrıştırdınız, Müslümanların arasına karışmadınız. İçinden konuştuğunuzu iddia ettiğiniz Sünni İslam'ın kodlarıyla oynadınız. Kendinizi "seçilmiş" gördünüz. Siyaset oyununa dâhil olmadınız, siyaseti emrinize amade kılmaya çalıştınız.

17 Aralık, ülkenin ekonomik ve politik dinamiklerinin belirli grupların etkisiyle değişmeyeceğini göstermesi bakımından bir milattır.

14 Aralık'ı paralel yapının ve iç-dış müttefiklerinin yaptığı gibi salt bir intikam operasyonu veya özgür basına yönelik bir saldırı olarak resmetmek halkın zekasına hakaret etmek olduğu gibi vahim suçlamaların da aydınlanmasını engellemektir.