Türkiye-Avrupa İlişkileri Sorun ne

Türkiye-Avrupa İlişkileri: Sorun ne?

Türkiye ile Avrupa’nın önde gelen ülkeleri arasındaki ilişkiler son dönemde genellikle sorunlu bir şekilde gelişiyor. Özellikle Fransa ve Almanya ile ilişkilerin sorunlu olması meseleyi aynı zamanda AB ile Türkiye arasındaki sorun hâline getiriyor. Zira bu iki ülke AB’nin yönünü belirleyen ana aktörler.

Devamı

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, FETÖ ile mücadele konusunda yaşanan tartışmalar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Gerilime yönelmeden önce Türkiye'nin uzlaşma ve müzakere yolunu ısrarla denediğini unutuyorlar. Güç mücadelesine girmeden, maliyet ödemeden muktedir olunamayacağını, muktedir olmadan da düzen kurulamayacağını kabul etmiyorlar. Gezicilerin, FETÖ'nün ve PKK'nın yıkıcı emellerinin otoritenin ve güç ile karşılanmasının kaçınılmazlığını ıskalıyorlar.

Devamlılık ve kararlılık çerçevesinde şekillenen Pençe serisi harekatlar yurt içinde Kapan serisi operasyonlarla koordineli icra edilmektedir. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Kapan operasyonları terör örgütünün Türkiye içindeki yapılanmasını hedef almış, MSB uhdesinde yürütülen Pençe harekatları ise terör örgütüne yurt dışında darbe indirmeyi amaçlamıştır. Böylece siyasi anlamda demokratik normlar dahilinde sivil kontrol, hukukilik ve iş bölümü gibi ilkelere riayet edilmiştir.

5 Soru: Pençe-Kartal Harekatı | İstihbarat Odaklı Derin Harekat

Türkiye Pençe-Kartal Harekatı’nı neden ve nasıl icra etti? Pençe-Kartal Harekatı’nın askeri anlamı nasıl yorumlanabilir? Pençe-Kartal Harekatı’ndan PKK terör örgütü nasıl etkilenmiştir? Irak’taki Pençe-Kartal Harekatı’nın siyasi yorumu nasıl yapılabilir? Türkiye’nin Pençe-Kartal Harekatı sonrasında strateji tercihi nasıl okunabilir?

Devamı
5 Soru Pençe-Kartal Harekatı İstihbarat Odaklı Derin Harekat
Ayasofya yı Neden Tartışıyoruz

Ayasofya’yı Neden Tartışıyoruz?

Türkiye'nin Ayasofya'yı ibadete açma kararı alması durumunda bölgedeki rakiplerine ve özellikle büyük güçlere kendi kararlarını alabilen bir devlet olduğunu göstermiş olacak.

Devamı

Kılıçdaroğlu, yeni kurulan partilerin de içinde olduğu, muhalefetin ittifak potansiyelini feda etmek istemiyor.

George Floyd'un ırkçı polis şiddetiyle öldürülmesine tepkiyle ABD'de 140 şehre yayılan protestolar ve Başkan Trump'ın orduyu kullanma tehdidi "sokak" olgusunu yeniden öne çıkardı. Yeniden diyorum çünkü sokak hareketleri ile siyaseti şekillendirme arayışı sadece son 30 yılda bile birçok kez gündemi işgal etti. 1989'da Çekoslovakya'da başlayarak Doğu Avrupa'da etkili olan Kadife devrimler, komünist rejimleri sona erdiren bir demokratikleşme dalgası olarak görüldü. Çekoslavakya'nın bölünmesine sebep olsa da genelde Kadife devrimler barışçıl olmaları sebebiyle olumlu bulunur.

TEKRAR vekil transferlerini konuşuyoruz. CHP lideri Kılıçdaroğlu yeni kurulan partilere emanet vekil gönderebileceklerini söylüyor. Adı geçen partilerden bir ses yok. Ne münasebet millet iradesine yapılan bu hakareti kabul edemeyiz, demiyorlar. Çok iddialılar, iktidara yürüdüklerini söylüyorlar ama bu konu gündeme geldiğinde "biz teşkilatlanmamızı tamamlayıp seçimlere girme hakkını elde edeceğiz. Ayak oyunlarına ihtiyacımız yok" da demiyorlar. AK Parti ve MHP ise bu ayıbı engellemek için bir yasal düzenleme yapmayı tartışıyorlar. Meclis'in gündemine vekil transferlerini yasaklayan bir kanun değişikliği gelebilir.

Yeni kurulan partiler, bugüne kadar muhalefetin AK Parti ve Erdoğan için yaptığı her eleştiriyi sahiplendiler. Var olanın üzerine yeni bir eleştiri getirme ihtiyacı bile duymadılar. Peşine takılma siyaseti ile CHP destekli bir yol haritası üzerinden mevzi kazanmaya çalışıyorlar.

Kimse eşkıyalığı, vandallığı, hırsızlığı, yakıp yıkmayı, kundakçılığı, tacizi, küfrü, hakareti, cinayeti, saldırganlığı yağmacılığı, kaosu, vahşeti hatırlamak istemez. Gelecek nesillere kalacak olan kaldırım taşlarını sökmek değil taş üstüne taş koymaktır. Hayırla yad edilecek olan yıkanlar değil yapanlardır. Dükkanları yağmalayanlar değil alın teri ile üretenler hatırlanır. Tarihin seyrini eşkıyalar değil gecesini gündüzüne katıp çalışanlar değiştirir.

Ancak şu da bir vaka ki bir kere darbe musibeti yaşayan ülkeler bu musibetten kolay kolay kurtulamıyor. Darbeler sivil siyasi kurumların yerleşmesini, siyasetin normal seyretmesini engelliyor ve bu yönüyle kendisinden sonra gelecek darbelerin de önünü açıyor, kronik bir probleme dönüşüyor.

Yeni kurulan partilerin (GP ve DEVA) baskın bir erken seçim kararı ile seçime katılamaması etrafında polemikler yapılıyor. CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu, "kiralık milletvekili" vererek bunun aşılabileceğinin sözünü verdi bile.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 27 Mayıs darbesi ve ardından gerçekleşen idamların Türk siyasetine etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, 27 Mayıs darbesinin Türk siyasi tarihindeki yeri ve etkileri konusunda değerlendirmelerde bulundu.

27 Mayıs 1960 bu ülkenin kara bir lekesi, Cumhuriyet tarihimizin ilk darbesidir. Yaşattığı acılar ve katlettiği seçilmişler acı bir anı olarak zihnimizde duruyor.

Türkiye kendi yolunu çizecek bir iradeye sahiptir. İşte bu yüzden 27 Mayıs'ı anmanın hüznü, 15 Temmuz gecesinin zaferini kutlamanın onuruyla birleşiyor.

Akşener'in "HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırdığını" söyleyerek başlattığı tartışma, ittifakların geleceğini gündeme taşıdı. Kendisine manevra alanı açan Akşener, hem HDP'nin PKK terörüyle arasına mesafe koyamadığını hatırlattı. Hem de "üçüncü bir ittifak mı kuruluyor?" polemiklerini canlandırdı. Canlandırdı diyorum zira SP Genel Başkanı Karamollaoğlu Kasım 2019'dan itibaren "yeni ittifaklar kurulabileceği" görüşünde.

SETA Toplum ve Medya Araştırmacısı Ali Aslan, Türkiye’nin son yıllarda iç ve dış politikada izlediği politikaları değerlendirdi.