İkinci Turun Üç Bilinmeyeni ve Kılıçdaroğlu’nun Hesabı?

28 Mayıs'taki ikinci tur seçimlerinin üç önemli bilinmeyeni var. İlki, ATA İttifakı adayı Oğan ve Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ'ın tercihlerinin ayrışmasının seçmene etkisi. İkincisi, Kılıçdaroğlu'nun aşırı sağ söyleme savrularak sert ve negatif bir kampanya yürütmesinin nasıl bir karşılığının olacağı. Üçüncüsü, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun ittifaklarının oylarını ne ölçüde seferber edebileceği. Kuşkusuz Erdoğan birinci turda yüzde 49.5 alarak Kılıçdaroğlu'na 4 puanı aşan bir fark atmanın avantajı ile ikinci tura giriyor. Yine Cumhur İttifakı'nın Meclis'te çoğunluğu elde etmesi Erdoğan'ın yarıştaki diğer bir üstünlüğü. Ve Erdoğan'ın partisine ve seçmenine sıklıkla rehavet uyarısında bulunması rakibini açık farkla yenmek istemesiyle ilgili. Yine de her seçimin kendi dinamikleri ve tercihleri olur. Rakip küçümsenmeye gelmez.

Devamı
İkinci Turun Üç Bilinmeyeni ve Kılıçdaroğlu nun Hesabı

28 Mayıs İkinci Tur Seçimleri

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, TRT 1 ekranlarında yayınlanan Enine Boyuna programında, 14 Mayıs seçimlerinde seçmenin verdiği mesaj ve siyasete yansımaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Oğan’ın Kararı İkinci Turu Nasıl Etkiler?

ATA İttifakı adayı Sinan Oğan dün, ikinci turda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıkladı.

Devamı
Oğan ın Kararı İkinci Turu Nasıl Etkiler
Kılıçdaroğlu'nun Söylem Değişimi Seçmende Güvensizliği Arttıracaktır

Kılıçdaroğlu'nun Söylem Değişimi Seçmende Güvensizliği Arttıracaktır

SETA Siyaset Araştırmacısı Mert Hüseyin Akgün, 24 TV ekranlarında yayınlanan 24 Özel programında, 14 Mayıs seçimlerinin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun değişen söylemi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

14 Mayıs 2023’te gerçekleşen cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin Türkiye’nin hem iç hem de dış politikalarına birçok önemli yansımaları gözlemlenebilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın küresel sistem ve buna bağlı sorunlara yaklaşımı dikkate alındığında seçimlerin küresel sistem açısından da önem arz ettiği söylenebilir.

Geçmişe kıyasla her ne kadar iyi yönde bir ilerleme olsa da siyasi partilerin listelerinde kadınlara ve gençlere verdiği yer yetersizdir. Bu bağlamda partilerin toplum dinamiklerinin meclise taşınabilmesi adına daha güçlü adımlar atması önem arz etmektedir.

Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kapsamında, cumhurbaşkanının %50+1 oy oranı ile seçilmeye devam edildiği sürece milliyetçi partiler kazanabilen ittifakların bir unsuru olmaya devam edecektir. Ancak önümüzdeki dönemde farklı milliyetçilik yaklaşımları arasında rekabet kızışacaktır. Birleştirici milliyetçilik ile ayrıştırıcı ve ötekileştirici milliyetçilik çizgisi arasındaki rekabet artarak devam edecektir.

14 Mayıs seçim sonuçları, Türk siyasal tarihinin dönüşümüne dair önemli çıktılar sundu ve muhtemelen önümüzdeki beş yıllık dönemi şekillendirecek ölçüde etkiler yaratacak. Mevcut sonuçların pekişmesi ve Türkiye'nin geleceğini nasıl şekillendireceğini ise tam olarak 28 Mayıs'ta görmüş olacağız.

Erdoğan ve Cumhur İttifakı blokunun beklenmeyen bir hata yapmadığı ve kendi seçmenini tekrar sandığa götürmeyi başardığı senaryoda ikinci turda cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması kuvvetle muhtemeldir. Bu noktada “şapkadan tavşan çıkarması” gerekenler Kılıçdaroğlu ve muhalefet blokudur.

14 Mayıs seçimlerinin Millet İttifakı açısından yenilgiyle sonuçlanmasının ardından Kılıçdaroğlu masaya yumruğunu vurarak daha sert, maço ve öfkeli bir dil kullanacağının işaretini verdi.

Erdoğan, kendisinden önceki çoğu liderin aksine yurt dışında yaşayan Türkleri, hiçbir zaman bir oy ya da döviz deposu olarak görmedi. 14 Mayıs seçimlerine giden süreçte de AK Parti yayınladığı seçim beyannamesinde yurt dışındaki Türklere yönelik somut ve ayağı yere basan vaatlerde bulundu. Seçmenin Erdoğan'a ve AK Parti'ye gösterdiği teveccüh bir rastlantı ya da sürpriz değildir.

Seçmeni sandığa götürmek ve sandığa sahip çıkmak ikinci turun en kritik meselesi.

Moderatör : Murat Yeşiltaş, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, SETA

Bu analiz 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan seçimleri analiz etmeyi amaçlamaktadır. Buna paralel olarak ikinci tura kalan ve 28 Mayıs tarihinde gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik bir perspektif sunmaktadır.

14 Mayıs’ta gene tarihi bir gece yaşadık. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 milyonun üzerinde aldığı oy rakamsal olarak bugüne kadarki en yüksek oy miktarını temsil ediyor. 5 milyon yeni seçmenin kendisi için handikap olacağı, seçmendeki ‘yeter artık’ hissiyatının muhalefete farklı bir zafer kazandıracağı ve ekonomik sorunların iktidar değişikliğini garantilediği gibi tezlerin sonuçlara yansımadığını gördük. Muhalefet ortaklarının aralarında yaşadığı sorunlar, ortak bir program ortaya koyulmasına karşın net bir mesaj ortaya koyulamaması ve mesajın taşıyıcısı aday Kılıçdaroğlu’nun büyük kitleleri ikna konusunda yaşadığı sorunlar seçimin kaderini belirledi. İlk turun getirdiği güçlü psikolojik üstünlük sayesinde ikinci turda Erdoğan’ın daha fazla oransal üstünlük sağlayarak kazanmasını sağlayacaktır.

21 yıllık iktidarın yüküne rağmen AK Parti 35'in üzerinde oy alırken Cumhur İttifakı yüzde 50'ye ve Meclis çoğunluğuna ulaştı. Erdoğan, ikinci tura çok rahat gidiyor. Yine MHP'nin yüzde 10, Yeniden Refah'ın 2.8 ve BBP'nin yüzde 1 alması Erdoğan ile birlikte hareket eden partilerin kazandığını gösteriyor. Erdoğan'ın yeni zaferi sadece kendisinin önceki seçim başarılarıyla yarışıyor.