Millet İttifakı Umduğunu Neden Bulamıyor

Millet İttifakı Umduğunu Neden Bulamıyor?

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin günlük meseleleri hakkındaki Cumhurbaşkanı Kararları’nı dahi beş genel başkanın onayıyla verebilecek. Dolayısıyla günün sonunda Millet İttifakı konsensüs arayışından icraat üretmeye fırsat bulamayabilir. Zaten koalisyonların -bir de zayıf liderliklerle birleşirse- en önemli dezavantajlarından biri birlikteliği korumak için icraatın niteliğinden taviz vermek zorunda kalmasıdır.

Devamı

Web Panel: Yurt Dışında 14 Mayıs Seçimleri

HDP (YSP) öncülüğündeki Emek ve Özgürlük İttifakı, Kemal Kılıçdaroğlu'na desteğini açıkladı. Malumun ilamı olsa da bu desteğin gerekçesi "Türkiye siyasi tarihinin en önemli seçiminde faşizme karşı zafer elde etmek" olarak belirtildi. Bu açıklamanın Kandil'deki PKK elebaşlarının birbiri ardına Millet İttifakı'nı ve Kılıçdaroğlu'nu desteklediklerini açıktan söylemelerinden sonra gelmesi dikkatlerden kaçmadı. 

Sonuç fark etmeksizin, 2023 seçimleri sonrasında kamuoyunda tartışılacak en önemli konuların başında siyasal sistem gelmektedir. Öyle ki gerek Cumhur İttifakı, gerekse muhalefet blokunun seçim sonrası planlarında ağırlıkları değişmekle birlikte siyasal sistem reformu veya değişikliği önemli yer tutmaktadır.

Verilerle Türkiye'de gençlik.

Birinci Tur, İkinci Tur ve Seçim Sonrası Senaryoları

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu arasındaki rekabette birinci turda kazanma iddialarının ve keskinleşen söylemlerin yükselişine tanık oluyoruz.

Devamı
Birinci Tur İkinci Tur ve Seçim Sonrası Senaryoları

Seçim kampanyaları son 19 güne girdi. Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da 14 Mayıs seçimlerini kazanacağı özgüveniyle propaganda ve mitinglerini sürdürüyor. Anket şirketleri her iki ana ittifakın da "biz kazanacağız" söylemine uygun anketleri kamuoyu ile paylaşıyor. Bu da seçim yarışını daha iddialı ve gergin hale getiriyor.

Web Panel: Seçimlere Doğru Seçmen Davranışları

2023 seçimlerinde partilerin gelecek vizyonları, aynı zamanda değişimden ne anladıkları ve değişimi nasıl yönetecekleri ile ilgili ortaya koydukları perspektifle anlaşılacak.

Dış politikada 21 yılın muhasebesi yapıldığında başlangıçla bugün arasında muazzam farklar olduğu hemen görülebilir.

Terör örgütleri kendi siyasi-ideolojik alanlarını genişletmeyi değerli görür. Gündemde olmayı kıymetli bulurlar.

Kılıçdaroğlu "Kürtler" ve "Alevi" başlıklarıyla iki video yayınladı. İlkinde "3-5 oy için milyonlarca Kürt'e terörist muamelesi yapıldığı" suçlamasında bulundu. İkincisinde ise kendisinin "Alevi" olduğunu belirterek gençleri "Alevi olmaz diyen… bu ayrıştırıcı sistemi kökünden yıkmaya" çağırdı.

Türkiye artık iyiden iyeye seçim sathına girmişken, siyasi pozisyonlar da ittifaklar altında kampanyalarını yürüterek seçimlerden kendi adlarına zaferle çıkmanın gayretinde. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı diğer yanda ise Meclis seçimleri için büyük bir mücadele söz konusu. Buraya kadar olağan şekilde tanımlanabilecek süreçte, ilginç ve üzerinde durulması gereken hususlardan biri HDP ve yedek parti olarak teşkil edilen Yeşil Sol Parti’nin (YSP) Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı ile kurduğu angajman. PKK/KCK’nın legal alandaki siyasal uzantısı olan HDP/YSP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, çeşitli müzakereler sonrasında aday çıkarmama ve Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı dikkate değer. Ancak tamamlayıcı diğer bir gelişme ise PKK/KCK terör örgütünün tüm gücüyle seçim sürecine asılması. Doğası itibarıyla meşru siyasal sistem ve seçim süreçlerine uzak kalması gereken bir terör örgütü adeta siyasi kampanya yürütmeye başlamış durumda.

Millet İttifakı partilerinin ve adayları Kılıçdaroğlu'nun boş bıraktığı alanı YSP (HDP), TİP ve CHP destekçisi medya dolduruyor.

Web Panel: Seçimlere Doğru Millet İttifakı

Serbest ve dürüst seçimler, demokrasinin en temel unsurudur. Bir rejime demokratik niteliğini kazandıran birden fazla siyasi partinin hür bir rekabet ortamında yarıştığı genel oya dayalı seçimlerdir. Şüphesiz günümüzün çoğulcu demokrasileri sandıktan ibaret değildir. Seçimle iş başına gelse dahi siyasi iktidarların denge ve denetleme mekanizmalarıyla sınırlandırılması, gücün kuvvetler ayrılığı prensibiyle dağıtılması, bağımsız yargının temel hak ve özgürlükleri koruması liberal demokrasilerin vazgeçilmez koşullarıdır. Ama bütün bunlar demokrasinin en karakteristik niteliği olan seçimlerin önemini azaltmaz.

Türkiye siyaseti geçmişten bugüne dönemlendirildiğinde, tarihsel atıflardan daha çok döneme damgasını vuran liderlerle isimlendirir. “Atatürk dönemi”, “Menderes dönemi”, “Erdoğan dönemi” dendiğinde bu liderler, kendi dönemine damga vurduğu için bu isimlendirmeyi hak ederler.

Sosyal medyanın diğer bir etkisi tüm kullanıcıların kendi görüşlerini hiçbir filtreye takılmadan anlık olarak kamuoyuna aktarabilmelerinde yatıyor. Sosyal medyanın demokratik gücü de buradan geliyor. Geleneksel medyada sesini duyuramayanlar için görüşlerinin yer bulabileceği güçlü bir mecra olarak tanımlanıyor. Ancak yapılan araştırmalar her görüşün filtresiz olarak yayınlanmasının aynı zamanda aşırılıkçı görüşlerin, nefret söyleminin ve ayrımcılığın da bu mecralarda yaygınlaşması ve hakim hale gelmesi sonucunu doğurduğunu vurguluyor.