Erdoğan, geri kabul konusunda Türkiye'ye muhtaç olan AB'nin Türkiye'yi terörle mücadele konusunda sıkıştırmasının kabul edilemezliğini vurguladı. Bu vurgular Türkiye- AB ilişkilerindeki gerginliğin açık tezahürleri.
Devamı
AB'de bir sızma başladı. Dolayısıyla AB üyeliği konusundaki sorgulamalar ve AB'ye dair kurumsal kuşkular artacak.
Devamı
Türkiye'nin demokrasisini eleştirmekte fayda gören Batı başkentlerinin kriz içine giren kendi "medeniyet değerlerini" korumalarının yolu Müslümanlar ve Türkiye ile birlikte çalışmaktan geçiyor. Cebelleşmekten değil.
Karşılaştıkları mülteci sorununu çözme konusunda acze düşen AB ülkeleri meselenin kendilerine ve Avrupa'daki birlik fikrine daha fazla zarar vermesine izin vermek istemedikleri için Ankara'nın kapısını çaldılar.
Eğer parlamenterler Türkiye'nin geri kalan beş kriteri sağlamak konusundaki iyi niyetine ikna olmazsa süreç en başa dönecek. Yani Türkiye ile Komisyon arasında yeni bir yol haritası çizilmesi gerekecek.
Amsterdam’da hendekler açılsa, Berlin’de öz yönetim ilan edilse, Londra’ya ağır silahlar yığılsa ya da terörden bizim canımızın yandığı kadar canları yansa AB ülkeleri toplu imha silahları kullanacak seviyeye gelirdi.
Türkiye'nin vizelerin kaldırılması için bir sınavdan geçmesi gerektiği gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Oysa ki, buradaki asıl sınav Avrupa ülkelerinin Suriye sınavıdır.
Devamı
Avrupalı siyasetçiler her ne kadar Müslümanlarla değil cihatçı ve teröristlerle savaştıklarını söyleseler de, bu söylem ne yerel ne de küresel kamuoyunda yeterince etkili olamadı.
Devamı
AB'de Türkiye'nin üyeliğine şüpheyle yaklaşan ve imtiyazlı ortaklık öneren bazı aktörlerin bu konuda bir paradigma değişikliğine gittiklerini iddia etmek için henüz çok erken olduğu açıktır.
Türkiye-AB Zirvesi ile birlikte gündeme gelen vize serbestisine geçiş sürecini SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörlüğü’nden Mehmet Uğur Ekinci değerlendirdi.
Vuku bulan herhangi bir gelişmenin, kendi gerçekliği içinde konuşulmasını engellemek bunlar için bir başarı kriteri. Ne var ki bu tutum iki şeye zarar veriyor: siyasete ve müzakere kültürüne.
Enes Bayraklı, Avrupa'da mülteciler konusunda baskı ve panik havasının hâkim olduğunu, iç kamuoyunda müthiş bir mülteci karşıtlığı bulunduğunu ifade etti.