Türkiye'de yaşayan ve siyasetle bir biçimde hemhal olan bizler bürokratik oligarşinin seçimlerden önce yüzünü gösterip siyasete, siyasetçilere ayar vermeye çalıştığını biliriz.
Devamı
2014'te gerçekleşen ekonomik büyümenin kaynağı nedir? Ekonomik büyüme oranına bakıldığında Türkiye'nin dünya sıralamasındaki yeri nedir? 2015 yılında Türkiye'nin atması gereken adımlar nelerdir?
Devamı
28 Şubat'ta Dolmabahçe'de yapılan çözüm süreci açıklamasının ardından muhaliflerin 'ihanet' söylemlerinden ve 'seçimle korkutma' stratejilerinden vazgeçmesi ve konuyu bir seçim yatırımı olarak lanse etmesi önemli bir normalleşme göstergesidir
17-25 Aralık operasyonlarının takiben 28 Ocak 2014'te faizlerin bir gecede yüzde 5,5 birden artırılması kararı ve TCMB Başkanı'nın iyi niyetle de olsa, faiz ve kur seviyeleri hakkında tutarsız tahminlerde bulunması kurumsal kredibiliteyi zedeleyen adımlar olarak algılandı.
Demokratik güçler ile vesayet güçleri arasındaki çatışmanın bu noktasında yürütmedeki mevcut çarpık kurumsallaşmanın tartışılması, yürütmede birliğin sağlanması için kapsamlı bir kurumsal reform süreci başlatılması gerekiyor
AK Parti karşıtı siyasi söylem seçimlerden epey bir zaman önce yoğun bir biçimde neden tedavüle sokuldu?
Her kurucu misyon yeni bir dili kitlelere taşımak durumunda... Şimdilerde Başbakan Davutoğlu'nun "restorasyon" diyerek katkı yaptığı yeni Türkiye söylemi hegemonik bir siyasetin dili olma yolunda.
Devamı
10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sonuçları her seçim gibi üzerinde durulması gereken muazzam sosyolojik tahlillere imkân sunan bir veri seti sundu. Birçok açıdan ilklere sahne olan bu seçim, aynı zamanda ülkenin içinden geçtiği dönemin de siyasal sağlaması denilebilecek bir resim sundu. Genelde, seçmen her zaman olduğu gibi topluma yeni bir şey sunan esaslı siyasete, istikrarlı bir değişime ve daha da önemlisi Çözüm Süreci'ne verdiği desteği yeniledi. Bu üç referans noktası ülke siyasetinin geleceği açısından olmazsa olmaz kaideler olarak yerini aldı. Özelde ise seçim sonuçları her siyasi partinin tabanın isteklerine, beklentilerine ve reflekslerine dair ders niteliğinde mesajlar içermektedir. Bu yüzden, Türkiye siyaseti adına söyleyecek lafı olan siyasi partilerin bu sonuçları ayrıntılı bir şekilde analiz etmesi gerekmektedir. 10 Ağustos seçiminden sonra yapılan analizler, işini özenli bir şekilde yapan birkaç isim dışında, şaşırtıcı bir şekilde ‘kazananlar enflasyonu' yaratmanın ötesine geçemedi. Bu yaratılan ‘kazananlar enflasyonu'ndan kasıt tabii ki Demirtaş'ın aldığı oylar üzerinden yapılan güzellemeler. Demirtaş'ın aldığı oyların sosyolojik zemininin peşine düşmek HDP'nin geleceği hakkında çizilecek resmin daha da netleşmesini sağlayacağı gibi, seçim kampanyası boyunca nelerin doğru ve nelerin yanlış yapıldığının sağlıklı bir muhasebesi için de muazaam bir imkân sunacaktır.
Devamı
Gazi Mustafa Kemal'in mirası dönüştürülerek Erbakan'ın arayışı ile sentezleniyor. Cumhuriyet sadece dönüştürülmüyor tarihi de yeniden yazılıyor. Bu, hem Cumhuriyet'in birikimi ile hem de İslamcılıkla hesaplaşma aslında.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Hükümet ve Parti arasında kurulması kuvvetle muhtemel uyumlu çalışma ortamı da önem arz ediyor. Bu yönüyle AK Parti, gerekten de bir restorasyon, inşa ve ihya imkanıyla karşı karşıya.
SETA Siyaset Araştırmacısı Galip Dalay, AK Parti'nin siyaset biliminde ‘hâkim parti' kategorisine dâhil olan bir parti olduğunu kaydederek, hâkim parti kavramının demokratik bir kavram olması nedeniyle, ‘tek parti' kavramından ayrıştığı
Sistemi oluşturan, toplumu var eden, iktisadı şekillendiren, siyaseti dönüştüren aktörlerin ve dinamiklerin hala bir kısmı ciddi eş zamanlama krizleri yaşamaya devam ediyorlar.
Yeni dönemde Türkiye ekonomisinin yönlendirilen değil yön veren özelliğini koruması, Türkiye'ye karşı eski tutumun değişmesine ve Türkiye için yeni bir algı oluşmasına öncülük edecektir.
Önümüzdeki dönemi yeni kılan ve siyasi partilerin siyaset kurgularını değiştirecek en önemli dinamiklerden biri, Erdoğan'ın boşalttığı alanın muhalefet tarafından nasıl doldurulacağı olacak.
10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimleri de Erdoğan'a siyasal misyonunu tamamlama fırsatı sunuyor. Seçim zaferi ile Erdoğan yeni Türkiye'yi kuracak siyasi lider olduğu gerçeğini tahkim etti.
Seçim kampanyasının sönük geçmesini sağlayan ilk etken, hem muhalefette hem de AK Parti'de “sonucu belli seçim” algısının erken oluşması oldu. Bu algıyı büyük oranda, 30 Mart seçim sonuçları doğurdu.
Analizde, 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılacak 12. Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından aday gösterilen Selahattin Demirtaş'ın adaylığı ve adaylığının siyasal anlamı değerlendirilmektedir.