Kitapta 21. yüzyılda iz bırakmış Afganistan meselesi farklı ülkelerden akademisyenler ve gazetecilerin perspektiflerinden ele alınmaktadır.
Devamı
Biden iktidara gelir gelmez 'Amerika geri döndü' dese de bunu hayata geçirdiğini söylemek zor.
Devamı
Bu analizde Afganistan’ın siyasi, ekonomik ve toplumsal konumu ile birlikte Çin’in Afganistan politikası ve ikili iş birliği imkanları incelenmektedir.
Türkiye gibi iddialı bölgesel güçlerin jeopolitik boşluk alanlarında kendi bağımsız otonom politikalarını oluşturması kaçınılmaz. Bu yeni gerçekliğe ne ölçüde uyum sağlayabildiğinin test alanlarından önde gelen birisi de Türkiye ile ilişkilerin seyri olacak.
Bu analizde Ortadoğu ve Orta Asya’daki siyasi, ekonomik ve güvenlik dengeleri açısından en belirleyici aktörlerden biri olan İran’ın Afganistan siyaseti mercek altına alınmaktadır
Türkiye, uluslararası sistemin gidişatına dair söyleyecekleri olan ve bu fikirleri kamusal ortamlarda ifade etmekten çekinmeyecek bir lider profiline de sahiptir. Birçok uluslararası aktörün içe kapanma eğiliminde olduğu bir dönemde Türkiye'nin yapıcı eleştirileri ve krizleri çözmeye dair girişimci ve insani diplomasi yaklaşımı zamanla hak ettiği konuma gelecektir.
BM'nin uluslararası sistemin etkili bir aktörü olabilmesi için öncelikle ABD'nin BM kararlarına saygı göstermesi gerekmektedir. Ayrıca, son dönemde ciddi bir güven kaybı yaşayan ABD'nin bu güven krizinden çıkış yolu Genel Kurul konuşmalarından ziyade bundan sonra izleyeceği siyasetler ile mümkün olabilir.
Devamı
Bu analizin amacı Rusya’nın Afganistan politikasını belirleyen temel dinamikleri ve bölge siyasetindeki kırmızı çizgilerini ortaya koyarak çekilme sonrası benimseyeceği stratejiyi ve bu stratejinin başarı ihtimalini incelemektir.
Devamı
ABD'nin Afganistan ve Irak işgallerine sebep olan 11 Eylül saldırıları 'Amerikan hegemonyasının sona ermesinin başlangıcı' olarak görülmüştü. Şimdi Afganistan çekilmesi de '11 Eylül ile başlayan dönemin bitişi' olarak niteleniyor.
Afganistan farklı radikal unsurlara ve terör örgütlerine ev sahipliği yapmaya devam edecek gibi görünmektedir. Sovyet işgalinden bu yana yabancı savaşçıların mekanı olan Afganistan, gelecekte de şiddet kullanan devlet-dışı aktörlerin faaliyet alanı olarak kalacak gibi. Bu gruplar hem Afgan halkına tehdit oluşturacaklar hem de dış aktörlerin ülkeye müdahalesine vesile olacaklardır.
ABD'nin yeni bir terörle mücadelesi stratejisine ihtiyaç duyuyor. Bunu başaramazsa önümüzdeki yıllarda da 11 Eylül'ün hayaletiyle yaşamaya devam etmek zorunda kalacak.
ABD'nin ve Batı'nın stratejik üstünlüğünü kaybetmemek için küresel güç rekabetine odaklandığı bir dönemde yeni savaşlar dönemine kapı aralayabilir. Söz konusu yeni dönem, 11 Eylül sonrasında çok daha çetin ve kanlı geçebilir.
Analizde Suudi Arabistan, BAE ve Katar’ın Afganistan politikaları incelenmektedir. Üç ülkenin farklı yoğunlukta olmakla beraber temkinli pragmatist bir Afganistan siyaseti izlediği görülmektedir
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 60. sayısı çıktı.
Afganistan'daki hezimet ve kaos görüntülerinden sonra Tayvan, Güney Kore ve Ukrayna'daki müttefiklerinin ABD'ye yönelik güvenleri ciddi şekilde sarsılmış olmalı. Öyle görünüyor ki ABD Afganistan'da sadece askerlerini değil aynı zamanda itibarını da kaybetti.
Taliban'ın nasıl bir yönetimin kuracağı, Afganistan'ın geleceği açısından oldukça önemli. Tamamen kapalı bir rejimin kurulması Afganistan'da var olan sorunları daha da derinleştirebilir.
DEAŞ saldırısının gösterdiği bir diğer realite, Taliban'ın bile istikrar ve güvenliği sağlayamadığı Afganistan daha büyük bir insani trajediye sürüklenebilir.
Afganistan başkentinde meydana gelen patlamalar, ülkenin geleceğine dair endişeleri artırdı. Prof. Dr. Ferhat Pirinççi ile hem Taliban dışındaki silahlı örgütleri hem de ülkenin geleceğini nelerin belirleyeceğini konuştuk.
Taliban sözcüleri Türkiye'ye karşı dikkatli dil kullanarak 'yeniden inşa ve yatırımlar' konusunda destek beklediklerini söylediler. Ancak Türk askeri dahil tüm yabancı kuvvetlerin çekilmesinde ısrarcı oldular.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran ile Afganistan'da Batı desteği ile kurulmuş rejimi deviren Taliban'ın ülkeyi yönetmek için neleri göze alması, neleri başarması gerektiğini konuştuk.
Afganistan krizi bir kez daha Avrupalı aktörlerin küresel jeopolitik krizler karşısında ne derece çaresiz olduklarını ortaya koymuştur.