Amerikan halkı, seçime haftalar ve günler kala yaşanan büyük olayların siyasi yarışın seyrini veya en azından havasını değiştirmesine yabancı değil.
DevamıGeçtiğimiz 7 Ekim, İsrail'in Gazze'ye en ağır silahlarıyla saldırmaya başlamasının birinci yıldönümü idi. İsrail bu bir yıl içerisinde 41 binin üzerinde Filistinli sivili öldürmüş, 100 bine yakınını yaralamış ve 1,5 milyondan fazla Gazelli Filistinliyi yaşadıkları evlerden-kasabalardan sığınma kamplarına sürmüştür. Eşine az rastlanır bu caniliğin durdurulması için uğraşan Türkiye gibi ülkelerin çabalarına rağmen, İsrail'in yanındaki Batı koalisyonun bütün insani değerleri hiçe sayarak verdikleri destek, İsrail'in daha da pervasızlaşmasına yol açmış ve açmaya da devam etmektedir.
DevamıElon Musk, neden Trump’a destek veriyor? Biden-Netanyahu ilişkisine dair Beyaz Saray’dan basına neler sızdırıldı? ABD’de haftanın gündemini, Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat anlatıyor.
Tam bir yıl önce bu hafta bir toplantı için Ankara’daydım. Hamas’ın 7 Ekim saldırıları gerçekleşince Filistin meselesi toplantı günde-minin ana maddesi haline gelmişti. İsrail’in derin bir güvenlik zaafı içinde olduğu ortaya çıkmış ve Hamas’ın bu hamlesinin zamanlaması tartışılıyordu. İsrail’in orantısız karşılık vereceği konusunda görüş birliği vardı. İsrail-Hamas savaşının yeni bir aşamaya geçeceği açıktı ve çatışma sonrasında siyasi çözüm için yapılması gerekenler konuşuluyordu. Bir yıl sonraki duruma baktığımızda İsrail’in Hamas’la çatışmaya girmenin ötesinde Gazze’yi yaşanmaz hale getirerek ve çatışmayı diğer ülkelere taşıyarak “sürekli savaş’’ moduna geçeceği pek de tahmin edilememişti.
Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, "Tüm dünya iki devletli çözümü konuşurken tek başına İsrail, bu çözümü yok etmeye, öldürmeye ve katletmeye çalışmaktadır."
Son yıllarda üniversite sayılarının artması ve yükseköğretimin kitleselleşmesi üzerinden yürüyen bazı tartışmalar var. Yükseköğretimin kitleselleşmesinin kaliteyi düşürdüğüne yönelik argümanlar önemli bir yekûn teşkil ediyor.
TEKNOFEST, Türkiye’nin savunma sanayi alanında kaydettiği atılımı hem genç nesillerle buluşturmak hem de söz konusu atılımı uzun vadeye yaymak bakımından önemli işlevini gerçekleştirmeye devam ediyor.
Devamı7 Ekim 2023 sabahı erken saatlerde Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları öncülüğünde başlayan Aksa Tufanı Operasyonu, Filistin'in direniş tarihinde yeni bir aşamaya geçiş anlamına geliyordu. Bu aynı zamanda işgal devletine, tarihinin en büyük meydan okumasıydı. Tüm dünyanın gündemini bir anda sarsan bu gelişme, bölgesel ve küresel sistemde tetiklediği fay hatlarıyla büyük bir kırılmaya yol açtı. İşgal devletinin küresel alanda inşa ettiği mitleri yıkan ve dokunulmazlığını sorgulamaya açan Aksa Tufanı, Siyonist yönetimin hegemonik söylemini de büyük oranda sona erdirdi.
DevamıMuhalefet medyası ve CHP içinde farklı hizipler, son günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik baskılarını artırdılar. Baskının nedeni, normalleşme siyasetini devam ettireceğine yönelik açıklamaları, MHP lideri Devlet Bahçeli ile ayak üstü sohbet etmesi ve dış politika konularında daha mutedil bir siyaset izlemesi...
Bütün dünya gibi aslında İran da 7 Ekim'e hazırlıksız yakalandı. Kassam Tugayları operasyon öncesi en çok destek aldığı ülkenin yetkililerine haber vermemeyi tercih etmişti. Geçen bir senenin ardından belki de bu kararın stratejik önemi daha iyi anlaşıldı. Zira İran, İsrail'e karşı birbiri ardına akıl almaz istihbarat ve güvenlik zafiyetleri gösterdi. Önceden haberi olmamasına rağmen Aksa Tufanı'nı mümkün kılan koşulların hazırlanmasında İran'ın payı yadsınamaz. Ve 7 Ekim sonrasında da İran, Hamas'a yönelik siyasi ve askeri desteğine devam etti.
Bu hafta ABD Başkanlık seçimlerini ve hükümetin ve adayların İsrail’e desteğinin etkilerini, Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat ile konuştuk.
İran İsrail’e karşı gerçekleştirdiği füze saldırısıyla Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesinin cevapsız kalmayacağını göstermeye çalıştı. Aynı zamanda saldırının belli bir süreyle sınırlan-dırılması ve muhtemelen Amerikan tarafına da bildirilmiş olması, İran’ın tam bir savaştan kaçındığına işaret ediyor. Bir yandan İsrail’in bir süredir kışkırtmaya çalıştığı topyekûn savaştan uzak durmaya kararlı görünen İran, bir yandan da İsrail’in oluşturmaya çalıştığı tam hareket özgürlüğünü sınırlandırmaya çalışıyor. İran’ın füze saldırısını nükleer altyapısını yok etmek için fırsata çevirmek isteyen İsrail ise Washington’ı ikna etmekte zorlanıyor. BM kürsüsünden Ortadoğu’da ulaşamayacakları bir hedef olmadığı tehdidini savuran Netanyahu, hem Hizbullah hem de İran’a karşı şiddeti tırmandırma stratejisinden vazgeçmeyecek görünüyor.