Podcast: Eğitim, Göç ve İşgal Ekseninde Kadınlar

Eğitim, Göç ve İşgal Ekseninde Kadınlar


Devamı
Podcast Eğitim Göç ve İşgal Ekseninde Kadınlar
SETA Genel Koordinatörü Duran ADF Türkiye'nin Ortaya Koymaya Çalıştığı Diplomatik

SETA Genel Koordinatörü Duran: ADF, Türkiye'nin Ortaya Koymaya Çalıştığı Diplomatik Aktivizmin Çok Önemli Bir Örneği

ADF, Türkiye'nin bölgede istikrar kurma, güvenliği sağlama ve işbirliğini arttırma hedefinin Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan'ın 2023 beyannamesinde ortaya koyduğu ve Türkiye Yüzyılı olarak da söylediği çabaların çok önemli bir göstergesi olarak, bir aktivitesi.


Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 88. sayısı raflarda yerini aldı.

Antalya Diplomasi Forumu için dün Antalya'daydım. 147 ülkeden gelen siyasetçilerin, diplomatların, akademisyenlerin, gazetecilerin ve düşünce kuruluşu temsilcilerinin katıldığı forum dünyanın önde gelen forumları arasında saygın bir yere yerleşti. Forum, Rusya-Ukrayna savaşının üçüncü yılına girdiği ve İsrail'in Gazze'de katliamlarına devam ettiği günlerde "krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak" teması ile toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, forumdaki konuşmasında "21. yüzyılın buhranlar çağına dönüşmesinden" duyduğu üzüntüyü anlattı: "Herkesin diline pelesenk ettiği 'kural temelli uluslararası düzen' anlamını ve ağırlığını kaybetmekte, bir slogandan öteye geçememektedir."

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı (Divan) önüne ilk kez 2003 yılında, BM Genel Kurulu'nun bir danışma görüşü talebi bağlamında çıkmıştır. BM Genel Kurulu 8 Aralık 2003 tarihinde aldığı karar ile "İşgal altındaki Filistin topraklarında İsrail'in duvar inşasının hukuki sonuçlarının ne olduğuna dair" Divan'dan hukuki görüş talep etmiştir.

Milli Muharip Uçak Projesi’nin geliştirme süreci nasıl başladı? Milli uçak KAAN’ın teknik özellikleri nelerdir? KAAN, Türkiye’nin muharebe kapasitesini nasıl artıracak?

Michigan’dan Biden’a Filistin Resti, Trump’a Merkez Uyarısı

Arap ve Müslüman seçmenin Kasım 2024 başkanlık yarışında kritik etki yaratabileceği eyalet olan Michigan’da yapılan ön seçimlerde Biden’a net bir Filistin mesajı verildi. Salıncak eyaletlerden biri olan Michigan’da 2016 yılında Trump 11 bin oy farkla Clinton’ı yenmişti. Bu hafta salı günü yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde 100 binin üzerinde seçmenin Biden’a karşı ‘bağlantısız’ opsiyonuna oy vermesi Başkan’a kritik bir uyarı teşkil ediyor. Ön seçim öncesinde başlatılan ‘Biden’ı terk et’ kampanyasının son derece etkili olduğu görüldü. Bunu seçim öncesinde hisseden Biden’ın basına yaptığı bazı açıklamaların parti içindeki Filistin tepkisini teskin etmeye yetmediği ortaya çıktı. Şu ana kadar Biden’a parti içinden gençlerin, siyahilerin ve Müslümanların tepkisi hep anketler üzerinden ölçülüyordu ancak Michigan ön seçim sonuçları bu kesimlerin seçmen davranışındaki değişimin sandıkta karşılığı olduğuna işaret ediyor.


Devamı
Michigan dan Biden a Filistin Resti Trump a Merkez Uyarısı
Podcast 28 Şubat Darbesi ve Türkiye nin Demokratikleşme Mücadelesi

Podcast: 28 Şubat Darbesi ve Türkiye’nin Demokratikleşme Mücadelesi

28 Şubat Darbesi ve Türkiye’nin Demokratikleşme Mücadelesi


Devamı

Bir kasırganın geldiği tespiti Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'e ait. Bu ifadeyi El Pais gazetesine verdiği röportajda AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'i "tamamen İsrail yanlısı duruş sergilemekle" suçlarken kullandı. Borrell, AB'nin Rusya-Ukrayna savaşına ve İsrail'in Gazze'deki katliamlarına yönelik politikalarının yüksek maliyetler ürettiğini belirterek "Batı'da bir kasırganın yaklaştığı" öngörüsünde bulunuyor. Dante'nin İlahi Komedya'sına atıfla "şiddet çemberinin" geldiğini belirten Borrell, "çok geçmeden Avrupa uyanmak zorunda" diyor. AB çevrelerinde Von der Leyen'in İsrail'e koşulsuz desteğine duyulan tepki biliniyor ve bunun bir örneği "Bayan Soykırım" tabiriyle ifade edildi.

Rusya-Ukrayna savaşının ikinci yıldönümünde dünyanın hali iç açıcı değil. Sadece son birkaç haftada yaşanan gelişmelerin bazılarını sıralamak bile ne kadar parçalı, dağınık ama riskleri yükselen bir döneme geçtiğimizi anlamak için yeterli

Türkiye'nin 2011'den günümüze Somali ile kurduğu ilişki, Afrika kıtasında yer alan diğer ülkeler için model niteliğinde. Ancak Türkiye'nin Somali ile bağları elbette 2011'de oluşmadı. Bağlar çok daha eskilere, beş yüzyıl öncesinde bölgeyi Portekizlilerden koruyan Osmanlı donanmasının varlığını göstermesine kadar dayanıyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin Somali ile imzaladığı "Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması", Afrika Boynuzu siyaseti açısından önemli bir dönüm noktası teşkil ediyor. Ancak burada kastettiğim süreç sadece Somali'nin güvenliğini sağlamaya yönelik olan durumu içermiyor. Türkiye ile Somali'nin birlikte yürüdükleri stratejik yolda imzalanan Anlaşma, bölgesel güvenliğe karşı kritik katkılar ve bölgede varlık gösteren tüm aktörlere karşı önemli mesajları barındırıyor.

Günümüz dünyası, hızla değişen güvenlik dinamikleri ve artan jeopolitik rekabetle karşı karşıya. Özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte hızlanan ve biçim değiştiren söz konusu rekabet, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve İsrail'in Gazze'deki saldırıları sonrası derin bir güvenlik krizini de ortaya çıkardı. Üstelik bu kriz, geleneksel askeri çatışmaların uluslararası siyaseti şekillendiren temel bir örüntü olarak geri dönmesiyle sınırlı değil. Teknolojinin giderek artan önemi, yapıcı olduğu kadar yıkıcı olan tarafı, iklim değişiminin neden olacağı olası geniş çaplı krizler, küresel ekonomide yaşan sistemik değişim ve dünya nüfusunun her geçen gün artması, sistemik düzeyde bir kaygı döneminin içinde olduğumuzu bize gösteriyor.